Zindandan Mehmed'e Dua, dua, eller karıncalanmış; Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış... Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu; İplik ki, incecik, örer boşluğu. Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş; Karanlığında nur, yeniden doğuş... Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş! Sen bir devsin, yükü ağırdır devin! Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin! Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Zindandan Mehmed’e Mektup / Necip Fazıl Kısakürek
... Sükût… Kıvrım kıvrım uzaklık uzar; Tek nokta seçemez dünyadan nazar. Yerinde mi acep, ölü ve mezar? Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz? Güneşe göç var da, kalan biz miyiz? ...
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek/Zindandan Mehmed'e Mektup
''Dua dua eller karıncalanmış; Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış... Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu, İplik ki incecik, örer boşluğu...''
Çaycı,getir,ilâç kokulu çaydan! Dakika düşelim,senelik paydan! Zindanda dakika farksızdır aydan Karıştır çayını zaman erisin; Köpük köpük,duman duman erisin! Necip Fazıl Kısakürek | Zindandan Mehmed'e Mektup
Yeryüzü boşaldı,habersiz miyiz? Güneşe göç var da, kalan biz miyiz? Zindandan Mehmed'e Mektup.. "Necip Fazıl Kısakürek"
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam, boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim! Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli. Bu yol da tutuktur hapse düşeli... Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak. Ne ayak dayanır buna, ne
Reklam
195 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.