"Siz benim gülüme hiç benzemiyorsunuz. Sizin, Benim için hiçbir değeriniz yok."
Sayfa 116
"Senin ayak sesini diğerlerininkinden ayırabilirim. Başka ayak sesleri,beni gizlenmeye zorluyor. Senin ayak seslerin ise tatlı bir ezgi gibi beni inimden dışarı çıkarır."
Sayfa 113
"Bütün tavuklar birbirine benzer,insanlar da öyledir. Bu yüzden de biraz canım sıkılıyor."
Sayfa 113
Okur Takip Önerileri
"Hayır. Ben dost arıyorum. Evcil ne demek?"
"Çoğunlukla ihmal edilen şeydir. Bağlar kurmak anlamına gelir."
"Bağlar kurmak mı?"
"Elbette! Sen henüz benim gözümde, sana benzeyen yüz binlerce küçük çocuktan yalnızca birisin. Hem sana ihtiyacım yok benim. Senin de bana ihtiyacın yok. Ben senin gözünde,yüz binlerce tilkiden biriyim,Ama sen beni evcilleştirirsen birbirimize ihtiyaç duyarız. Sen benim için dünyada tek olursun. Ben de senin için dünyada tek olurum.."
...
"Bir çiçek var..sanırım o beni evcilleştirdi.."
"Olabilir. Yeryüzünde her şey olur.."
Sayfa 111
"Peki bu yıldızları ne yapıyorsun?"
"Ne mi yapıyorum? Hiçbir şey..Onlar benim,bu yüzden onları sayıyorum."
"Yıldızlar senin mi?"
"Evet."
"Fakat ben bir kral tanıyorum,o.."
"Kralların hiçbir şeyleri yoktur. Onlar sadece hükmeder. Bu çok farklı bir şeydir."
"Yıldızlara sahip olmak ne ise yarıyor?"
"Zengin olmamı sağlıyor."
"Zengin olmak neye yarıyor?"
"Eger keşfedilmemiş yeni yıldızlar olursa onları da satın almamı sağlıyor."
..
"İnsan, yıldızlara nasıl sahip olabilir?"
"Yıldızlar kimin?"
"Bilmem,hiç kimsenin değildir herhalde."
"Öyleyse benimdir onlar, çünkü bunu ilk düşünen bendim."
"Bu,onların senin olması için yeterli bir sebep mi?"
"Kesinlikle! Hiç kimsenin olmayan bir elmas bulursan o senin olur. Hiç kimsenin olmayan bir ada bulursan o senin olur. Bir şeyi ilk kez sen düşünürsen patentini alırsın,o senin fikrin olur. Benden başka kimse onlara sahil olmayı düşünmediğine göre yıldızlar da benimdir."
..
Sayfa 78
"Bir gün,"demiştin, "güneşin batışını tam kırk üç kez görmüştüm!"
Sonra da şunları ekledin:
"Biliyor musun,İnsan üzgün olduğu, zaman gün batımını çok sever."
"Güneşin battığını kırk üç kez seyrettiğin gün çok üzgündün demek ki?"
Küçük Prens buna cevap vermedi.
Sayfa 39
"İnsanın bir dostunu unutması çok acı bir şey. Hem herkes dost edinemez. Eğer onu unutursam,rakamlardan başka bir şeyle ilgilenen büyükler gibi olur çıkarım."
Sayfa 29
"Oysa yaşamın ne olduğunu anlayan bizler,rakamlara fazla önem vermeyiz."
Sayfa 29
"Büyükler böyledir işte. Onlara kızmamak gerekir. Çocuklar, büyüklere karşı her zaman anlayışlı olmak zorundadır."
Sayfa 28
"Büyüklere "Pencerelerinde sardunyalar,damında güvercin olan,pembe tuğladan örülmüş güzel bir ev gördüm.."derseniz sizin nasıl bir evden bahsettiğinizi kafalarında canlandıramazlar. Fakat onlara "Yüz bin frank değerinde bir ev gördüm."derseniz o zaman "Ne güzel evmiş!"diye haykırırlar.
Sayfa 28
"Büyükler rakamları çok severler. Onlara yeni bir dostunuzdan söz ettiğinizde size onun hakkında hiçbir zaman önemli şeyler hakkında sorular sormazlar: Hiçbir zaman "Sesinin tonu nasıldır? Hangi oyunlardan hoşlanır? Kelebek koleksiyonu yapar mı?"demezler. Bunun yerine hep "Kaç yaşında? Kaç erkek kardeşi var? Kaç kilodur? Kaç para kazanıyor?"gibi sorular sorarlar. Sadece bu soruların cevabını alınca onu tanıyacaklarını sanırlar."
Sayfa 28
"Olric? Neden her istediğimi anlatamıyorum?..Neden,neden,neden?..Yalnız seninle mi konuşabileceğim Olric? Olric susuyordu. Olric dış dünya ile konuşmazdı. Parçalanırdı, erirdi."
Sayfa 408
"Yok canım böyle şeyler anlatılır mıydı? İnsana deli derlerdi sonra."
Sayfa 408
"Sonuçlara katlanmalıyız Olric:katlanmalısın. Bana bir yerde dur diyemezsin. Bir kişi de sonuna kadar gitmeli. Ölümün bile yarıda bırakmasına izin vermemeli."
Sayfa 537
"Sonuçlara katlanmalıyız Olric:katlanmalısın."
Sayfa 537