Zora Neale Hurston Amerikalı bir yazar, antropolog ve film yapımcısıydı. 1900'lü yılların başlarında Amerikan Güneyindeki ırkçı mücadeleleri tasvir etti ve hoodoo üzerine araştırma yayınladı. Dört romanından en popüler olanı, 1937'de yayınlanan Gözlerini Tanrıyı İzliyordu.
Unvan:
Amerikalı halkbilimci, antropolog ve yazar
Doğum:
Notasulga, Alabama, Amerika Birleşik Devletleri, 7 Ocak 1891
Ölüm:
Fort Pierce, Florida, Amerika Birleşik Devletleri, 28 Ocak 1960
Geçen senelerde olduğu gibi bu sene de yine mart ayında kadın yazarlarımızın kitaplarını okumayı planlıyorum. Sizler de elinizde bulunan kadın yazarların kitaplarını okuyarak farkındalığı arttırabilirseniz sevinirim.
Geçen sene olduğu gibi bu sene de yine mart ayında kadın yazarlarımızın kitaplarını okumayı planlıyorum. Sizler de elinizde bulunan kadın yazarların kitaplarını okuyarak farkındalığı arttırabilirseniz sevinirim.
Elimde halihazırda bulunan;
Antropolog, sinemacı, tiyatro yazarı, öykücü ve romancı olan Zora Neale Hurston 1891'de Alabama'da doğdu, 1894'te ailesiyle beraber Eatonville, Florida'ya taşındı. Burası hem Hurston'ın birçok eserinde kullanacağı hem de yıllar sonra adina 1festivalin düzenleneceği 1yerdir. Üniversitede Ispanyolca, Yunanca, hitabet sanatı
Heyy!!! Siz okurlar sorarım size, bu kadar yaşadıklarımın sorumlusu ben miyim? Büyükannem mi?Hiç tanımadığım annem ve babam mı? Kimdir suçlu olan...
Yoksa siyah olduğum için gözlerimi açar açmaz köle olarak anılmak ve değersiz görülmek mi???
Hepsi elbette...
Doğru, büyükannemin yaşadıklarının çoğunu yaşamadım fakat onun yaşamış olması benim de aynı olumsuzlukları yaşayacağımdan korkması ve ona göre beni büyütmesi,hayatımın ona göre şekil alması yeterince hüsran dolu zaten...
Büyükannemin isteğiyle başlayan evlilik hayatımda yaşadıklarım,gördüklerim, acılarım,ötekileşmem,değersizleşmem ve her şeyden önce yalnız kadın olmam yaşanacak acıların,mutsuzlukların, üzüntülerin başlangıcı değil mi zaten.
Evet bir yine bir kadın,yine ezilmişlik,horgörülmek,erkek egemenliğini, Afro Amerika kültürü ile Siyahilerin dilinden okuyacaksınız.
"KADIN" beş harf içeriğinde ki anlamın sonsuz olduğunu bana bu eser yine hatırlattı.
Satırlarla bizi buluşturan yazarı saygıyla ve minnetle anıyorum.
Ve diyorum ki, yazarın bu özel ve güzel başyapıtı ülkemizde az kişi tarafından okunmuş olması üzücü bir durum.
Umarım daha çok kişi okur.
Kitapla sevgiyle kalın.
Kossola'nın gerçek hikayesi. Afrika'da ki kabile savaşından faydalanılıp savaşı kazanan kralın ele geçirdiği köleleri Amerika'ya satmasıyla Kossola'nın hikayesi başlıyor. Gemide yetmiş gün yapılan yolculuk sonrası Amerika'ya gelen köleler çalışmaya başlattırılıyor ve kölelik tarihi de başlamış oluyor. Kossola'nın Köle kargosunun yaşayan tek üyesi olmasından dolayı antropolog Hurston kendini Kossola'nın hikayesine adıyor ve bu bilgiler ışığında araştırmalar yapıp olayın gerçekliğinide kanıtlamış oluyor. Yaşananların yoruculuğu ve yıpratıcı etkisiyle insan özgür olsa dahi kaybettikleri onu köleleştiriyor. Kossola özgürlüğünü kazansa da ikinci hayatında da acılar onu bekliyor. Gerçekten cok etkileyici bir biyografi okudum.