Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşegül Altınsoy Alp

İnsanın, artık sevdiği kişi hayatta olmadan yaşayabilmesi onu sandığından daha az sevmiş olduğu anlamına mı gelir?
Reklam
... Bir dilek hakkım olsaydı, Birazcık mutluluk isterdim. Çünkü fazlası hüznü özletir bana.
Sayfa 216Kitabı okudu
-"Peki sen neden dua ediyorsun, Moşe?" diye sordum. -"Ben bendeki Tanrıya, ona gerçek sorular yöneltebilecek gücü bana vermesi için dua ediyorum."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İnsan ağlıyorsa artık dürüst değil demektir. Meseleyi geride bırakmıştır. Ben gözyaşlarına inanmam. Acının ne gözyaşları ne de kelimeleri vardır."
"En büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar. "
Reklam
"Felaketler karşısında kadınlar eğilir, erkekler kırılır."
Sayfa 188Kitabı okudu
"Birden fazla hayat yaşayanı Birden fazla ölüm bekler."
Oysa herkes öldürür sevdiğini, Bunu böyle bilin, Kimi hazin bir bakışla öldürür, Kimi latif bir sözle, Korkaklar öperek öldürür, Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimsesiz çocuklar gibi bırakılmış, yaşlı insanlar gibi görmüş geçirmişiz; kabayız, üzgünüz, satıhtayız... Galiba mahvolmuşuz.
"Aşk deniz gibidir. Kıpırdayan, hareket eden bir şeydir ama aynı zamanda vurduğu kıyıların biçimini alır, dolayısıyla her kıyıda farklıdır."
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Ah! Yalnızlık ne güzel ve ne hazin şey! Kendimiz seçtiğimizde nasıl da güzel! Bize yıllarca dayatıldığında nasıl da hazin!
Sayfa 150Kitabı okudu
"Yalnızlık ağır geliyor. Bir dostum olsun isterdim, gerçek bir dostum ya da kendisine dertlerimi açabileceğim bir sevgilim."
Pencerenin öte yanında olanlardan korkuyorum, dışarıdan eve giren havadan ve getirdiği gürültüden.
Zeka özürlü bir adam da, diğer adamlar gibi olmak ister. Bir çocuk kendisini beslemeyi veya ne yemesi gerektiğini bilemeyebilir, ama onun da karnı acıkır.
Kendini yere atmaya bakardı, ama kimse yere atmazdı kendini. Cesaret değildi tam olarak; amaç kahramanlık değildi. Korkak olamayacak kadar korkmalarıydı nedeni daha çok.
Reklam
Çevremizdeki hiçbir şey yaşlanacak kadar uzun ömürlü değildi, son sürat yenileriyle değiştiriliyor, yenileniyorlardı. Hafızanın onları yaşamın belli anlarıyla eşleştirecek zamanı olmuyordu.
Sayfa 184Kitabı okudu
"Dünya savaşları kendi seyrinde gidiyordu. Onlara gösterilen ilgi ne kadar uzakta oldukları ve ne kadar sürdükleriyle ters orantılıydı, bu ilgi özellikle de başroldekilerin Batılıların olup olmamasına göre değişiyordu."
Sayfa 150Kitabı okudu
Görmek ile bakmak, tartmak ile tanımak, toz almak ile temizlemek, leke çıkarmak ile yıkamak, yemek yapmak ile pişirmek, okumak ile yazmak arasında fark vardır, herkes kendi hızında yaşamayı seçer: ben canlıyım. Hem de capcanlı.
Sayfa 159Kitabı okudu
"Gelecek tahayyülü, eylülde okullar açılır açılmaz ajandamızda tatil günlerinde daire içine almakla sınırlıydı."
Sayfa 115Kitabı okudu
"Bu sakin ve konforlu hayata yerleşip kalmaktan, farkına varmadan yaşayıp gitmekten korkuyorum."
Her şey bir saniye içinde silinip gidecek. Beşikten ölüm döşeğine dek derlenen sözlük tarihe karışacak. Suskunluğa bürünecek her şey ve onu anlatacak bir sözcük olmayacak.
Reklam
Hayat, aldıklarını taşıyacak kadar güçlü olmayanlar dışında kimseye bir şey vermiyor.
Sayfa 113Kitabı okudu
Uzaklık ya da ölüm, kuşku ya da ihanetten daha az zarar verir aşka"
Sayfa 164 - helikopterKitabı okudu
Bana hep garip gelen, gözyaşların doğmadan önce programlaşmış olmasıdır. Bu demektir ki ağlayacağımız önceden saptanmış. Bunu hiç düşündünüz mü? Kendine saygısı olan hiçbir yaratıcı yapmaz bunu.