Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşegül Ç.

416 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Çok beğendiğim bir araştırma kitabından bahsetmek istedim; "Venedik Gizli Servisi, dünyanın merkezden organize edilmiş ilk devlet istihbarat servisinin daha önce anlatılmamış çarpıcı hikâyesi." Böyle bir istihbarat teşkilatının neden Venedik'te ve üstelik 16. yüzyılda ortaya çıktığını ilk bölümde, "Venedik ve Avrupa
Venedik Gizli Servisi
Venedik Gizli ServisiIonna Iordanou · Kronik Kitap · 202034 okunma
Reklam
1808 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
Osmanlı Devletine XVIII. yy'ın ortalarında (ve sonrasında) kan kusturan Rusya'nın Napolyon orduları karşısında, komutanlarının kendi aralarındaki bitip tükenmez çekişmeleri ve (işlerin dönüşüyle) Napolyon'un yanlış kararları sonucunda ordusunun eriyip gitmesinin hikayesi... Bir de uçlardaki karakterlerin değişim dönüşümleri ya da yarım kalan
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201921bin okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Merhabalaar Paul Auster ile tanışma kitabımla geldim. Geçen aylarda okuduğum Yazdıklarıyla Yaşayanlar'da Auster en ilgimi çeken yazarlardan biriydi. Tanışmamız ise şansıma çok çabuk gerçekleşti Başlangıç için gayet uygun bulduğum, #sebepsizceokuyoruz grubumla çok çok konuştuğumuz, makaleler karıştıranların bilgiler aktardığı, herkesin de çok
Ay Sarayı
Ay SarayıPaul Auster · Can Yayınları · 2019654 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
248 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Önder Kaya gerçekten temiz ve dolu bir çalışma ortaya koymuş. Konu üzerinde uzun yılların birikimine sahip olduğu aşikar. Kitap birçok başlıktan oluşuyor, makale formatında ilerliyor. Adı üstünde mekanlar ve birçok tarihi kişiliğe yönelik bir çalışma. Kitabı çok sevme sebeplerim; bahsettiğim başlıkların kronolojik olarak ilerlemesi, her başlığın sonuna kaynakçasının eklenmesi ve bölümlerin gerek Önder Kaya'nın kendi koleksiyonundan parçalarla gerek eski resimlerle desteklenmesi. Ayrıca bir tarih okuyucusu ya da tarih bilgisi olan biri olmasanız da, yazar birçok kavramı bir iki kelimeyle açıklamış. (Mesela Rumeli Beylerbeyi ile Anadolu Beylerbeyinin hangisinin daha mühim bir konum olduğu bilgisi eklenmiş.) Özellikle Osmanlı'ya başkentlik yapmış şehirlerden birinde yaşıyorsanız kitabı edinmenizi şiddetle öneririm. İstanbul'da elimde kitapla gezmeyi düşündüğüm yerler oldu. Mesela en ilginç bilgilerden biri Taksim'deki Saint Antuan Kilisesi'nin arsasında önceden var olan mekanın yerine var olan bina hakkında idi. Keşke kitap daha kalın olsaydı
Osmanlı Dünyası
Osmanlı DünyasıÖnder Kaya · Kronik Kitap · 201750 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Her sayfasında tartışacak, üzerine düşünecek çok fazla şey olan bu roman hakkında neler yazılabilir? Bir şeyler karalayacağım… Milan Kundera, 1929 Çek doğumlu bir yazar. Hala eşiyle Paris’te yaşıyor. Hayatına baktığımızda (profesörlük yaparken 68’ Rus işgali ile işini kaybetmesi gibi) karakterlerinden de izler görüyoruz ama kitapta birkaç kez
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,4bin okunma
Reklam
484 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
İlk okuduğum Livaneli. Şahsi olarak birkaç problemim oldu kitapta. Sorunum Serenad'la değil, Livaneli ile Neyse Serenad'a geçelim. Bir Maya var elimizde, Maya Duran. Kendisini "Ben hem Maya, hem Ayşe, hem Nadia'yım" diye betimliyor başlarda. Sonradan işin iç yüzünü öğreniyoruz zaten. Ama bu cümle benim merakımı cezbeden noktalardan
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,5bin okunma
190 syf.
·
Puan vermedi
Deli
Çok çook eğlendim! Kendine has mizahıyla Refik Halid'i çok sevdim. Osmanlı son demlerinde koskoca maliye veznedarıdır babası. Abisi de darphane müdürü. Kendi deyimiyle altınların gümüşlerin içinde oyunlar oynayarak büyümüş. Ama para tutkusu hiç olmamış. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde muhalif kimliği sebebiyle sürgün yiyemiştir. Ankara yıllarından nefret eder, Anadolu sürgün yıllarını hep kötü anar. Bu kitabında Deli isimli bi tiyatro eseriyle güldürüp düşündürüyor. Osmanlı'nın son demlerini de Cumhuriyetin ilk yıllarını da görmüş biri olarak oldukça dramatik ama komik bi şekilde inkılapları aktarır. Ne hikmet ise onların muhalifi değilmiş :) Tiyatro eserinde 20 yıldır kendinde olmayan birinin döndüğünde neler yaşadığını anlatıyor. En son kaldığı devir ise Meşrutiyet yılları. Eh Cumhuriyet ilan edilmiş, üstüne şapka kanunları, yeni adetler, dans ve spor gelişmeleri eklenince adamcağızın ne yaşadığını az çok tahmin edebiliriz sanırım. Ya da edemeyiz... Zira başka hiçbir dönemde bu 20 yıldaki kadar değişim dönüşüm yaşanmamıştır diye düşünüyorum. Kitap daha sonra yine mizahın hep etkisini sürdüğünü şekilde anılarıyla devam ediyor, icatların kendi hayatındaki etkileriyle son buluyor. Tavsiye ederim okuyunuz. "Hacılıkla hafızlık insanı adından eden bir unvandı. O kadar yerleşirdi ki yüzde bir kişi bu Hacı Bey ve Hacı Efendi'nin isimlerini bilemezdi."
Deli
DeliRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 2011132 okunma
405 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Sıcacık bir aşk/macera romanıyla geldim bu sefer. Aslında bu kitap diğer okuduğum Nora kitaplarına göre en salt aşk romanı olandı. Beeckettt diye ayılıp bayılabiliyorsunuz. Bu işi iyi beceriyor bu kadın. Erkek karakterleri o kadar içimizden ki. Zaten -aranızda hiç okuyan var mı, bilmiyorum- beş çocuklu bi ailenin en küçük çocuğuydu. 4 büyük abisi
Yarın ve Daima
Yarın ve DaimaNora Roberts (J.D. Robb) · Epsilon Yayıncılık · 2013165 okunma
141 syf.
·
Puan vermedi
İçinde birçok öykü barındıran bu eser beni çok şaşırttı! Sabahattin Ali'nin kalemini biliyorum, bayılıyorum, 3 romanını okumuştum. Fakat genel olarak öykü okumayı pek sevmediğim için -kısa kısa oluşları sebebiyle içlerine giremiyorum, sanırım ondan- bu öykü kitabına da minicik bir önyargıyla başladığımı söylemeliyim. Oysa aldı götürdü beni Bayıldım. Bütün öyküleri o kadar hayatın içindendi ki... 3 sayfalık öykü bile beni bütün gün düşündürdü. 'En güzeli şuydu!' diyemiyorum bile Kitaba adını veren öykü ise Sabahattin Ali'nin karakterine oldukça yakışan öyküydü ve kitabın en sonundaydı. Oradan bir alıntı bırakarak ne demek istediğimi anlatayım. "Sakın tepenize bir Sırça Köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter." Tam da olay budur. Elbette devlet, aile gibi etkenler bireyin tepesinde olacaktır fakat bunların hiçbiri 'kutsal' aygıtlar değildir. Saygı çerçevesinde kendinizden vazgeçmeyin sevgili okurlar. Kitapla kalın, özgürleşin.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,5bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap hakkında ne diyebilirim, bilemiyorum. Yorumlara bakmadan her yerde gördüğüm için aldım. Ben herkes bayılıyor sanıyordum ama ikiye ayrılmış bi vaziyet varmış. Akıcı olmadığını ve sıkıldığını söyleyenler de gördüm benim gibi yere göğe sığdıramayanı da. Kitap, 'Neden kitap?' sorusunun cevabını veriyor bana göre. Hem kendi kurgusuyla hem de
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,4bin okunma