Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…
Nasıl anlatsam. Biraz masalsı bir dünya, biraz mistizim, biraz heyecan, biraz merak, bolca sanat... Tabii ki ismiyle müsemma Suskunlar mezarlığıyla da fevkalade bağlantılı. Sanki kurgu değil de çocukluğunuzu hatırlar gibi hayal meyal hatırlayabileceğiniz geçmiş zamanlar yeniden yaşanıyor da siz de bir köşesinden izliyorsunuz. Garip bir kirap incelemesi oldu farkindayım ama Suskunlar işte. Çok keyif alarak okumuştum. Yorumu yazarken de gayri ihtiyari gülümsüyorum. O kadar yani...