Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep

Zeynep
@zeynep5
"Seni, bir süre sonra, sileceğim" diye düşündüm - benim bunu düşünebilmem de, zaten, artık, sen ile ben arasındaki bütün bu işin, sona erdiğinin habercisiydi: Tabii ki, bu da, sana ilettiğim - artık, iletebileceğim - bir şey değildi. Zaten, seni 'sil'emeyeceğimi de, gayet iyi, biliyordum. Zaten, hiçbir şeyin, silinemeyeceğini...
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
"Ayrılmalıyız" dedin - ben de, "Ayrılmak tek kişilik bir edimdir; ayrılmak isteyen, ayrılır" dedim. Doğruydu da, tam doğru değildi: 'Bırakmak'tır asıl 'tek kişilik edim' olan; 'ayrılmak' ise, herhalde, her iki kişide de temelleri, nedenleri, yönelimi olması gereken bir şey - iki kişi, ayrılır(lar); buradaki tekil/çoğul farkı da sınırda duran bir fark: Örneğin üçüncü bir kişinin "onlar ayrıldı" demesi ile "onlar ayrıldılar" demesi arasındaki fark: birincisinde, 'ikisinin ayrılmış olmaları', ikincisinde de 'her birinin ötekinden ayrıldığı' gibi bir bilgi içeriği var - yani, birincisinde, ikisinden birinin ötekinden 'ayrı'lması yeterlidir, 'ayrıl'ma için; ikincisindeyse, ikisi birden, birbirlerinden 'ayrılır'lar - bu da, 'ayrılış'tır... -Biz, artık, ayrı olabiliyor idiysek, sen ile ben arasındaki şu 'i l e', artık, yok, demekti.
Sayfa 185Kitabı okudu
"Bitirmek istemiyorum; ama, belki, sürdürdüğüm, bitmiş bir şeydir" diye düşünmüşüm.
Sayfa 169Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'Aşk', çünkü, önemsiz; giderek, değersiz bir şeydir: kişinin 'başına' nedensizce; hatta, nesnesizce 'gelir': neden şu kişiye âşık olmuşsundur; k i m d i r, âşık olduğun- belirsizdir- çünkü, yalnızca bir 'etkilenim', bir 'tutku'dur - işte: bir tutulmuşluktur... Sevgi ise dünyanın en önemli; giderek de (enderliğinden mi acaba - herhalde...) en değerli şeyidir - çünkü, kişinin bilinçle ve tam da belirli bir kişiye yönelik, bulunabileceği en yoğun ve en yalın - anlamlı; amaçlı - eylemidir. Düşün: Sevgi, eylemdir.
Reklam
'Güven' demiyorum mahsus: Güven saf bir şeydir, epey de güçsüzdür - düşünülmemiş bir şeydir, kendiliğinden olur: vardır ya da yoktur. Benim sözünü ettiğim 'kuşku duymama' ise bilinçlidir, düşünülerek takınılmış bir tavır, her seferinde yeniden düşünülerek bulunulan bir eylemdir.
Yaşam bazen yalnızca sağ kalmak için gerekli şeyleri elde etmek uğruna girişilen uzun ve bunaltıcı bir didinme olur çıkar. İnsana tuhaf gelen de şudur: Yararlı her şeyin bir fiyatı vardır, yalnızca parayla satın alınabilir. Düzen bunun üzerine kuruludur. Bir balya pamuğun ya da çeyrek bir litre pekmezin fiyatını bilirsiniz, bunun nedeni aklınıza bile gelmez. Oysa insan yaşamına hiçbir değer biçilmemiştir. Bize bedava verilir, geri alındığında da bir şey ödenmez. Peki nedir değeri? Çevrenize şöyle bir bakarsanız, bazen çok düşük bir değer biçildiğini, bazen de hiçbir değer biçilmediğini görürsünüz. Çoğu zaman çalışıp ter döktükten sonra düze çıkmazsanız, ruhunuzun derinliklerinde pek bir değer taşımadığınız duygusu doğar.
"Gözlerimi kapadığım zaman senin hayalini görüyorum..." diyorsun. Ah Aliye, ben gözlerim açıkken bile hep seni görüyorum. Her şeyde senin hayaline tesadüf ediyorum.
Ben son zamanlarda her şeyden ümidimi kesmiş, kendimi gülen, oynayan hayattan ayırarak birkaç türlü kitabın arasına atmış bulunuyordum. Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.
Yalnız senin için yaşamak, hayatımdan senden başka her şeyi silip atmak istiyorum. Fikirlerimi, gayeleri seninle paylaşmak, doğru bulduğumuz şeylere beraber inanmak istiyorum. Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku... Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Reklam
Mektubunu aldım. "Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!" diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma... Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan sonra ne diye kederli ve üzüntülü şeyler yazalım... İkimiz de yalnız neşeden ibaret mektuplar yazmalıyız. Mektubundaki "Beni istediğim kadar sevmezsen ölürüm" cümlesini belki elli defa okudum. Ah Aliye, seni isteyebileceğinden çok seveceğim. Benim nasıl sevebileceğimi göreceksin...
İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız. Hayatta en büyük vazife ve saadet olarak şunu almak lazımdır: bize yakın ve uzak bütün insanlara yardım etmek, bütün insanların iyiliğine çalışmak...
Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır.
Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez.
Sayfa 125Kitabı okudu
İçimdekileri söyleyebilmiş olmam beni mutlu etmedi aslında. İnsan garip bir varlık, bazen sakladıkları ile mutlu oluyor. Bazen de açığa vurduklarıyla. Ben her iki durumda da mutsuz olacaktım. Saklasam da açığa vursam da mutsuzluğum değişmeyecekti. Onun biraz daha mutsuz olması için açığa vurmayı seçtim. Bende çok şey değiştirmedi.
Sayfa 110Kitabı okudu
366 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.