Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep EGE

Zeynep EGE
@Okurdanibaret
𝕊𝕒𝕥ı𝕣𝕝𝕒𝕣𝕒 𝕒şı𝕜 𝕓𝕚𝕣 𝕜ı𝕫 . Bazen yaşamaktan çok kitap karakteri olmak isterim, hiç nefes almamış ama çok nefes aldırmış.
Her ikimiz de onun eski, terk edilmiş masasında oturmuş onunla ilgili anılarımızı paylaşırken fevkalade anlaşıyorduk; çünkü anılar insanları birbirine bağlar ve sevgiyle anılanlar iki kat daha fazla.
Reklam
Tanrım, bir insan 36 yıl boyunca her gün aynı masada oturursa, elbette orası onun evi olur.
Benim değil bu hikaye, bir başkasının hayatını anlatıyor. Sadece belirsizlik ya da tutarsızlık sezdiğimde el sürdüğüm kendi kelimeleriyle. Her gerçek kadar değeri olan kendi gerçekleriyle
Sayfa 7 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyaya geldiğimiz günden daha anlamlıdır neden dünyaya geldiğimizi anladığımız gün…
Bir kitabın giriş cümlesi ancak bu kadar güzel olabilirdi sanırım
Bana kalırsa, bir dil ancak iyice öğrenildikten sonra konuşulabildiği gibi, roman kahramanları da insanlar iyice incelendikten sonra yaratılabilir
Reklam
Yanmışsam, külümden yapılan bir hisar vardır.
“Anlamaz oldu dünya beni, Ben ona bunca zamanımı harcadıktan sonra.”
Sayfa 817Kitabı okudu
Eğer beyinlerimiz anlaşılabilecek kadar basit olsaydı, bizler onu anlayacak kadar akıllı olamazdık.
Sayfa 228Kitabı okudu
Kör kişiler gibi, bizler de bilgi yokluğunun olduğu noktalarda kara birer delik algılamayız; herhangi bir eksiğimizin olduğunun farkında değilizdir, o kadar.
Sayfa 228Kitabı okudu
Züleyha evli, Züleyha efendi. Âşıktı, hem de kölesine tutsaktı! Ne kadar ayıptı, ne kadar yasaktı! Dedikodular gelince Züleyha'nın kulağına dedi: Ateşe düşmeyen yanmayı nerden bilsin? Elini bıçak kesmeyen kanın rengini nasıl öğrensin?
Reklam
Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır ve gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tad devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. kendi kanının tadından sarhoş olur.
“Nev’-i insanî bir nefistir, dirilmek üzere ölecek. Ve küre-i arz dahi bir nefistir, baki bir surete girmek için o da ölecek. Dünya dahi bir nefistir, âhiret suretine girmek için o da ölecek!”
Elmasın sertliği, saflığının da nedenidir. İçine ışıktan başkası girmez ve yansıttığı, aldığından fazlasıdır. Her şeyi kesebildiği hâlde hiçbir şey tarafından kesilemez. Bir elmas ancak bir başka elmas tarafından kesilebilir.
Mutlak güven ancak kayıtsız şartsız verilebilen, sadece ve sadece ilk başta anlamsızsa geri alınabilen bir şeydir. Güvenimi geri almıyorum. İstesem de alamam.
Sayfa 601Kitabı okudu
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.