“Yüzümüzdeki her kırışıklık hayatımızın yansımasıdır” sözü tam olarak bu kitap için söylenmiş olmalı.
Dorıan genç,yakışıklı,kimsesiz ve zengin bir adam.
Basil: ressam, Dorıan’ı ilk gördüğü an da ondan etkilenmiş ve portresini yapmaya başlamıştır
Lord Henry: Basil’in en yakın arkadaşı, Dorıan’ın fikirlerini değiştirecek kişi
Kitap hedonizmin sonucunu anlatıyor. Hazzıcılık eğlence zevke düşkünlük bir yer de acıya sürüklüyor.
Dorıan’ın hedonistlik için kendini şeytana satıyor olması bize verilen bir mesaj değil mi?
Düşünsenize sizin bir portreniz yapılıyor ve tüm günahlarınız sevaplarınız yüzünüze değil de o portreye yansıyor. Siz yaşıyorsunuz eve gelip portreye baktığınız da yaşadığınız olayın izini görüyorsunuz. Aynaya baktığınızda ise hep aynı kalan sizsiniz.Yaşlanmıyor,çirkinleşmiyor, yıllar geçse dahi alnınızda tarla gibi izler taşımıyorsunuz. Katil oluyorsunuz ama belirti yok, Muhteşem! Peki vicdan?
Öldürmek istediği Basil miydi kendi içindeki kabul edilemediği var olma düşencesi miydi ?