Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer E.

Ömer E.
@BorzC
-sorgu, sual, şüphe ve isti'cal-
Boğaziçi Üniversitesi
İstanbul
1150 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
848 syf.
·
Puan vermedi
"Felsefe, dilin yanlış anlaşılmasının bir yan ürünüdür." Yıllar önce Wittgenstein'dan bu sözü işittiğimde epey etkilenmiş, üzerine düşünmüş ve nihayet diğer her şeyde olduğu gibi kendimce bir anlam yüklemiştim. Hâlâ daha felsefenin tanımını çeşitli kişilerden okurken bu cümleyi hafızamın bir kenarında tutarım. Elbette bunu
Wittgenstein
WittgensteinRay Monk · Kabalcı Yayınevi · 200529 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Aslında Jung'un eserlerini okumadan bu kitabı okumam biraz saçma oldu. Fakat bunu yarıyolda keşfettiğim için gidebildiğim kadar gideyim, kervan yolda düzülür dedim. Sadece dil açısından değil konu açısından da zor bir kitap olduğu için, en azından anladığımı düşündüğüm kısımları aktarmaya çalışacağım. Merkezi bir mit veya efsaneden yoksun
The Creation of Consciousness
The Creation of ConsciousnessEdward F. Edinger · Inner City Books · 19841 okunma
96 syf.
9/10 puan verdi
Geleneksel olarak kullanılan ürünlerin ikâmesine başlanmaya çalışıldığı zamanda çoğunlukla yeni ürünün hep olumlu yanları konuşulur ve olumsuzları gözardı edilir. Biyoyakıtların kullanım alanları arttıkça sera gazı salınımlarının azalması, enerji güvenliğinin sağlanması, kırsal bölgelerde istihdamın artması, düşük mikro kirletici salınımı ve
Bilim ve Teknik - Sayı 668 (Temmuz 2023)
Bilim ve Teknik - Sayı 668 (Temmuz 2023)Bilim ve Teknik Dergisi · Tübitak Yayınları · 202348 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
·
Puan vermedi
Akılcılık idealist ve iyimserlikle birlikte anılır. Tekilcidir; genelden ve evrensel olandan hareketle parçaların temsil ettiği bütünü ortaya koyar. Akılcılığı benimsemiş bir insan duygusaldır, dindardır, özgür iradeye vurgu yapar ve ilişkilerinde dogmatiktir. Karşıdan bakıldığı zaman yumuşak başlıdır. Diğer yandan deneycilik ise materyalizmle
Faydacılık
FaydacılıkWilliam James · Yeryüzü Yayınevi · 2003231 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
1933-38 yıllarında Reichenbach'ın verdiği konferansların gayesi bilimleri üniversitede olduğundan daha geniş uzmanlık alanlarına yaymaktı. Ancak bir yabancı olarak kendisinin bir Türk üniversitesine katkıda bulunmak amacıyla giriştiği yolda destekten ziyade köstekle karşılaşması beni pek şaşırtmadı. Burada dediğimi destekler nitelikte Niyazi Berkes'in Unutulan Yıllar kitabından bir pasaj aktaracağım. "Felsefe bölümünün asıl yıldızı Hans Reichenbach'tı. Macit Gökberk ile Nusret Hızır derslerini başarı ile çeviriyorlardı. Benim gibi "irapta mahalli olmayan", bareme bile henüz alınmamış 75 lira ücretli kişiler dışındaki yeni azametli doçentler bu Reichenbach yüzünden bir tatsızlık havası içinde gelip gidiyorlardı. Tutumu ile en çok eğlendiğimiz kişi Suut Kemal Yetkin adlı sonradan politika yolu ile çok yükseklere çıkmış olan kişiydi. O zavallının estetikçiliğine yer kalmamıştı. Reichenbach yeni doçentlere seminer konuşmaları yaptırmak istiyor, bu istek tamamıyle yerine getirilmiyordu, çünkü doçentlerin çoğu Reichenbach'tan ve seminerlerinden fellik fellik kaçıyorlardı. En başta Suut Kemal Yetkin geliyor. Doçentleri arayıp haber verme işini yalnız bir ödev değil, bir eğlenme ve alay konusu haline getiren Nusret Hızır, Suut Kemal Yetkin'in seminer sırası geldiği günün öncesinden seminer gününe kadar onu bulmak için belki yüz telefon çekerdi. Fakat Suut Kemal Yetkin'in nerede olduğuna dair en küçük iz elde edemezdi. Suud'un konuşma saati gelince bu zatın neden seminere gelmediğini Reichenbach'a anlatmak güç olmuştu."
Bilime Yeni Pozitivist Bakış
Bilime Yeni Pozitivist BakışHans Reichenbach · Epos Yayınları · 20135 okunma
Reklam
83 syf.
·
Puan vermedi
Aslında Locke'un Hristiyanlık düşüncesi olması gerektiği gibi İsa'dan uzak değildir. İncil'e inanç şeklinin merhametsizlik ve kaba kuvvetle değil, sevgiyle yapılması taraftarıdır. Ancak kendisi bunun İncil'in emirlerine karşı gelerek, yani insanları mallarından mahrum bırakarak, işkence ederek, hapishaneye tıkarak ve nihayetinde canlarını alarak
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012396 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
Kuşkuçuluğun Önemi Üzerine Doğru olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmayan önermeye inanmanın sakıncalı olduğunu düşünmekle birlikte kişinin sosyal yaşamının ve politik sisteminin tümüyle değişeceği olasıdır. Yine de Russell sonuçlarına rağmen kuşkuculuğu savunarak yazısına başlamaktadır. Bilim alanında tam anlamıyla kabul görmüş bir sonucu
Sorgulayan Denemeler
Sorgulayan DenemelerBertrand Russell · Say Yayınları · 20191,250 okunma
85 syf.
·
Puan vermedi
"...filozof kendi ilik kemiğini kemirmek için diz çökmüştür."
Sivil itaatsizlik üzerine Kitabın Türkçe'ye çevrilmiş iki farklı çevirisinden giriş cümlesini okuduğumda biraz muallakta kaldım. Bu çeviride rastladığım, en iyi yöneten devlet en az yöneten devlettir cümlesiydi. Diğer çeviride gördüğüm ise en iyi hükümet en az hükmedendir cümlesiydi. Ardından orijinal metine baktığımda govern fiili kullanılmış
Sivil İtaatsizlik - Yürümek
Sivil İtaatsizlik - YürümekHenry David Thoreau · Zeplin Kitap · 2014374 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
Kitabın ana konusu genel görelilik ile kuantum mekaniğinin nasıl uzlaştırılabileceği ve bu uzlaşmayı sunan mevcut bilimsel önermelerin tasvirlerinin nasıl olduğudur. Newton tarafından geliştirilen uzay kavramı yazarın benzetmesiyle bir konteynır şeklindedir. Katı parçacıkların içinde hareket halinde olduğu kutu şeklinde bir uzay. Faraday ve
Ya Zaman Var Olmasaydı?
Ya Zaman Var Olmasaydı?Carlo Rovelli · Bilge Kültür Sanat · 201474 okunma
376 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Metalik kalay sıcaklık düştüğünde gri bir toza ve farklı bir yapısal forma dönüşür. Napolyon'un ordusunun Rusya seferinde yenik düşmesinin bir sebebi de asker giyiminde kullanılan düğmelerin metalik kalay olmasıydı. Elbette biraz abartı olabilecek bir öneri olmasına rağmen kitabın adının neden böyle olduğunu açıklamak istedim. Çünkü kitap boyunca tarih ve kimya ilişkisi çok güzel işleniyor. Örnek vermek gerekirse, 1722 yazında Rus Çarı Petro'nun Kazak süvarilerinin kamp kurduğu yerde yenilen çavdarın ergot alkoidlerinden kaynaklanan ergotizm hastalığı orduyu kırıp geçirdi ve yazarın dediğine göre Türklere karşı planlanan seferden vazgeçildi. Maalesef kitap boyunca bir daha Türk adını duymuyor olmamız bilim veya mühendislik tarihine katkımızı biraz sorgulatıyor. Bu tarih yazımından da kaynaklı olabilir tabii. Açıkçası kitabın içeriği saymakla bitmez. Baharatın ticareti, dünya ekonomisine etkisi, savaşlar ve kimyasının ardından askorbit asitin denizcilerce mahiyeti, patlayıcılar konusunda öne çıkan Fritz Haber ve Alfred Nobel'in çalışmaları, ipek ve naylonun ardından kauçuğun keşfi ve furyaları gibi pek üstüne düşünülmeyen konularda detaylı anlatımlar mevcut. Kimya ile ilginiz olmasa bile tarihi açıdan keyifli bir kitap ancak teması tabii ki kimya bazlı.
Napolyon'un Düğmeleri
Napolyon'un DüğmeleriPenny Le Couteur · Metis Yayıncılık · 201794 okunma
Reklam
463 syf.
·
Puan vermedi
Abdülhamit’in zengin vezirlerinden Selim Paşa’nın çocuğu Kâmil Bey'in Dünya Savaşı sonrasında eşi ve kızıyla birlikte nispeten fukara olarak memlekete dönmesiyle başlayan roman, esas itibariyle İstanbul hükümetine rağmen milli mücadele direnişini konu alır. Kâmil Bey Fransızcayı Galatasaray'da anadili gibi öğrenmiş, Oxfordu bitirip İtalya'da resme merak salmış, İspanyolca'yı rahatça öğrenmiş bir aydın olarak geldiği memlekette Kuvayı Milliyecilerin direnişlerinden haberdar olmasıyla birlikte kendisini ve aydın takımını özeleştiriye tutmuştur. Epey vakur bir adam olan Kâmil Bey'in İstanbul'da tanıdık akraba zenginlerine rağmen herhangi bir yardımı kabul etmeden cüzi bir miktara Karadayı adlı gazetede çalışmaya başlamasıyla kendisini artık olayların içinde bulmuş, İstanbul hükümetini tutanlarca İngilizlere karşı herhangi bir direnişi hainlik sebebi saymalarını Kâmil Bey bir türlü anlamlandıramamış, vatanına gasp edenlere boyun eğmeyi bir türlü gururuna yedirememişti. Zaman zaman Anadolu'dan aldığı haberlere ve esir şehirdeki tecrübelerine dayanarak direnişe fiili bir şekilde yardım etmeyi kendine borç bilmiş ve bu uğurda Bekirağa bölüğüne düşmüş ancak İstanbul hükümetince istenen gammazlığa karşı ağzına kep vurması sonucu 7 yıl hapise mahkum olmuştur. Roman bu olaylar çevresinde su gibi akarken Kemal Tahir'in içtimai meselelerde epey yerinde ve bence ileri görüşlü tahlilleri benim için romanı daha değerli kılmıştır. Özellikle din ve kadının yeri konusundaki görüşleri romanı okumaya daha değer yaptı. Tarihi romanlara mesafeli yaklaşan birisi olarak pek beğendiğimi söyleyebilirim.
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910,3bin okunma
293 syf.
·
Puan vermedi
1987-90 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinin Bilim Teknik ekinde yayınlanan yazıların derlemesiyle oluşan bu kitabın amacı bilimi öğretmek değil, sevdirmek ve kimya üzerine bir merak uyandırmaktır. Keskin mizahları ve iğneleyici sözleriyle gayet keyifli bir kitap. Genel kimya, elementler, besin kimyası, biyoteknoloji, çevrebilim ve bilim tarihi üzerine kısa ve fazla detaya kaçmadan yazılmış yazılar bulunuyor, meraklısına tavsiye ederim.
Kimya Güzeldir
Kimya GüzeldirOsman Gürel · Pan Yayıncılık · 201112 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
Yahudi kökenli olduğu için 1933 yılında Berlin Üniversitesi'ndeki görevinden Nazilerin müdahalesini beklemeden ayrılmış, İstanbul Üniversitesi'ne gelmiştir. Burada beş yıl boyunca Felsefe bölümünde Umumî felsefe ve mantık kürsülerinin başkanlığını yapmıştır. Kendisinin dersleri Nusret Hızır ve Macit Gökberk tarafından öğrencilere tercüme edilerek
Bilimsel Felsefenin Doğuşu
Bilimsel Felsefenin DoğuşuHans Reichenbach · Fol Yayınları · 201929 okunma
276 syf.
10/10 puan verdi
Gerçekten Halil İnalcık'ın tarihçiliğine hayranım. Bilgilerini yavan bir şekilde bırakmıyor, yazdığı yerlerin coğrafyasını çok iyi biliyor, bölgenin halkını tanıyor ve bölgelere gezilerde bulunuyor. Böylesi bir tarihçilik anlayışı günümüzde bulunması zor olsa gerek. Kitabın çoğunluğu 1960'lı yıllarda yazdığı makalelerden oluşan derleme bir eseridir. Atatürk'ü ve onun dönemindeki genel siyaseti anlamak için Tanzimat dönemini iyi kavramak gerektiğini defalarca vurguluyor ve hatta o döneme ait düşüncelerini de aktarıyor. Günümüzde çok rastladığımız kaba bir malumatfuruşluktan ziyade mevcut bilgileri tarafsız bir tarihçi gözüyle yorumlayıp okura sunabiliyor. Türkiye'nin özellikle bugününü anlamak için çok yerinde bir eser olduğunu düşünüyorum. Kitabın yayıncılarının söyledikleri gibi, ölümü hocamıza hiç yakıştıramadık.
Atatürk ve Demokratik Türkiye
Atatürk ve Demokratik TürkiyeHalil İnalcık · Kırmızı Yayınları · 2017951 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
Harris bu kitabında sadece radikal dindarların dine ve dünyaya verdiği zararı değil, ılımlı dindarların dinsel hoşgörülerine makul muamelesi yapılmasının insanlığı uçuruma sürüklediğini öne sürüyor. Kendilerinin de bir dogma taşıyıcı olduklarını ve haksız inançlara karşı saygı duymanın masum olmadığını söylüyor. Bu ılımlı dindarlığın kaynağını
İnancın Sonu
İnancın SonuSam Harris · Kuzey Yayınları · 2014189 okunma
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.