İnceleme Puanı: 10/10
Hayatta çok başarılı filmler, kitaplar, diziler, şarkılar vardır. Herkesçe kabul edilen, bilinen, tanınan birçok başyapıt vardır. Ama bide BEN'e dahil ettiğimiz kadar bizden bulduğumuz kendi hikayemizin içine yazdıklarımız vardır. Bazen kendimizi, bazen olamadıklarımız, bazen aradıklarımızı buluruz ve hikayemizin bir parçası olurlar.
Bu kitap da benim hikayemde kendine ön sıradan yer bulan bir kitap:
Eylül Ölümleri ve Anna şiirleri beni bu dünyada en çok çarpan şiirlerin arasına girip beni Tarık Tufan ile tanıştırmışken, kalemi şiir alanında kalemi bu kadar güçlü birinin birçok kitabını bir arada almıştım üniversitedeyken. Bu roman da onlardan biriydi. Hatırlıyorum üniversitenin kantinindeyken bile yalnız bir köşeye geçip okumuştum. Nerede bitirdiğimi hatırlamıyorum kitabı ama bitirdiğim yerde dağılmış olarak ağladığımı hatırlıyorum. Belki bu size normal gelecektir bazı kitaplar bizi öyle çarpar ki ağlayabiliriz ama dahası da var. Tümünü hatırladığım bu kitabı ikinciye okuduğumda da yine ilk sefer gibi paramparça şekilde yine ağlamıştım :).
Hayatın kaçılamayan katran çukurlarını, acıyı, pişmanlığı ve kendinle yüzleşmeyi, kalbini hissetmek isteyen herkesin okumasını tavsiye ederim.
Kitapla alakalı fikir mülahazasında bulunmak isteyenlere kapımız açık efendim :)