Okurken her yerine post-it yapıştırıp kendi kendime olay şemaları çizerek olayı çözmeye çalıştığım, biraz da başarılı olduğum bir kitaptı. Harika anlatımı ile bizi kendi dünyasına çeken bir eser.
Filmini izledikten sonra kitapların neden filmlerden önce okunması gerektiğini daha iyi anladım.
Filminde her şey gözümüze apaçık bir şekilde sokulup duruldu, olay çok basitleştirilerek anlatılmıştı. Izlemesi son derece keyifli olsa da kitabın zihninizde zorla kurdurttuğu şekilleri filmde bulamamak üzücüydü. Okuduklarım zihnimde kendi kendine bir tren olmuş, yetmemiş kişileri ve olayları da oluşturmuştu. Filmi daha önce izlemek hayal dünyasını kısıtlayan bir şey, eğer bir kitabın filmi varsa tavsiyem önce kitabını okumanız daha sonra filmini izlemeniz olacaktır.
Polisiye roman sevenlerin çok severek okuyacağından emin olduğum bir kitap.
Siz olayları çözüme kavuşturulmadan önce çözebilir misiniz? Ya da çözebildiniz mi?
"Ancak bu "eğer", ne kadar zaman geçerse geçsin "eğer" olarak kalıyordu. İçinden her şeyi yapmaya hazır olduğunu söylese bile o "eğer"in vardığı bariz şeyi yapma cesaretini bulamıyordu kendisinde."
"Elden geldiği kadar çok sevmeliyiz, çünkü asıl güç sevgidedir, çok seven adam büyük işler görür, büyük işler görebilecek güçtedir ve sevgiyle yapılmış iş iyi iştir..."