"Eski Osmanlı güzideleri, köylüleri (eşek Türk) diye tahkir ederdi. Sen yalnız Osmanlısın,
Sakın başka milletlere bakarak sen de bir ad isteme! Millî bir ad istediğin dakikada Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasına sebep olursun” demişlerdi. Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusuyla
“vallahi Türk değilim, Osmanlıdan başka hiç bir
İçtimaî zümreye mensup değilim.” demeğe mecbur
edilmişti."
"Gerçi atlarda soy aramak gerekir, çünkü bütün üstünlükleri iç güdüye dayandığı ve bunlar kalıtım yoluyla geldiği için hayvanlarda ırkın büyük bir önemi vardır. İnsanlarda ise ırkın sosyal yeteneklere hiçbir etkisi olmadığı için soy aramak doğru değildir."
"Memleketimizde vaktiyle dedeleri Arnavutluk’tan yahut Arabistan’dan gelmiş vatandaşlarımız vardır. Bunları Türk terbiyesiyle büyümüş ve Türk mefkûresine çalışmayı itiyat etmiş görürsek sair milletdaşlarımızdan hiç tefrik etmemeliyiz. Yalnız saadet zamanında değil, felâket zamanında da bizden ayrılmayanları nasıl milliyetimizden hariç telâkki edebiliriz. Hususiyle, bunlar arasında milletimize karşı
büyük fedakârlıklar yapmış, Türklüğe büyük hizmetler ifa etmiş olanlar varsa, nasıl olur da bu fedakâr 'insanlara (siz Türk değilsiniz) diyebiliriz."
"Filhakika, bir adam kanca müşterek bulunduğu insanlardan ziyade, dilde ve dinde
müşterek bulunduğu insanlarla beraber yaşamak
ister. Çünkü, İnsanî şahsiyetimiz, bedenimizde değil, ruhumuzdadır."
"Bu ifadelerden anlaşıldı ki millet, ne ırkî, ne
kavmî, ne coğrafî, ne siyasî, ne de iradî bir zümre değildir. Millet, lisanca, dince, ahlâkça ve bediiyatça müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış
fertlerden mürekkep bulunan bir zümredir. "