"Ruhumuzun ele avuca sığmayan akışını gözlemek, onun karanlık derinliklerine kadar inmek, türlü hallerindeki bunca incelikleri ayırt edip yazmak zannedildiğinden çok daha zahmetli bir iştir. Sonra bir taraftan bu işin o kadar başka, o kadar garip bir zevki de var ki insanı dünya işlerinden, hem de en değerli dünya işlerinden çekip alıyor."
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Küçükken bizim için eğlence olan ama annelerimiz için eziyet sayılabilecek salça sezonunu uzun süredir devralmış durumdayım.Her ne kadar yorucu,zahmetli olsa da bu tür işleri çok seviyorum.Toprağa dokunmak emekle yetiştirileni ağız tadıyla tüketmek ayrı bir his.Bu sezon karasal iklimde yaz sonuyken, Akdeniz’de yaz başlangıcı oluyor.Tersine dünya:)
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Tüm kadınlar aklımı karıştırıyordu. Hayatlarını sürdürürlerken akıllarından neler geçtiğini anlamaya çalışmak, bir solucanın düşüncelerini okumaya çalışmaktan daha karmaşık, daha zahmetli ve daha rahatsız ediciydi.
"Her şeyin vaktine gebe olduğunu, uzun çabaların, zahmetli zamanların, kan ve terin ardından anlıyoruz. Bana kalırsa hayatta edinilebilecek en mühim tecrübelerden birisi budur; ne kadar emek verirsen ver, vakti dolmadan gerçekleşmeyecek."
Yaşamak, kendini gözden yitirmemek için, kendi varlığında, kendi statis'inde her zaman tam anlamıyla var olmak için gösterilen sürekli, zahmetli çabadır.