Mustafa Kemal, biz Bulgarlara Balkan Savaşı'nda niye yenildiğimizi anladım. Biz onların geri kaldığını düşünürdük ama onların operaları varmış. İstanbul'da tiyatro bile yok sayılır.
Hiçbir zaman, hiçbir şeye ve hiçbir kişiye ihtiyacı olmayan bağlanmayan, sevmeyen, sevilmeyen muhteşem yaratık ... Niye bazı kültürlerde kediye tanrı olarak tapıldığını anlamaya başlamıştım.
Ama gözlerinde insanın içine işleyen bir sızı ve saflık vardı. Dürüsttü, hem de sapına kadar dürüst. Kendisini yıpratacak, kendine zarar verecek kadar dürüst.
20 yaşına gelen bir kız her ırktan, her renk ve kültürden onlarca erkekle yatmış oluyordu ve bir durum, içlerindeki mutsuzluk ve tatminsizlik duygusunu artırmaktan başka bir işe yaramıyordu.