Khaled Hosseini "Bin Muhteşem Güneş" kitabında: "Belki de tükenmişimdir. Bir şeyler yapacak, bir şeyler için uğraşacak çabayı kendimde bulamıyorumdur. Benim de emek vermeden güzel giden şeylere ihtiyacım vardır." deyip bir yerde ekliyor: "Beni bana geri vermek istiyorumdur."
Affetme duygusu, çok ağır bir yüktür, çünkü kökeninde acı kırgınlık ve haksızlık vardır. Affetmek başkası için değil kendin için atacağın bir adımdır. Affetmek, sizi kıran kişi ile uzlaşma anlamına gelmez, önemli olan huzurlu hissetmektir. Öncelikle, diğer insanlardan bir şeyler ummayı bırakman gerekir, muhtemelen istediğin şeyleri ya da basit özrü duymayacaksın. Affetmek, daha az acı çekmeni sağlayan, yaşam tecrübesini kişisel algılamanı engelleyen ve şikayetlerini azaltan bir eylemdir.
Kısaca, insansal olan her şeyin gelgeç ve değersiz olduğunu her zaman düşün: Dün bir balgam damlası, yarın bir mumya ya da bir avuç kül. Öyleyse şu an dua ile uyum içinde geçir,sonra da yaşamın dinginlik için de bitir, tıpkı bir kez olgunlaşınca toprağa düşen, böylece onu üreten toprağı kutlayan ve onu büyüten ağaca gönül borcu duyan zeytin tanesi gibi.
Başkalarının ruhunda olup bitenlerin ayrımına varamadığı için mutsuz olan bir insana rastlamak zordur; ama kendi ruhunun devinimlerinin ayrımına varamayan bir insanın mutsuz olması kaçınılmazdır.
Öyle ki, duyarlı, evrendeki olguları zekası olan insan, ikincil sonuçlar olarak ortaya çıkan şeyler arasında bile, kendine özgü bir çekiciliği olmayan neredeyse hiçbir şey bulamaz.