Onun özgürlük kavramına verdiği anlam üst insan kavramına verdiği anlamdan geçer.
Peki nedir bu üst insan ?
Nietzsche'ye göre, insan aşılması gereken bir varlıktır. Üst insana geçiş yapabilmek için ise, maddiyat istencinden, yanılgılardan, yüceltmelerden, yanılsamalardan kurtulmalıdır insan. Zaaflarıyla yüzleşmeli, arzularının peşinden gidip, gördüklerini, duyduklarını sorgulayabilmedir. Fakat tüm bunlar, özgür insanın her türlü değeri yok saydığı, reddettiği anlamına gelmez. Üst insan bir nihilist değildir. Çünkü, nihilizm de aşılması gereken bir şeydir. Aynı, kuralları yıkmadan önce, onları öğrenmek zorunda olduğumuz gibi. Ancak elbette bu kolay bir yol olmayacaktır. Çünkü özgür olmak isteyen kişi, bedel ödemeye de hazır olmalıdır.
Peki özgür olduktan sonra ne olur? Yani ne hisseder? Ne görür üst insan?
Bunu da şöyle açıklıyor Nietzsche. Özgür ruh, tekrardan yaşamaya döner, tabii yavaşça. Yine bir sıcaklık, bir yumuşaklık vardır. Hissetmek daha da derinlik kazanır. Rüzgar, kişinin etrafında esip durur. Nerdeyse hissediyordur ki sanki şu anda ilk defa, gözleri yakınındaki şeyleri görmeye başlamıştır. Şaşkınlık halindedir. Öyle sessizce oturur. Şimdiye kadar nerdeydi? Etrafındaki şeyler ne kadarda değişmiş görünüyordu. Minnetle bakarak arkasına, yolculuğuna, kendini sürgün edişine ve ciddiyetine. Artık ilk defa, kendini gerçekten görür. Acı çekmek, öylece durmak, sabretmeyi öğrenmek, güneşin altında olmak, ne kadar da memnun olur bunlarla. Dünyadaki en minnettar varlıklardır onlar. Ayrıca en mütevazılarıdır.
Bilgeliktir bu, dünyevi bilgelik.