Saniye

Saniye
@_Saniye
Bütün olan, geçen şeylere rağmen, sen yine bir parça benimdin; ben bütün ruhumla senin...
Sayfa 384Kitabı okudu
Reklam
Romanlar mahzun insanı; omuzları çökmüş, gözleri sönmüş, hareketsiz ve sessiz bir insan diye, yani daha açıkçası bir miskin şeklinde tasvir ederler. Bende daima bunun aksi olmuştur. Ne zaman derin bir üzüntüye kapılsam gözlerim parlar, tavır ve hareketlerim neşelenir, içim içime sığmaz olur. Dünyayı hiçe sayıyormuşum gibi kahkahalarla gülerim, türlü gevezelik ve delilikler yaparım. Bununla beraber, öyle sanıyorum ki yakın kimsesi ve başkalarına açılmaya kabiliyeti olmayan insanlar için bu daha iyi bir şeydir.
Anıların en güzel olanları da, kederli olanları da insanı hep hüzünlendirir; en azından bendeki izlenim bu. Fakat bu hüznün de bir güzelliği var; hasta bir kalp, acılı ve yaralı olduğu zaman, anılarla hayat buluyor; gündüz sıcaktan yanmış, gelişmemiş, zavallı bir çiçeği, akşamın serinliğinde düşen kırağı tanelerinin diriltmesi gibi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birden, bu siyah gecenin karşısında aklına başka bir gecenin hatırası geldi. Ta hülya hayatının başlangıcında, ümitlerinin parıltılı zamanında Tepebaşı Bahçesi'nde Haliç'e bakarak seyrettiği mai gece ile o elmas yağmurunu hatırladı. Gözlerinin önünde o mai gece ile bu siyah gece karşı karşıya geldi: Mai ve siyah. Ah! Biçare hırpalanmış, ezilmiş hayat! Mai bir gece ile siyah bir gece arasında geçen şu nasipsiz, talihsiz ömür! Bir elmas yağmuru altında gömülen o emel çiçekleri!
Sayfa 253Kitabı okudu
Zavallı hülyaları! Onlar bu sefil hakikatlerden ne kadar uzak kalmışlardı!
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
Reklam
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.