Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Murat Adar

Murat Adar
@MuratAdar
"Kendimi arıyorum. Kâh bir şairin mahlasında, kâh bir romanın solmuş sayfalarındayım." Murat Adar ...
İnsanın, henüz yaşarken, sadece açlık yüzünden çirkin, korkunç biçimlere girmesi çok rezil bir şeydi, çok rezil!
Reklam
Düşüncesuçu ölümü gerektirmez: Düşüncesuçunun KENDİSİ ölümdür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendini bilmek en zor elde edilen bilgi, kendinle mücadele etmek en büyük savaş, kendini değiştirebilmek en devrimci eylemdir.
Sayfa 144Kitabı okudu
Çocukta yaratıcılık, başkasının kurguladığı bir oyunu oynadığında değil, kendi oyununu kurduğunda gelişir.
Reklam
Din, insanlığın topluca yaşadığı bir saplantı nevrozuydu ve çocuklardaki gibi Oedipus Kompleksi'nden, babayla ilişkiden kaynaklanmaktaydı.
Başkalarının verdiği imkânla ışık saçan biri olma, başkalarının yardımıyla elde edilecek sükûnete ihtiyaç duyma. Özetle bir adamın kendi başına dik durması gerekir, dik tutulması değil.
Bir ışık demeti bir saniyede 186 000 mil mesafe kat ediyor. Güneşimizin dışında bize en yakın yıldız olan Proksima Erboğa (Alpha Centauri C) gezegenimizden dört ışık yolu uzakta. Bu öylesine büyük bir uzaklık ki, tasarlanmış en hızlı uzay gemisiyle bile oraya ulaşmak yaklaşık on bin yıl sürer.
Hitler cahildi; fakat çok kuvvetli bir sezişi vardı. Karşısındaki imkânları hissiyle yokluyor, deniyor, durumun ileri gitmeye müsait olup olmadığına karar veriyor ve kimsenin beklemediği şekillerde ileri atılıyordu. Hiçbir bilgi ve muhakeme, cüretini frenlemiyordu. Hiçbir ahlak hissi ve fazilet saygısı kendisini tereddüde sevketmiyordu. Son derece kinci ve zalim bir tabiatı vardı. Şiddete inanıyordu. Gayesi uğruna hiçbir vasıtayı çirkin bulmuyordu. Hatipleri pek kıt olan Alman âleminin hiç tanımadığı derecede kudretli, canlı bir hatip, aynı zamanda birinci sınıf bir aktördü; muhataplarının ne beklediğini sezer, o sözleri en can alacak ve sürükleyecek şekilde ve tam yerinde söylerdi.
Modern tıp, hastalıkların tedavisine odaklanmış durumdadır. Halbuki tıbbın esas işi, sağlığı korumak ve sürdürmek anlamına gelen koruyucu hekimlik meselesidir. Bugün maalesef kuşbaşı bakıldığında tıbbi yöntemlerin, ilaçların ve cerrahinin bize verdiği çok basit bir mesaj olduğunu görürüz: Sen ye, iç, kafana göre takıl. Gönlünce tüket, haz al, dene, yanıl. Olur da sistemin bozulursa, biz seni onarırız." Yani özetle "Sen arıza verince bana gel." diyen bir sektör var artık elimizde.
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Cadılar her yerde: kitaplarda, tiyatro oyunlarında, geçit törenlerinde ve reklamlarda; fıkralara, rüyalara, masallara, teşbihlere ve mecazlara esin kaynağı oluyorlar. Onları yeniden diriltmekten ve yeniden icat etmekten hiç bıkmıyoruz. Her 31Ekim'de insanlar, özellikle de taftalara ve yeşil yüz boyalarına bürünen çocuklar akıllarını cadılığa yöneltiyorlar.
Sayfa 155Kitabı okudu
Mem çıkıp geldi, gülleri seyre daldı Reyhan ve sümbüllerin içine daldı Dedi ki:"Ey gül, eğer nazenin isen Kolay değil Zîn'in rengine erişmen Ey sümbül, eğer güzel bir kokun varsa Senin yüzünden reyhanın yüzü kara Sevgilinin zülfüne benzemezsiniz İkiniz de boşboğaz, gereksizsiniz Ey bülbül, eğer sen hâl ehlinden isen Kızıl gülün mumuna pervâne isen O kızıl gülünden parlaktır Zîn'imiz Seninkinden de karadır talihimiz."
Sayfa 188Kitabı okudu
"Hayattaki aşırı düzensizliğin başlıca nedenlerinden birisi, herkesin hayatta iyi bir düzen kurmaya çalışması, fakat hiç kimsenin hayatın kendisini düzene sokmak istememesidir."
Sayfa 127Kitabı okudu
Müslüman bir ülkeyiz. Milyonlarca insan namaz kılıyor, bakkala girerken selâmünaleyküm diyor. Ancak sanatta, sinemada, edebiyatta dine dair temalar sanki bir marjinallik gibi aktarılıyor. Günde beş vakit ezan okunan bu memlekette çekilen filmlerde ezan sesi duyamıyoruz, namaz kılan bir karakter ya hiç gösterilmiyor ya da marjinal birisiymiş gibi resmediliyor; keza başı örtülü bir başkarakterin olduğu meşhur bir romanımız yok gibi.
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.