Hani bazı kalın kitapları okumayı çok istersiniz fakat okuyamazsınız sıkılırım diye,1720 Sayfa olmasına rağmen bu kitapta öyle bir durum yaşamadım.Yayınevi sayfaları iyi bölümlemiş başlık başlık.
Tek düşündüğüm şey her kitapta olduğu gibi bitse de sıradaki kitabıma başlayayım sabırsızlığı... Bitmek bilmeyen bir sabırsızlık!
Bir kaç alıntı paylaşayım:
-Kendi kendine kapalı kalan kalp açılamadığından içten içe oyulur, yayılamadığından dolayı da derinleşir.
Syf:1083
-Genç kızlarda kalp beyazlığı ki -neşe ve soğuktan oluşmuştur- kara benzer, o anın güneşi olan aşkla karşılaşınca derhal erir.
Syf:1094
-İnsanın hakiki nitelikleri, içiçe geçmiş fikirlerden ziyade kurduğu hayallerde belli olur. Hayallerimiz, bize en benzeyenlerdir.
Syf: 853
-En fazla çikolata Madrid'de tüketilir. En çok ardıç suyu Amsterdam'da sarfedilir. Kahvenin en çok tüketildiği yer İstanbul'dur
Syf:818
-İnanç, insan için en lüzumlu bir ihtiyaçtır. İnancı olmayan kimselerin vay haline! Bu gibiler daima bedbahttırlar.
Syf: 645
***Dikkatimi çeken Hz.Muhammed, İstanbul,Gazneli Mahmut ve Türkler kelimelerinin bir kaç yerde geçmesi ve olayları,nesneleri ve duyguları farklı -bakış açısıyla- tanımlaması çok güzeldi... Her yazarın dünyası farklı işte. Yeni dünyalar keşfetme heyacanını yaşamak çok farklı bi his bence. Ve bu durum bana kitapları sevdiriyor.
...
Zaten okuyan arkadaşlar yeterli sayıda incelemeyi yapmışlar, bana da bir kaç alıntı paylaşmak düştü:)
Ben çok beğendim, okuma sırası sizde. İnşallah beğenirsiniz. İstifadeli, keyifli okumalar.