Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Nida
Nida
@Nidnidderler
26 Şubat
400 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Çocukluğunda yaşadığı baskıyı ve bu baskıyla karşılaştığı için intihar ve ölüm kelimelerini çok fazla vurguluyor. Fakat daha sonrasında hayatı çok sevdiğini ve daha çok yaşamak istediğini belirtiyor. Bu kitap yazarın ilk romanı o dönemde bu kitabı yazmak cesaret ister doğrusu neden diyecek olursanız kitapta cinsellik konusu çok fazla yer alıyor ve o dönemlerde de bu konular yer almamakla birlikte çok ayıplanır. Tezer Özlü yaşamla ölüm arasında çelişkide olduğu gibi cinsellik konusunda da ikilemde. Cinsel ilişkiye girmeden durmadığını dile getirdikten sonrasında feminist duyguları kabarıp kadın ve erkeklerin neden dost kalamadığını neden erkek-kadın kârı- koca olmaya çalıştığımızı dile getiriyor. Kadınların erkeklerin gözünde "mal" olmasına karşı çıkarken bir yandan da erkekler için gereksinim olduğunu dile getiriyor. Kitabın dili akıcı değil ve olaylar arasında bir bağlantı yok ordan buraya atlamış; kısacası Özlü çok özen göstermemiş yazarken. Kitabı okurken sıkılarak okuduğumu dile getirmeden geçemeyeceğim tavsiye edebileceğim bir kitap değil açıkçası. Tezer Özlü'nün okuduğum ilk ve son kitabı olur. Kitabı merakla elime alıp hüsranla bitirdiğim bir kitap.
Kitaba dair beğendiğim tek alıntı;
"Yaşam, şimdi ancak kavranılması ve anlaşılması gereken; oysa yaşanması, gerçeğine inilmesi ilerdeki yıllara atılan bir yabancı öğe gibi önümüze getirilmiş."
Okumuş olduğum kitap 80 yaşındaki nenenin torununa yazmış olduğu mektuplardır. Mektuplarda daha çok nene kızıyla geçirmiş olduğu zamanları torununa anlatıyor. Nenenin hayata dair verdiği öğütler, kendine ait düşünceleri, o dönemin yaşam biçimini o kadar akıcı anlatıyor ki sanki insan kendi nenesinden dinliyor gibi. Nene yazarken hem kızıyla
Bu kitabın yaşanmış bir kitap olduğunu belirtmem gerekiyor. Tanıdık isimleri okuyacaksınız; en başta kitabın baş karakteri Nietszche ve Josef Breuer daha sonrasında psikolog Sigmund Freud...
Kitapta ilgimi çeken bir olay var bunu paylaşamadan geçemeyeceğim. Breuer, Yahudilere karşı düşmanlığın gittikçe arttığını söylüyor. Üstelik yılın 1882
Okur Takip Önerileri
İnce Memed'e ne söz söyleyebilirim ki dilim varmaz bir şeyler demeye. İnce Memed'imiz ağalığa karşı daha doğrusu köylünün hakkını vermeyen ağaya karşıdır. Köyde bir ağa gözbebeklerinden vurulup ölmüşse bunu İnce Memed'ten bilirler çünkü onun öldürme biçimi budur.
Köylülerimiz İnce Memed'i çok sever sayarlar çünkü hep mazlumların, fakir fukaranın yanında olmuştur onların hakkını vermek için uğraştığı için hep onu koruyup kollarlar.
İnce Memed eşitlikten,haktan, adaletten yana bir kahramandır. Diyorum ki İnce Memed gibi karakterler gerçek dünyada yaşasaydı da kötülerin hakkından gelseydi.
Yazarımız bu kitapta diğer kitaplardan daha az betimlemelere yer vermiştir ama ben yazarın betimleme yapmasını seviyorum çünkü diğer yazarlardan farkını ortaya koyuyor. Bize Çukurovayı daha iyi tanıtıyor sanki Çukurovayı geziyormuşcasına gözümüzde canlandırıyor.
Mustafa Kemal Atatürk'e yer vermesi de kitabın o dönemdeki yani Cumhuriyet dönemindeki Çukurova'yı anlatır. Osmanlı Devletini, Selçuklu Devletini, o zamanların efsanelerini de yer vermiş rahmetli yazarımız.
Yaşar Kemal bu kitapta olağanüstü özelliklere de yer vermiş ama burda maksat ders vermektir, iyi insan olmaya davet ediyor, insanlıktan bahseder.
Karakterlerden Murtaza Ağa'yı hiç sevmedim iki yüzlü, ortalığı karıştıran, korkak, sözünün arkasında durmayan menfaatçi biri.
Kitabın 629 sayfa olduğuna bakmayın su gibi akıp gidiyor elinden bırakamıyorsun, merak ediyor insan. 3. cilde geçemeyenlere sözüm var okuyun, devam edin; gittikçe daha çok sevecek daha çok bağlanacaksınız seriye. Çok beğendim bu cildi. Elimden bırakamadım okudukça okudum sonunda bitirdim :)))
Bu kitap hakkında o kadar şey söylemek istiyorum ki elimden geldiği kadar hepsini yazmaya çalışacağım.
Bu kitabın amacı modern dünyanın çocuklar üzerindeki zararlı etkilerini açıklamaktır zaten bu da kitabın kapağında yazıyor. Besinden başlayarak; oyun, uyku, iletişim, ebeveyn, yakın çevre, teknoloji aletleri, reklam, sosyal medya, okul, öğretmen
Bu kitabı okuyunca Türkiye'deki gerçekleri görmek beni bir kez daha üzdü. Sosyal medya, haber, gazete vb. aracılığıyla tecavüz, taciz haberlerini duyuyoruz ve bu bizi çok üzüyor ama inanın ki bunun görünmeyen, bilinmeyen tarafları da var. Bilmediğimiz çok insan tecavüze, tacize uğruyor ve bitmek bilmiyor ve hele de aile içinde yasak ilişki dediğimiz ensest kavramı bu kitap sayesinde gerçekleri görmem de çok yardımcı oldu. Bana şunları öğretti; her halime şükredeceğime, taciz gibi durumlar karşısında sessiz kalmayacağıma, sosyal çalışmacı olursam eğer sağduyumu kaybetmeyip dışlanmış, ezilmiş, ötekileştirilmiş insanları korumam gerektiğini öğretti. Açıkçası bu kitap beklentimden baya iyi bir kitaptı. Sosyal hizmet uzmanlarıyla, psikologlarla, tecavüze veya tacize uğrayan insanlarla... tek tek konuşup analiz yapmış, röportajlarına yer vermiş, istatistiklere yer vermiş ve çok güzel bir kitap çıkarmıştır Büşra Sanay. Emek dolu bir kitap olduğunu düşünüyorum ve ben bu tip yazarların çok emek verdiğine, bize çok şey kattıklarını düşünüyor ve inanıyorum. Bunu da kendisini pek sevmediğim hocam önerdi, iyi ki de okudum diyorum tavsiye de ediyorum. Bu kitap bence herkesin okuması gereken bir kitap çünkü gerçekleri görmek birçok şeyi değiştirmeye yön verir. Bilgi dolu okumalar diliyorum.
Bu kitabı değerli Şerif hocam okumamızı istedi tabi başka kitapları da okumamızı ve birkaç görev karşılığında 15 puan vereceğini söyledi. Zaten ben kitap okumayı seven biriyim iyi ki de elime alıp okudum diyorum ve incelemeye başlıyorum.
Bu kitap İvo Andriç tarafından yazılarak 1961 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almayı hak kazanmış bir kitaptır.
Nâzım Hikmet'in kendi sesinden seslendirdiği şiirleri YKY ve Türkiye iş bankası kültür yayınları ile birlikte bir araya getirilmiş. Bana göre seslendirdiği şiir kitabından Ölü Nezval'le Sohbet'in ilk altı mısrası, ismi belli olmayan şiiri (3 tane), Kapalı Deniz'in son kıtası, Büyük Insanlık'ın ikinci kıtası, Hasret şiiri, Şehir Akşam Ve Sen şiiri, Geceleyin Bakü şiiri, Yaz Yağmuru şiiri en güzelleriydi. Nâzım Hikmet'in oldukça çok güzel şiirleri var fakat bazılarını seslendirmemiş. İsterdim ki onları da duyabilmeyi ama nasip bu kadar şiirini duymakmış. Toplam 92 tane şiiri seslendiriyor. Benim elimde böyle bir eserin bulunması beni gururlandırdı ve mutlu etti. İçinde annesi Celile Hanım'ın Nâzım portresi bulunuyor. Elimde o resminin bulunması da beni sevindirdi. Bildiğim kadarıyla bu kitap sınırlı yani her yerde bulmak kolay değil. Tavsiye edebilirim iyi okumalar :)
Bu kitapta İnce Memed'ten çok; at, Osman Ağa, Ali Safa Bey, köylüler... ön planda olmuş, belki de Usta Yaşar Kemal'in ikinci kitabı olduğu için genişletmek istemiş olabilir. Yazarımız betimlemelere, imgelere çok yer veriyor ve bunu çok güzel bir şekilde cümleler ile işliyor. Kitapta ağır basan İnce Memed'in köylüler üzerindeki etkisi. Ben beğendim ve tavsiye ederim. Üçüncüyü de açıkçası merak ediyorum. Size de iyi okumalar diliyorum.
Psikoloji dersi veren Mustafa hocamın önerisiyle elime aldım bu kitabı. Konu narsist annenin çocuklarına karşı olan sorunlarını ele alıyor. Açıkçası vaka kitabı diyemem çünkü çok kısa bir şekilde olaydan bahsedip başka bir olaya geçiş yapıyor yazarımız. Bir duygu hissedemedim okurken, belli sayfadan sonra sıkıldım kitaptan. Daha önce vaka kitaplarını okuduğum için bu kitap bana yetersiz geldi geçiştiriyor, kişisel kitaplarından bir farkı yok, hep aynı cümlelerden bahsetmiş. Tabi bu benim düşüncem, beğenen olmuş. Tavsiye edebileceğim kitap değil. Vaka kitapları okumak istiyorsanız Kardeşini Doğurmak, Zor Bir Ailede Büyümek gibi kitapları okuyabilirsiniz.
Diğer incelemelere baktım gerçekten dedikleri gibi bir kitap, yazarımız sanki geleceği görmüş, geleceği yaşamış gibi.. Günümüzde de iktidar peşinde olma, hükümetin baskısı, kendi tarafına çekme gibi eylemler devam ediyor hep devam edecek o yüzden bu kitap sadece 1984'ü ele almıyor her dönemi kapsayan bir kitap. Kitapta geçen bir kısım beni çok etkiledi çünkü günümüzde bariz yaşanmış olaydı; kendilerini kurtarmak için başkalarin adını vermek, onların hayatını karartmak, hırs uğruna mutluluklar çalmak gibi... Günümüzde kanunlarda ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğünden bahseder ama hiç uygulamaya geçilmemiş ki kaç kişinin hayatı bu yüzden kararmıştır.
Son olarak kitapta tele ekrandan bahsetmiş günümüzde bu olmayabilir ama ses kayıtları tutarak, görüntüler çekerek, videolar kayıt altında tutarak, televizyon bilgisayar telefon gibi teknoloji aletlerin üretime sahip olan şirketler videoları, görüntüleri depolayıp özel hayata saygısızlığı bir kez daha yazarımız benzetmiş bulundu.
Her okur kişilerin kütüphanesinde, kitap rafında bulunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Defalarca okuyacağım bir kitap olacak ve her seferinde benzer olaylarla karşılaşacağımı düşünüyorum. Herkese iyi okumalar.
Haluk Yavuzer'in ikinci kitabını okumuş bulundum. Kitabın içinde ağırlıklı resimler olmakla birlikte kitabı ben çok beğendim. Çocukların bilinçaltındaki neler olduğunu resimleriyle çok güzel kanıtlıyorlar. İlgimi çeken tarafta Batı ülkelerinde resim dersine değer verilmemiş olmasıydı çünkü çocukların kendileri ifade ederken dillerini çok iyi kullandıkları için resim arka planda kalıyor haliyle. Kitapta geçen resimler çok orijinal, hayran kaldım resimlere. Ara ara verilen deneyler bilgi yönünden kuvvetli bir kitap. Herkesin okuyabileceği hafif muhteşem bir kitap iyi okumalar diliyorum ve tavsiye ederim 1k okuyuculara.
Sosyoloji benim altan dersim (artık değil geçtim dersten:) ) sevgili Handan hocam sosyoloji dersi için Memet Zencikıran'ın sosyoloji kitabını ders kitabı olarak okutmak istedi ve kendisine şükranlarımı iletiyorum. Geçen sene önerdiği kitaptan daha güzel daha çok örnekli olduğunu düşünüyorum. Kitabı çok beğendim 10 üzerinden 10 aldı benden; herkesin okuyabileceği, anlayabileceği bir kitap olduğunu düşünüyorum ve kesinlikle tavsiye ediyorum. İyi ki altan aldım da bu kitabı elime alıp okudum. Kitapta filmler, kitaplar, şarkı, belgesel, oyun / program hakkında örnekler üzerinden bahsetmiş. Yazarımızın 2. Kitabını okumuşta oldum. Bir tane de makale okumuştum. Neyse daha fazla tutmayayım. Keyifli okumalar.
Türü felsefi kurgu olmakla birlikte okuduğum en güzel ikinci kitaptı. Bu kitap hakkında neler yazılır bilemem ama hani derler ya anlatılmaz yaşanır bu yapıtta anlatılmaz okunur türdendi. Kitabın isminden anlaşıldığı gibi Dorian Gray'ın dostu Basil'in kendisini tuvale çizerek ortaya etkileyici bir sanat eseri bırakıyor. Dorian Gray bu portresine bakarak kendisiyle mücadelerini, kendisindeki değişimlerini anlatıyor. Henry'in insanlardan, aşktan ve evliliğe kadar olan her bir sözü beni benden aldı; hafızamda etkileyici sözler bıraktı. Kitap okurların kütüphanesinde bulunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Herkese keyifli okumalar.
Tolstoy'nun okuduğum ilk eseri buydu. Neden geç kaldım bu kitaba, sorguluyorum kendimi.
Tolstoy bu yapıtında insan sevgisini ve Tanrı'ya olan inancını çok güzel bir şekilde yansıtmış.
İnsan neyle yaşar adlı öykümüzü çok beğendim. Bir kitabın her sayfası mı bu kadar güzel olur. Hep inançtan ve sevgiden bahsetmiş bu hikayemizde. Bir meleğin insana dönüşmesiyle başlar. Tanrı onu cezalandırmıştır ve üç kelamını öğrenmesini istemiştir. O üç kelamlar: İlk kelamı insanda ne var öğren?, insana ne verilmemiştir öğren? ve sonuncusu insan neyle yaşar?
Tabiki kelamların cevaplarını buraya yazmayacağım okudukça daha iyi anlayacağınızı ve çok beğeneceğinizi burdan görebiliyorum.
Diğer öyküler birbirinden güzeldi, hepsinin farklı kurguları olsa da ortak yönleri ders vermektir. Çok beğendim özellikle insan neyle yaşar adlı öyküyü. Herkese tavsiye ederim. İyi okumalar.
En sevdiğim yazarlardan biri Dostoyevski olmak üzere Beyaz geceler adlı yapıtı beş öyküden oluşmaktadır:
1. Beyaz Geceler
2. Başkasının karısı
3. Noel Ağacı ve Nikâh
4. Haysiyetli Hırsız
5. Yufka Yürekli
İncelemeye ilk öyküden başlayalım. Bu öyküde baş kahramanlarımız 'Hayalperest' ve 'Nastyenka' olmak üzere tanışma, kızın ağlamasını duyup
Albert Camus'nün yazdığı Yabancı adlı eserimiz 1957 yılında Nobel edebiyat ödülünü hak kazanmış ve ilk ve en çok ses getiren yapıttır.
Fransızca aslına çeviren çevirmenimiz Samih Tiryakioğlu kitabı güzel bir şekilde çevirerek akıcı bir şekilde okumamda etkisi oldu.
Yazarımız Meursault'un annesinin ölümüyle başlayıp hapis hayatını ve mahkemede geçen süreci nesnel bir şekilde bize aktarmış. Meursault'un başından geçenleri onunla birlikte yaşamış gibi oldum. Kahramana kızdığım nokta sesini hiç çıkarmamış olmasıydı, sesini çıkarmış olsaydı daha farklı kurgu olabilirdi.
Kitabı genel olarak beğendim okunmaya değer bir kitap. İyi okumalar.
İlk inceleme kitabım Amin Maalouf Semerkant olacak. Kitabın içeriğinde Ömer Hayyam, Hasan Sabbah, Nizamülmülk... vb. kişiler var. Ömer Hayyam'ın rubaileri hakkında verilen bilgiler yeri geldiğinde beni şaşırttı ve korkuttu. Ömer Hayyam'ın Cihan'a olan aşkı beni mest etti. Kitabın sevmediğim yanı Türklere olan sert eleştirilerdi. Kitabı roman kitabı gibi okumanızı tavsiye ederim çünkü tarih objektif değildir ve bilgilerin ne kadar doğru olduğunu bilemeyiz. Bazı bilgiler kaynaklar arasında farklılık gösteriyor o yüzden bu kitabı tarih kitabı olarak okumamanız daha uygundur. Kitap güzel ama tavsiye edebileceğim en güzel kitaplardan değil. İyi okumalar.
