Dilek
@Dilokom
İstanbul
İstanbul, 29 Ekim 1983
65 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Herşeyi Kitaplardan Öğrenebilirsin Ancak Yaşamadan Anlayamazsın
Güneşin İki Yüzü
Ahhh Zeynep!
Kitapta Zeynep karakterinin çocukluğundan yetişkinliğine uzanan hikayesini dinliyoruz. Zeynep anlatıyor hikayesini bize. Keyifli bir çocukluk geçirmiş. Özellikle ananesiyle atışmaları tebessüm ettirdi okurken. Sonra üniversite yılları,
hayatının aşkıyla tanışması, evliliği… Ama sonrası hüzün.
Yazar 
Bahar Eriş kalemiyle yeni tanıştım. Sanırım psikoloji-kişisel gelişim tarzında kitaplarının çoğu. Bu tarzda yazdığı ilk kitapmış.
Birçok toplumsal soruna değinilmiş, satır aralarında aralarında çok güzel mesajlar olan; Oldukça akıcı, birkaç günde bitirebileceğiniz yormayan bir anlatım. (Ben 7 günde okudum ama hep yoğınluktan :) )
Benim keyif aldığım bir kitaptı. Tavsiyemdir efenim…
“Sevgili uğruna kurban olan kim? Hangimiz hakikatli aşık?”
Aşk Hikayesi 
Aşk Hikayesi Kitabı bitirmişken sıcağı sıcağına birkaç kelam edeyim istedim.
Yazar 
İskender Pala okuduğum 8. Kitabı. Kalemini, kitaplarındaki derinliği çok seviyorum. Aşk hikayesi de sevdiklerim arasında yerini aldı.
Spoi vermeden biraz konusundan bahsetmek istiyorum. Osmanlı döneminde Sultan Ahmet camii yapımı aşamasıyla başlıyor kitap. Burda Ana karakterimiz Bahşi ile tanışıyoruz. Camiinin temel atma töreninde Bahşi çok tanıdık bir çift gözün peşine düşer. Tam 20 yıl boyunca aradığı büyük aşkı Kaknussia … Hikaye bu noktada 20 yıl öncesine gider. Ama ne olaylar, ne büyük aşk
Papazın kızı Kaknusia ve Yunus Bahşi evlenmek için kaçarlar ve evlenirler. Sonrası istemeyen olaylar sonucu Kaknusia esir düşer. Bahşi karısının izini sürüp bir gemide esirler arasında olduğunu bulur ve onu kurtarmak için o gemiye biner. Kötü talih işte gemi fırtınaya yakalanır ve yine yeniden izini kaybeder karısının. Bahşi için bitmeyen hasret başlar. Tam 20 yıl arar sevdiğini. Kitapda aslında dört kişinin aşkını okuyoruz. Kaknusiaya aşık İshak, Bahşi ye aşık Gunala ve pek tabii Bahşi ve Kaknusia. En aşık kim karar veremedim ben. (Peki İshak ve Gunala kim? Yazarsam olmaz çok spoi vermiş olurum )
İskender Pala nın kalemi zaten muazzam. Tarihi bir yolculuğa çıkardı beni. Kitabı sevdim ama hala 
Od en sevdiğim kitabı. Ehh sonu da buruk bir tat bıraktı bende. Ve tabiki tavsiyemdir.
İnceleme yazmayalı epey olmuş. 1K da bazen öyle inecelemelere denk geliyorum ki yazdığım her inceleme bana yetersiz geliyor. Birde sanki sadece sevdiğim kitaplar hakkında görüş bildirdiğimi farkettim. Neden bilmiyorum…
Yazar 
Hüsnü Arkan ı ben sanatçı kimliğiyle tanıyordum. Sakin, yumuşak tonda ki sesi, şarkıları kitapla bütünleştirdim. Karakter sakin sakin anlattı hislerini ben dinledim gibi bir hissiyat oluştu okurken.
Konusuna gelirsek; Hüseyin bir evin tek oğlu. Dominant bir amca, pasif bir anne-baba ve halalarıyla geçen çocukluğu…. Amcasının Hüseyin’den beklentisi büyük. Kendi çizdiği hayatı yaşamasını dayatıyor. Hüseyin Buhranlı ve bunalımlı geçen çocukluk ve gençlik yılları sonrasında amcasına rağmen hayali olan meyhaneyi açıyor amaaaa mutluluğu uzun sürmüyor. Bundan sonra olaylar entrikalar.. Daha fazla detay verirsem spoi vermiş olurum.
Kitap da sadece yer yer hayal mi gerçek mi dediğim olaylar anlatıyor Hüseyin. Bir kafa karışıklığı yarattı bende. Ancak sonu şaşırttı.
Kısaca Okunur arkadaşlar:)))
Okur Takip Önerileri
Kayıp benliğini.. geçmişini.. Bir el yapımı kutunun içinde bulmuştu..
Kitabı şimdi bitirdim. Sıcağı sıcağına inceleme yazmak istedim. Bazı kitapların zamanı olur ya hani; işte tam da böyle bir zamana denk gelmiş 
Emanet … Okurken sardı sarmaladı. Hüzünlendirdi, mutlu etti, öğretti, sorgulattı…..
Biraz konusundan bahsedeyim. Yasemin henüz 2 yaşındayken babası ölüyor ve annesi tarafından Newyorka götürülüp
Kral Öldü, Yaşasın Yeni Kral!!!!!!!!!!!!
Merhabalar.
Usta kalemlerden 
Zülfü Livaneli bu kitabında; Haremağası yapılmış hadım köle Habeşli Süleymanın dilinden, Efendi-Köle ilişkisini anlatmış.
-Zülfü Livaneli ''iktidar alevinin çevresinde dönen pervaneler'' i anlatmak için bu kitabı yazdığını belirtmiş. Yazar bu kitabının 'Tarihi Kurgu' kategorisinde olmadığını tarihi bir dekor olarak kullandığını anlatmış. Yazarın cümlelerinin üstüne benim yazacaklarım tabi ki epeyce sönük kalacaktır. Ancak ufacık spoi vermeden konusundan bahsedeyim....
- Taht savaşları, psikolojisi bozuk bir padişah, haremde ki kadınların aslında görünenin aksine hazin hayatları, köle-efendi ilişkileri.. Habeşli Süleymanın; hapsedilen padişaha karşı önce aşırı bağlılık, sonrasında kızgınlık hatta küçümseme duyguları öne çıkıyor. Ama netice itibariyle padişah ve köle arasında nihai eşitlik...
Ben bu güne kadar okuduğum hiç Zülfü Livaneli kitabından pişman olmadım. Kitaplığıma bir tanesini daha ekledim. Mutluyum :))))
Batı’nın Oyunları
Yazarın 
Annie Ernaux kalemiyle yeni tanıştım.
ilk kitabıymış. Kitap bittikten sonra öğrendim:)
Kitap 20 li yaşlarının başında bir genç kadının yasal olmayan yollarla kürtaj yaptırma anıyla başlıyor. Sert bir giriş yapıyoruz. Sonrasında çocukluğundan başlayarak öfkelerini, arada kalmışlığını anlatmış aslında. O dönemdeki alt sınıf - burjuva ayrımını, alt sınıfa ait olan ailesinden ve yaşantılarından nasıl nefret ettiğini, yer yer vicdan azaplarını, kafa karışıklarını okuyoruz. Tüm duyguları öyle net ifade edilmiş ki. Ben hayran kaldım. Kitapta ki tüm duygu geçişlerini hissettim. Sert, akıcı bazen argo bi anlatım.
Kısacası ben yazarın diğer kitaplarını da okurum. Sizlerde tanışmadıysanız mutlaka bi şans verin..
Sevgili yazarı Nurlan Nazlı Kaya instagramda keşfettim. Yazılarını, incelemelerini, fikirleri öylesine sevdim ki; hemen kitaplarını edinip okumak istedim.
Öncelikle 2 kitaplık bir seri olduğunu belirtmek isterim. Kuşlar Cinayeti Çabuk Unuttu ilk kitap. 2. Kitabımız Akrebin Hükmü Yükselmekte .
Kuşlar Cinayeti Çabuk Unuttu ile bir masal diyarına geçiş yaptım sanki. Kitap bitene kadar bu his devam etti. Savaş, ihanet, hırs, aşk, iyilik ve kötülük hepsi harmanlanmış ortaya da bu güzel kitap çıkmış. İlk başladığında farklı geliyor kitap. Ama tıkır tıkır işleyen kurgusu, akıcı ve yalın anlatımı ile hooop bitiverecek bir kitap. Çooook eski zamanlar da geçen biraz fantastik bir kurgu. Kısacası ben sevdim. Hemen ikinci kitaba başladım bile.
Kalemine sağlık Nurlan Nazlı Kaya
Âşıklara yer yok! Âşıklar bu dünyada bir yere sığmazlar.”
Çoook çooook güzel bir kitap okudum. 
Tarık Tufan sıkı okurlarından biriyim. Bütün kitaplarını okudum. 
Âşıklara Yer Yok da favorilerim arasına girdi.
Akademisyen Orhan takıntı derecesinde Firdevs’e aşık olur. Gel gör ki Karşılıksız bir aşktır. Bu aşkın peşinde kariyerini, işini, hatta ailesini kaybedecek duruma gelir. Bir arkadaşı Saklıkuyuda bir evi olduğunu ve orada biraz kafasını toparlamasını teklif eder. Orhan Saklıkuyu da Ahmet Hilmi Bey, Belma ve Defneyle tanışır. Her karakterin farklı hüzünlü hikayelerine, travmalarına tanık oluyoruz. Peki Saklıkuyu Orhan’a iyi gelecek mi?
Tarık Tufan kalemiyle tanışanlar bilirler ki karakterilerin ruh halini müthiş yansıtır. Hatta bu kitabı okurken ben Orhanın yakasına yapışıp bi silkelemek istedim. Zaman zaman sinirlendim. Çokça hüzünlendim bu hikayede. Hikayede geçişler çok iyiydi.
Fırından yeni çıkmış, taptaze Tarık tufan kitabıdır. Tabi ki tavsiyemdir.
Âşıklara Yer Yok
Tarık Tufan
Selamünaleyküm Erenler :))
Yazarımız 
Serdar Tuncer YouTube da Mymecra isimli kanalında “Biri Bir Gün” isimli bir program yapıyor. İşte kitabın içeriği de burdan geliyor. Orada anlattığı menkıbelerin bir kısmı derlenmiş ve kitap haline getirilmiştir. Kitapda anlatılan menkıbeler içimizi sıcacık yapan, yer yer gülümseten, kıssadan hisse çıkarabileceğimiz özellikteler.
Ben okurken birçoğunu daha önce “Biri Bir Gün “ de izlediğimi farkettim:) Ama hiiiiççç sıkılmadım. Yazarın kalemine hakimim bütün kitaplarını severek okudum. 
Aşık Olan Neylesin? diğer kitaplarıyla karşılaştırdığımda; tabiri caizse çerezlik diyebileceğim bir kitap. Serdar Tuncer ne yazsa alıp okurum dediğim kalemlerden.
Kısacası; şöyle biraz nefes alayım, dinleneyim ve birazda kendime dersler çıkartayım derseniz bu kitaba bir şans verin derim ben:)
Serdar Tuncer
Aşık Olan Neylesin?
Esaretten… Hürriyete…
DAKA
Öncelikle bütün seriyi okuduğum için şunu belirtmeliyim ki; DAKA yazarın ustalık eseri olmuş. Erol Yalçın ın kitaplarını okuyanlar tarzını bilir. Yazarın kitapların da ana tema İlahi Aşka ulaşmaktır. Bu üçleme birbiri ile bağlantılı olsada ayrı ayrı da okunabilir. Yazar kendini tekrar etmiyor hiç bir kitabında. Serinin ilk kitabı
Gangaster Daş İkinci kitap 
Benlik Avcıları
DAKA da yine Tasavvuf, Felsefe, İnanç temalarıyla zengin bir içeriğe sahip. DAKA Kelime anlamı: Ulaşmak. Kitap da tam olarak Allah’a ulaşmayı, Rabbin huzuruna giden yolun ancak para, şöhret, hırs gibi nefsâni duyguları yenmekten geçtiği fantastik bir kurgu ile işlenmiş. Olaylar da Kutsal topraklarda geçiyor. Kâbe ile ilk karşılaşma öylesine güzel anlatılmış ki… Ne yazsam az kalır.
Sonuç olarak Naçizane tavsiyemdir. Yazarımızın kalemi bereketli, okuru bol olur umarım… 
Erol Yalçın
Sus ey nefsim!
‘’Bir ses var insanın içinde… Hiç susmayan, hep konuşan…’’ Kitap şimdi bitti. Sıcağı sıcağına yazayım istedim. Kitapta Aziz Mahmud Hüdâyî nin nefsi ile mücadelesi anlatılıyor. Bursa kadısı iken makamı, malı, mülkü… kısacası dünyalık herseyi terk edişi, Kadı Mahmud Efendi iken, nasıl Aziz Mahmud Hüdâyî oluşunu anlatıyor sevgili yazar # 
Fatih Duman Fatih Duman. Gayet yalın, tertemiz su gibi akıp gidiyor satırlar. Üstelik Nefsi konuşturuyor. Onun dilinden dinliyoruz bu hikayeyi. Kendi nefsimi sorgulattı bana. ‘Sen napıyosun? Kendine gel dedirtti!’
Kısacası naçizane tavsiyemdir. Yazarın kalemiyle tanışma kitabım oldu. Diğer kitaplarıyla yola devam inşaallah.
