Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve

256 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Bir Aziz Mahmud Hüdâyî Romanı"
"Bir Aziz Mahmud Hüdâyî Romanı" "Ene" yani "ben" Anneannem her zaman; "Ben şeytanın adıdır, ben ben deyip durmayın. Ben diyen hep kendini haklı sandığından, kendinden başkasını bilmez." der... Aslında şöyle bir düşününce ne kadar da doğru... Etrafımızdaki çoğu insan kendi bakış açısından dolayı, başkasının bakış açısına, acılarına, kararlarına kör ve sağır gibi davranıyor. Ben kelimesi o kadar çok işlemiş ki dilimize, sürekli ben der olmuşuz. "Sen" demeyi unutmuşuz. Evet, gelelim en sevdiğim kısıma kitap yorumuna... Bursa'da yaşadığım için çok şanslı olduğumu söylemesem olmaz. Kitapta geçen çoğu yeri ziyaret ettiğimden dolayı, okurken daha etkilendim. Ayrıca yazarın farklı anlatım tarzından da etkilendim. Farklı anlatım derken? Şöyle efenim; sanki başka biri kitabı okuyor ve sizde o kişinin kitabı okurken düşüncelerini, acabalarını, sorularını, merakını ve nefsini sorgulamasını okuyorsunuz. Sayfalarda hem Aziz Mahmud Hüdâyî'nin nefsi ile mücadelesini okuyup hem de okuyucunun düşüncelerini okumak... Sonra kendi iç sesinizi dinliyorsunuz. Aziz Mahmud Hüdayi koskoca Bursa'nın kadısı, nefsini terbiye etmek için, elde ettiği şöhreti terk edip çarşıda ciğer satar. Varlıktan; makam, şan, şöhretten yokluğa... Nefs'i terbiye etmek kolay mıdır? Şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum... Sayfa: 144 Herkes en çok kendini tanıdığını sanır oysa herkes en yabancıdır kendine. Öyle durumlarda, öyle birine dönüşür ki insan kendi bile hayret eder kendine...
Ene 'Sus Ey Nefsim'
Ene 'Sus Ey Nefsim'
Ene 'Sus Ey Nefsim'
Ene 'Sus Ey Nefsim'Fatih Duman · Nesil Yayınları · 20225,4bin okunma
Reklam
128 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Suzan Defter
Merhaba sevgili herkes :)) Yazarın ilk okuduğum kitabı ve son olmayacağı kesin. Kitabımız hatıraları anlatan “ İki günlük” üzerinden bir anlatı oluşturmuş. Normal bir kitap gibi okunmuyor. Şöyle bir sayfa kadının günlüğü, diğer sayfa da erkeğin günlüğünden oluşuyor. Okurken kitabın basımının hatalı olduğunu düşünmeyin. Sol taraf erkeğin, sağ taraf
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,9bin okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Merhaba sevgili herkes.. Kitabı okurken “Yarının dünyası böyle mi olacak?” diye beni düşündürdü. Kitapta 2-3 sayfalık bölümler var. Bu bölümler farklı kişilerin gözünden okuyoruz. O yüzden ilk başlarda biraz kafa karışıyor. Ama ilerledikçe kitap sizi hayal dünyanızın içine çekiyor. Şahsen hayal dünyama girmeyi başaramayan kitapları okuyamıyorum. Her zaman dediğim gibi dizilerim kitaplarım. Kitabın sonu, bana devamı varmış hissi verdi. Okuyanların düşüncelerini de merak ediyorum. KÜLLERİ Kitabın türü; hem siyasi eleştiri, hem de distopya… Konusu ise; 70-80 yıl sonrasında 3. Dünya Savaşının ardından, kurulan korku imparatorluğunu ele alıyor. Bu imparatorluk ZTS isimli verilen bir sistemle denetleniyor. Bu sistem ise insanların düşüncelerini okuyor. Yönetime baş kaldıran ve yönetime isyan için intihar düşüncesi olan kişiler ZTS isimli sisteme düşüyor. Sisteme düşen kişiler intihar eyleminden önce keskin nişancılar tarafından öldürülüyor. Devamı kitapta… @merve__ce_
Külleri
KülleriSemih Erelvanlı · Hep Kitap · 201855 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
440 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Merhaba sevgili herkes :)) İclal Aydın’ın kalemine bayılıyorum. Kitap o kadar naif, o kadar sıcak ve güzel bir aile bağları var ki… Okuduğum kitapların birbirleriyle az da olsa bir bağlantısı var. Bu kitabı okumak isterseniz ilk önce Üç Kız Kardeşi okumanız lazım. Bu kitapta da bir bölümde diğer iki kitabın karekterlerinin kısa hikayesi geçiyor. Ama tabi kafa karışıklığı yapmıyor. İlk önce Üç Kız Kardeş sonrasında Kalbimin Can Mayasını okuyup, diğer kitaplarını da okuyabilirsiniz. Ben İclal Aydın’ı kalemini çok sevdim kendi gibi kitapta naif… Alıntı Sayfa :50 Önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil, önemli olan o darbeyi yedikten sonra ileriye doğru gitmeye devam edip etmediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun? İşte kazanmak böyle bir şey! Kendine inanmaya başlayana kadar kendine ait bir hayatın olmayacak! Alıntı Sayfa :328 Geceyi gece yapan, güneşin dünyaya arkasını dönmesi midir? Yoksa ayın ışığında parlayan kar, yastığa dökülen gözyaşı mı? Gözlerden firar eden uykun mu? Kalbin duvarlarında bir delik, bir yol arayarak ışığı bulmaya çalışan kırgınlık mı, yoksa aklın parmaklıklarını sarsarak firar etmek isteyen öfke mi? Geceyi gece yapan, babanın evlattan, evladın kardeşten, kardeşin dünyadan sakladığı o gerçeğin karanlıkta yaşamayı sevmesidir belki, kim bilir. Sayfa: 391 Je t’aimais, je t’aime et je t’aimerai… Seni sevdim, seviyorum ve seveceğim…
İclal Aydın
İclal Aydın
Kalbimin Can Mayası
Kalbimin Can Mayasıİclal Aydın · Artemis Yayınları · 20194,155 okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Okumalısınız
Daha önce Sinan Akyüz’ün Meyra ve İncir Kuşları adlı kitaplarını okumuştum. Kitabın konusu yine aynı ve gerçek hayat öyküsüdür. İncir Kuşları ve Meyra dan çok etkinlendiğim için, Leyla kitabı uzun zamandır kitaplığımda okunmayı beklemişti. Yürek dayanmıyor, kelimeler anlatmak için yetmiyor... Sizlere #arkakapak yazısını bırakıyorum... BOSNALI BİR KIZIN YÜREĞİNİZİ BURKACAK VE TÜYLERİNİZİ ÜRPERTECEK GERÇEK HAYAT ÖYKÜSÜ Bosnalı Leyla büyük bir kâbusu atlatmıştı: Bosna’daki toplama kampında geçirdiği iki yılı. Binlerce kadının travma geçirmesine neden olan savaşın karanlık ve baskıcı yüzünü anlatan bir kadın... Onun isyankâr öyküsü ve acıyla dolu dokunaklı kaderi... “Bu kitabın kapağını açmadan önce, cehenneme açılan bir kapının eşiğinde olduğunuzu bilmelisiniz. İnsan denilen yaratığın bütün kötülüklerini sergiye çıkarttığı bir coğrafyaya, Balkanlara adım atacaksınız… Kadınların beden ve ruhlarının nasıl lime lime edildiğini okurken “insan uygarlığı” denilen barbarlıktan kaçıp, en vahşi hayvanların şefkatli uygarlığına sığınmak isteyeceksiniz.”
Leyla
LeylaAlexandra Cavelius · Pegasus Yayınları · 20167,4bin okunma
Reklam
328 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
İncir Kuşları
Kitap hakkında nasıl bir yorum yapacağımı bilemiyorum. Kitabı okurken bazı yerlerde kapattım. Okumak bu kadar etkiliyorken, yaşanmış olması derinden sarsıyor. Müslüman Boşnaklara yapılan zulüm ve soykırım bunu okumak yürekleri parçalıyor. Toplama kamplarında yapılan işkenceler, Müslüman Boşnak erkeklerini Sırp askerlerinin acımazsızca öldürmesi,
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,3bin okunma
265 syf.
·
Puan vermedi
Aldatan ve aldatılan kadınların itirafları karşısında şaşıracak, bir erkeği elde edebilmek için sınırları aşanlara karşı öfkeleneceksiniz. "Erkekler mi saf, yoksa kadınlar mı şeytan?" sorusu takılacak aklınıza. Bazı kadınları anlamak zor olabilir.. Ama her kadın aynı değildir!! Kitabı okurken böyle kadınlarda mı varmış dedim. Kitabın içinde parça parça anlatılan kadınların hayat hikayeleri ve aldatan kadınlardan bahsedilmiş. Erkeklerin anlayamadıkları,kadınların ise söylemeden anlaşılmasını bekledikleri yalnızlıkları ve düşüncelerine yer edinmiş. Her kadının doğasında, istenilen her hangi bir şeyi erkekten istemeden, dile getirmeden yapmasını ve anlamasını bekliyoruz. Erkeklerin doğasın da ise sen iste ben yapayım düşüncesi var. Yazarın kitapta anlatmış olduğu kadın türlerine değinecek olursak; Yuva yıkan, bedenini bir türlü tuzak olarak kullanan kadınları anlatmış. Kadınların da erkekler gibi türlü türlü oyunlarının olduğunu,erkeklerin ne kadar zayıf olup bu tuzaklara düştüğünü ve sonunda yıkılan yuvalar.. Şunu anlamalıyız ki; aldatan kendini aldatıyor. Yıkılan yuvalar, pişmanlıklar,dönüşü olmayan hatalar ve keşkeler... Yaptığınız bir anlık zayıflık bütün hayatınızı değiştiriyor... Ne güzel demiş Nazım; . Küstürmeyin insanları hayata. Sonra her şeyden vazgeçiyorlar. Güzel olan her şeyden. Bir oda da yalnızlığı; bir dağ başında kalmayı, bir adada mahsur kalmayı, nerede bir yalnızlık varsa onu istiyorlar. Küstürmeyin işte insanları.
Sinan Akyüz
Sinan Akyüz
Bana Sırtını Dönme
Bana Sırtını DönmeSinan Akyüz · Alfa Basım Yayım Dağıtım · 2020802 okunma
628 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitap hakkında nasıl bir yorum yapacağımı bilemiyorum.Müslüman Boşnaklara yapılan zulüm ve soykırım bunu okumak yürekleri parçalıyor. Toplama kamplarında yapılan işkenceler,Müslüman Boşnak erkeklerini Sırp askerlerinin acımazsızca öldürmesi,kadınlarının ise toplama kamplarında esir olup tecavüz edilip dövülmesi.. Bizler haberlerde yüzeysel olarak bilgi sahibi olsak da detaylar ürkütücü.Allah müslümanlara bir daha böyle bir zulüm yaşatmasın. Syf: 36-37 “Birazdan hepimiz bayraklarımızı alacağız, eskisi gibi özgürce dolaştığımız sokaklara çıkacağız. Bu lanet savaşı protesto edeceğiz.” Alma aslında sokaktaki tehlikenin ne denli büyük olduğunu henüz anlamamıştı. Ancak dışarı çıktığı zaman, Sırp keskin nişancılarının kurşunlarına hedef olduklarında, durumun korkunçluğunu anlayacaktı. “Az önce,” dedi annesi, “ televizyonda izledim kızım. Avrupa Birliği ülkeleri Bosna’nın bağımsız bir devlet olduğunu kabul etti resmen.” Alma ince dudağının kıyısından acı acı gülümsedi. “Ölürken bağımsız ve özgür olmak, ha? Lütfen söyle bana, Boşnaklar bugünleri de mi görecekti anne ?” Nedreta’nın yüreğine bir acı yayıldı. “Sen de biliyorsun ki kızım, bu toplardan Osmanlı çekip gittiğinden beri biz Müslüman Boşnaklar üvey evlat gibiyiz,yetimiz.”
Meyra
MeyraSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 20195,6bin okunma
323 syf.
8/10 puan verdi
Bir kadın aldatıldığı zaman boşanmak isteyince, etrafımızdaki kişiler düzelir, sabret çocuklar ne olacak, çocukların için sabret büyüsünler gibi bir çok şey söylüyorlar. . Kitapta aldatılan bir kadın annelik duygusuyla çocukları için yıllarca adama katlanıyor. Hem kendi psikolojisi bozuluyor, hemde sevginin saygının bitmiş olduğu bir ortamda yetişen çocuklara olan oluyor. Okurken yaşanılanların gerçekten yaşanmış olduğunu düşünmek öfkelendiriyor... . Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum. Kimse için yürümeyen bir evliliği devam ettirmeyin.. Çocuklarınızı düşünüyorsanız; sevgisiz, saygısız, hakaret, kavga ve şiddetin olduğu bir ortamda büyümesine izin vermeyin. . KESİNLİKLE OKUMANIZI TAVSİYE EDİYORUM. . Syf: 216 İNTİHAR . “Sevgili Zafer, Hani hatırlıyor musun? Bir gün kavga ettiğimizde bana aynen şunu söylemiştin: ‘ Allah’ı içimde bulunca, sensiz de olabilmeyi öğrendim.’ Ama gel gör ki ben sensiz olmayı öğrenemedim. Bunca zamandır çocuklarımın geleceği için sana katlandım. Ama anladım ki başından beri yanlış yapmışım meğerse. Bir zamanlar deliler gibi âşık olduğum adam nefretim olmuş. Çocuklarımıza iyi bak. Hoşça kal...”
İki Kişilik Yalnızlık
İki Kişilik YalnızlıkSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 20191,926 okunma
203 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İntizar
Deli gibi aşık olduğunuz birine,aşkınızı söylemek için arayıp 'senden nefret ediyorum' deyip kapatmak nasıl olur! Bu kitabı okuyunca olur diyeceksiniz. . Bir aşk kaç kişinin hayatını değiştirebilir? Yaptıklarının neye mâl olduğunu anlayınca çıldıran bir baba.. Ahirete kalan bir aşk... . Bildirmeden duramadım sevdamı.İçim içimi yiyordu. Ben seni böylesine severken seninle nefeslenirken senin hayalini kurmaya çalışırken habersiz olman dokunuyordu bana. Çatlayacaktım, sanki.. . Dermansız bir dert bu!.. Hayatta olduğum müddetçe çekeceğim bu derdi. Ama seve seve,yakınmadan çekeceğim. Çünkü sevmesen bile hatta nefret bile etsen ölene değin senden ayrı kalacak ve ölene değin hep aynı sevgiyle seveceğim seni. Aaah,bir söz verebilsen öldükten sonra, ruhlarımızın yuvalarına dönecekleri o mukadder, o edebî hayatta beraber olalım diye!.. . Bir fotoğrafın olda elimde; bir kasete alsam sesini, avunup dururum ömür boyu. Haftada bir görünsen gözüme, gülümseyip geçsen, o eşsiz güzelliğinle sulasan yüreğimin kavrulmuş topraklarını, ruhumun buzlarını eritsen yılda bir telefon etsen ve sesini duyup mutluluğunu öğrensem yeter de artar bile!.. Sana mutluluk verecek olan şey benim mutsuzluğum, seni rahat ettirecek husus benim rahatsızlığım olsa dahi razıyım. Sen mutlu ol; başkasını istemem. İntizâr anlatacaktır bunları sana.. . İki mısra hatırlıyorum ki durumumu en iyi onlar tasvir ediyor: Olmaz ilâç sîne-i sâd-pâreme Çâre bulunmaz bilirim yâreme . Seni unutamayan Emre .
Nurullah Genç
Nurullah Genç
İntizar
İntizarNurullah Genç · Timaş Yayınları · 2019953 okunma
Reklam
400 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Pepuk kuşuyla ilgili, Anadolu’da anlatılan çok eski bir efsane vardır. Aydın, Tunceli ve Diyarbakır üçgeninde geçen bu hikâye, pepuk kuşu efsanesinin yeniden canlanıp dile gelişidir. Okumak için Ege’nin küçük kasabalarından birine gelen bir grup arkadaşın değişen, değiştikçe kenetlenen, kenetlendikçe kararan hikâyesini okurken, kulağınızda Eren’in buğulu sesinden bir şiir duyacak, teninizde Ege’nin turunç esintisini, damağınızda karanfilli çayın keskin tadını ve kalbinizde sevdiklerinizden ayrılmanın acısını hissedeceksiniz. Canınız yanacak, yüreğiniz sızlayacak, gözleriniz dolacak, belki biraz da gülümseyeceksiniz. Ve kitabın son sayfasını okuyup kapağını kapattığınızda, pepuk kuşunun acı çığlığını duyarsanız eğer irkilmeyin, çünkü artık onun ne söylediğini çok iyi anlıyor olacaksınız.
Pepuk
PepukSerhat Güven · Agapi Yayınları · 2016229 okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Zamanın başlangıcından beri ‘Aydınlık’ ve ‘Karanlık’ birbiriyle savaşmakta, ışığın muhafızları üstün özellikleri ve sonsuz yaşamlarıyla yüzlerce yıldır insanlar arasında dolaşmaktadırlar. Kevin, baş muhafız olarak tek amacı aydınlığı korumaktır. Amacına engel olabilecek her şeyi bir kenara itmiştir; ruh eşini bile ama hiçbir şey planladığı gibi gitmez. Kevin’in ruh eşi bir melektir ve beklenmedik bir anda karşısına çıkar. Aşkın ilk mührü kırılırken insanoğluğunun kaderini belirleyecek olan kehanet gün ışığına çıkmış ve ilk işaretini vermiştir. Bundan sonra her şey bir muhafızın kaderinde ve bir meleğin kanadında gizlidir.
Özge Erkin
Özge Erkin
Ebedi Yansıma: Kehanet
Ebedi Yansıma: KehanetÖzge Erkin · Müptela Yayınları · 201739 okunma
656 syf.
7/10 puan verdi
Kendimi kapattığım yerlerin kilidi sensin... Ailemsin... Dostumsun... Rakibimsin... Sevdiğimsin... Kalbime sahip çıktığın için teşekkür ederim aşk." Hayatın toz pembe olmadığını öğrenen ve var olabilme savaşını birlikte göğüsleyen iki küçük kadın... Biri diğerine göz oldu, diğeri ona söz... Büyümeyi el ele öğrenen Nergiz ve Yasemin, hayatın zorlukları içinde beraber yürüdüler. Öte yanda iki kadının yarısı olabilmek için savaşan iki erkek... Mesleğinde zirveyi yaşayan Soner ve zirveden uçurumun dibine yuvarlanmış yüreği yaralı Erkan...
Nehir Erdem
Nehir Erdem
Çiçek Kızlar
Çiçek KızlarNehir Erdem · Müptela Yayınları · 2014643 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
-Ben 33 sene millet ve devletim için,memleketimin selameti için çalıştım. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecekte Resulullah’tır. Hizmetimi ancak Cenab-ı Hakk’ın taktirine bırakıyorum. Ne çare ki düşmanlarım bütün hizmetime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak da oldular. Hüküm Allah’ındır. . Ve şu sözü ekleyerek salondan çıkar: . - Bu memleketi benden sonra 10 sene idare etsinler,100 sene idare etmiş sayacağım. . . O gün oynanan oyunlar Sultan’ın şahsına mıydı? Senaryoda bugün değişen bir şey yok, aynı. Sadece aktörler değişik. O gün Ermeniler kullanılıyordu emperyal devletlerce, bugün Kürtler. . O gün Osmanlı Devleti vardı haksızlığa, zulme direnen, bugün Türkiye Cumhuriyeti var. . O gün İttihatçılar vardı; bugün FETÖ, PKK, DHKP-C, TİKKO, IŞİD var... . Şunu sakın unutma kıymetli derttaş! Geçmişine taş atanın geleceğine gülle atarlar. Ve sistemi kuranlar bu gülleyi sana attırırlar. Aşkı Vatan bilen, Vatan yürekli yiğitler! . . SYF:59 - Beyim! Ecdadımız, senin benim evladım birbirini öldürmesin diye kendi evlatlarını öldürtürken bizler devlet için tırnağımızı kesmeye korkuyoruz.
Gökhan Çayırlı
Gökhan Çayırlı
Çeri - 1
Çeri - 1Gökhan Çayırlı · Lopus Yayınları · 2018658 okunma
328 syf.
10/10 puan verdi
Kalp
“Dikkat edin, vücutta bir et parçası vardır, eğer o iyi olursa vücudun tümü iyi olur; şayet o bozuk olursa vücudun tamamı fena ve bozuk olur. İşte o kalptir.” (Hadîs-i şerif, Buhârî, “Îman”,39) . . XIX. YÜZYIL ressamlarından William Holman Hunt’un ünlü bir tablosu vardır. Ressam geceleyin elindeki fenerle bahçede duran filozof kılıklı bir adamın göründüğü bu tabloya “Kâinatın Işığı” adını vermiştir. Resimdeki adam serbest kalan eliyle bir kapıya vurmakta ve içeriden gelecek cevabı beklemektedir. Rivayet edilir ki bu tabloyu tetkik eden bir sanat eleştirmeni ressama dönerek takılmış: . “Güzel bir tablo üstat, lâkin mânasını bit türlü kavrayamadım; adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak gibi duruyor, çünkü kapıya bir tokmak takmayı unutmuşsunuz...” Ressamın cevabı eleştirmenin yüzünde bir mahcubiyet kızarıklığına yol açmış: . “ Adam alelade bir kapıya vurmuyor ki azizim; bu kapıyı, insan kalbini temsil ediyor. Yalnızca içeriden açılabildiği için dışında tokmaya ihtiyaç yoktur.”
İskender Pala
İskender Pala
Kalp
Kalpİskender Pala · Turkuvaz Kitap · 20194,449 okunma
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.