Seriyi 2016 yılında Tim Burton’ın yönetmenliğini yaptığı filmiyle tanıdım. O zamanlar fantastik ögelerle yeni yeni tanışıyordum ve filmi çok beğenmiştim. Bu sebeple önce filmini tekrar tekrar izledim devamındaysa kitap serisinden haberdar oldum. Kitabı tek bir günde bir çırpıda bitirdim çünkü gerek kurgusu gerekse kitabın içindeki olayı destekleyen sahici fotoğraflar beni seriye daha da çekti. Üstelik kurgunun 1900’lü yıllarda geçiyor olması hikayenin cazibesini arttırıyordu. Tüm karakterler, zaman yolculukları, döngüler, ve mekanlar seriyi okumaya devam ettikçe daha da akıcı hale geliyor. Bu kitap fantastik edebiyatı için çok kıymetli bir romandır benim gözümde. belki de ilk okuduğumda küçük ve meraklı bir çocuk oluşumdandır diye düşünerek bir kez daha okuma kararıyla yine tek seferde okudum herhalde birkaç kez daha okurum ileride ama sıkılır mıyım sanmıyorum. Size de -fantastik meraklısıysanız- mutlaka okumanızı tavsiye ederim zira fantastik edebiyatın o kalıplaşmış canavarlarından, vampirlerinden çok daha farklı bir dünya bekliyor sizi: gizli ve yarım kalmış tuhafların hikayesi…