"Ruhumuzun ele avuca sığmayan akışını gözlemek, onun karanlık derinliklerine kadar inmek, türlü hallerindeki bunca incelikleri ayırt edip yazmak zannedildiğinden çok daha zahmetli bir iştir. Sonra bir taraftan bu işin o kadar başka, o kadar garip bir zevki de var ki insanı dünya işlerinden, hem de en değerli dünya işlerinden çekip alıyor."
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Tüm kadınlar aklımı karıştırıyordu. Hayatlarını sürdürürlerken akıllarından neler geçtiğini anlamaya çalışmak, bir solucanın düşüncelerini okumaya çalışmaktan daha karmaşık, daha zahmetli ve daha rahatsız ediciydi.
Yaşamak, kendini gözden yitirmemek için, kendi varlığında, kendi statis'inde her zaman tam anlamıyla var olmak için gösterilen sürekli, zahmetli çabadır.
Çabayla çiçeklenir yaşam, beylik gerçek: Bana gelince, yeterince zahmetli değil yaşamım. Eylemin üzerinde uçuyor, ve geziniyor uzaklarda dünyanın bu değerli odağı.
İnsanlar birbirini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar