"Herkes sürükleniyor" diye yazdı. "Doğulu ve İslami geçmişinin ahlaki değerler sisteminden kopmuş, Batılılaşma politikaları uyguladığı halde Batı değerleriyle bütünleşememiş köksüz bir toplumda referans noktalarının kayboluşu...
Toplumu bir arada yaşatan, yazılı olmayan kurallar dizisi burada yok. Nihilist bir dönemden geçiyoruz; sadece ben ve çevrem değil, herkes böyle. Kimse hayatından memnun değil. Herkes derin bir huzursuzluk içinde kıvranıyor; daha iyi bir hayata ulaşmak istiyor ama o yeni hayatın ne olduğunun da farkında değil. Tarifi yok; dolayısıyla toplumun mitolojisi ve ideali de yok. Bu yüzden bir nehrin suları bizi önüne katmış götürüyor. İnsanlar akıntıdan kurtulmak için kıyıdan sarkan dallara tutunmaya çalışıyorlar. Kimi din dalına tutunuyor, kimi milliyetçilik, kimi kürtçülük; kimi ise nihilizme gömülüyor."
Tesadüfen gazete haberinde gördüğü arkadaşının cenazesine giden gazeteci İbrahim'in Mardin'den, başlayarak farkında olmadan gizeme dalıp Meleknur'un izini sürmesiyle başlıyor hikaye. Suriyeli Ezidilerden olan Meleknur'un inancından ötürü, iyiliğin ve kötülüğün ötesindeki Tavuskuşuna olan bağlılıkları müslüman olduğunu iddia eden IŞİD örgütünün zulmüyle çekilmez bir hal alıyor. Kaçarak Türkiye mülteci kamplarına gelen Meleknur'un ,vefat eden Mehmet ile hikayesinin peşinden giden İbrahim'in öğrendikleri ile üzücü bir hikaye olarak can acıtıyor.
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,4bin okunma
Çevrenin beni çok sarstığını gören bir arkadaşım, herkesin bir şemsiyesi var kendini koruyacak, seninse yok, bir an önce şemsiyeni açmaya bak, çünkü bu yağmur hiç dinmeyecek demişti.