Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğçe t.

Ya nebiyallah, insan sadaka verecek bir şeye sahip değilse ne yapsın? Çalışır, hem kendisi için kazanır hem de sadaka verir. Şayet buna gücü yetmezse? Çaresiz kalmış insana beden gücüyle yardım etsin. Bu da olmazsa?!.. İyiliği emir ve tavsiye eder. Bunu da yapamazsa? Şer işlemekten sakınır, başkasına zarar vermez. Bu da kendisi için sadakadır.
Reklam
Her davranışın sonuçlarını, o dAvranışın kendisi doğurur.
Bence-de
Şirk dini diye adlandırdığımız bu dinin kökü iktisaddir. Diğer deyişle şirk dini bir azınlığın servet sahibi olmasına ve çoğunluğun yoksun kalmalarına dayanır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatın manası ne kadar yükselirse, ruhun manası da o kadar yükselir. Daha doğrusu ruh ne ölçüde yükselirse hayatın manası da o ölçüde yükselir kazanır.
İnsanı ümitsizlendirecek şey, farzedelim ki, vaki olan bir günah değil, günahta ısrar etmek ve tevbeyi unutup şeytana uymayı huy edinmektir.
Reklam
Çamura bulanmayanın arınmak için çabalamasının ne anlamı olabilir ki? Ey tâlib, unutma ki kirlenmemek kirden münezzeh olanlara, arınmak ise yazgısı kirlenmek olanlara özgüdür. Demek ki sen kirlenmemekle değil, arınmakla mükellefsin!
İnsan, ancak kendisine emek verdikçe, kendisine özendikçe insanlaşır, insanlaşabilir: kemâl-i sâni. Hiçbir bitki bitkileşmez, hiçbir hayvan hayvanlaşmaz; lakin insan insanlaşır; zira ancak insan, kendi mertebesine ait yetileri ve yetenekleri (istidat ve kabiliyetleri) gerçekleştirdikçe, geliştirdikçe insan olur. Dolayısıyla insanlık olan/olunan bir şeydir.
Herkes kendisinden esirgenen şeyler hakkında saplantılıdır.
Yeryüzünde insanoğlunun sürekli ıstırap duygusu içinde yaşamasının bir tek nedeni var: mülkiyet Burada mülkiyet kavramını her iki anlamıyla da kullandığımızı belirtelim: Birincisi, "sahip olmak", ikincisi ise, "sahip olduğumuz(u zannettiğimiz) şeyleri sürekli kılmaya çalışmak." Acılarımız da buradan kaynaklanıyor: a) sahip olamazsak; b) sahip olduklarımızı koruyamaz da kaybedersek.
Tanrı'nın ne olduğunu söyleyenleri kınadı, ne olmadığını söyledi. Teşbihi bırakın, tenzih edin o'nu. Tanrı ile varlık'ı ayırdı.putperestleri lanetledi Cem ehli birleştirir, fark ehli ayırır.
Reklam
Herkes kendi hikayesinde çaresiz Herkes, başkasının hikayesinde kahraman
Her tarafta, "ovada insanları, dağ başlarında hayvanları doyuran" diye şöhret bulmuş, sofrasından misafir eksik olmamış olan abdulmutalib, muhammed'inin süt anne ücretini vermekten mi çekinecek.
Ebrehe başını eğmiş düşünüyordu.daha sonra tercümana bir şeyler mırıldandı. Onun söylediklerini abdulmuttalib'e anlattı; -Seni gördüğüm zaman heybetinden içim titremişti. Gerçekten büyük bir insanın karşısında olduğumu düşünmüştüm. fakat gözümden düştün. Bana alınan birkaç deveden bahsetmeye kalktın. Halbuki ben; senin ve atalarının dini sayılmaya layık olan bir beyt'i yıkmaya geldim. Zannediyordum ki benden beyt'i yıkmamami rica edeceksin. Abdülmuttalib, gayet sakin cevap verdi; -ben develerin sahibiyim, beyt'i de sahibi koruyacaktır.
Şüphesiz, her şeyi kendimizle ve kendimizi de her şeyle karşılaştıraracak yaratılışta olduğumuz için, saadet vey sıkıntı da bizimle bağlantılı olan konularla ilgilenir.bunların içinde en tehlikelisi de yalnızlıktir.
Ömrüm hep bilmediğim, ama beni tanımlayacağından emin olduğum ayrıntıların peşinde geçti
Reklam
Uzman, daha az şey hakkında gitgide daha çok şey bilen, sonunda da hiç hakkında herşeyi bilen adamdır
Masalarını bile Batılılar gibi köşeli (dikdörtgen veya kare) imal etmeyip, sofralarını daire suretinde teşkil, meclislerini daire şeklinde tertib eden bir medeniyetin mirasçıları, köklerini unutunca, ister istemez sofra ve meclislerin başköşelerine kurulmaktan hoşlanır oldular. Çünkü dairelerde köşe bulunmadığını unuttular.
Amel, ihlasli ve isabetli olmadıkça kabul edilmez. Sadece ihlasla yapılmış olması kabul edilmesi için yeterli değildir. İhlasli olması allah rizasina, isabetli olması da sunnete uygunluğu ifade eder.
Evrensel bakış her zaman trajedinin etkisini dağıtır. Yeterince yükseğe tırmanabilirsek, o trajedinin artık trajik görünmediği bir yüksekliğe erişebiliriz.
Sayfa 258Kitabı okudu