Baba İhsan Sait imkansız bir aşkın peşinde, geleceğe yolculuğunun inşasıyla meşgul..
Oğul Ali İhsan, Osmanlı’nın dağılma döneminde çaresiz bir er, cepheden cepheye mücadelede.
Anar’ın tüm eserlerinin tarihi esintilerle dolu oluşunu çok seviyorum. Hep tanıdık bir döneme bilindik bir karaktere rast geliyorsunuz macera olmadık yollarda akıp giderken.
Amat ve Yedinci Gün’de bir de ortak metafor dikkatimi çekti.. Her iki kurguda da şeytanın başkaldırışı, secde etmeyişi, kibirlenip Adem’i cennetten çıkarma hırsı yansıtılmış. Karakterlere öyle güzel oturmuş ki bu çatışma, hayranlıkla okudum satırları tekrar tekrar..
Anar’ın kitapları bittikten sonra aklınızda hiçbir şey kalmaz, bu kesin, ama içinizde öyle tatlar öyle hisler yer eder ki yıllar sonra aynı kitaba denk geldiğinizde muhterem bir dosta kavuşmuş gibi hop eder yüreğiniz. Ve aynı satırlarda kaybolmak için can atıyor olursunuz..