Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

MUHARREM DAŞTAN

MUHARREM DAŞTAN
@_muallim_
Uludağ Üniversitesi
Yalova
33 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
"Ülkemiz büyük bir oyun yeridir. Her sabah uyanınca, biraz isteksiz de olsak, hepimiz sahnenin bir yerinde, bizi çevreleyen büyük ve uzak dünyanın sevimli bir benzerini kurmak için toplanırız. Küçük topluluklar olarak, birbirimizden bağımsız davranarak ve birbirimizi seyrederek günlük oyunlarımıza başlarız."
Sayfa 350Kitabı okudu
Reklam
"Maskeyi sadece maskeli balolarda takarım, insanların arasında dolaşırken değil."
- Ulan alçak, ulan namussuz, nerde kaldın sen!.. Bu sevgi genç kızı şaşırtmıştır. Kenan'a: - Kediyi çok sevdiğiniz anlaşılıyor. Ama ne biçim sevgi bu. İki de bir "lan" diyorsunuz. Kenan pos bıyıklarının altından beyaz dişlerini göstererek güler: - Biz sevdiklerimize ara-sıra böyle deriz. Gül: - Ya sevmediklerinize. - Bizim sevmediğimiz kimse yoktur. Belki gönlümüze biraz serin gelenler vardır. - Onlara ne dersiniz? - "Bayım" deriz. Mesela "Olmaz bayım gidemeyiz." gibi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Aynada insan kendini tanıyor. Burnunun üzerindeki et benini, benin üzerindeki ağarmış birkaç kılı görüyor, ‘Ulan yaşlanmışız be!’ diyerek meyus oluyor. Veya kasketi yana yıkıp bıyıkları burarak ve de ‘kimseler görmesin ula’ diye işkillenip sağa sola bakınıp azıcık sırıtarak ağzındaki altın dişin parıltısına rastlayınca ‘Daha çökmedik efendi’ diye şişiniyor. Bunların her ikisi de zahir erbabına yakışır. Aslolan ayna camının ardına sürülen sırda. O sır olmasa kendimizi adi bir cam karşısında bulacağız ve hiçbir şey göremeyeceğiz. Sır bize bir kapı aralıyor. İşte diyor, sen busun. Ama insan sadece kaştan, gözden, gövdeden mi ibaret? Ayna dediğin, taşı toprağı, evi sokağı da gösteriyor. Mühim olan bu vücudun içini görebilmek. Kalbin aynasında ne var, ona ulaşabilmek. Ne demişler; Kendini bilen, Rabbini bilir.”
Genç kardeşim! Bugün ümmet olarak ABD ile stratejik ortaklığı, İsrail'la dostluğu bitirmeden, ümmet coğrafyamızdaki ABD üslerini ve İncirlik'i kapatmadan, başta "İslam Birliği" olmak üzere ümmet olarak etkin askeri, siyasi, teknolojik ve ekonomik birliktelikler kurmadan terörün. kaos ve kargaşanın biteceğine, yeniden Osmanlı olabileceğimize ve dirilişe inanmak, "türbelere çaput bağlayıp dileğinin yerine gelebileceğine inanmaktan" daha büyük bir hurafedir.
Reklam
"Sakın aklından çıkarma! İslam savunulan bir ideoloji değil, yaşanılan bir dindir."
"Dünyada hiçbir şey insanın sevdiğinden vazgeçmesine değmez.”
''Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; sözle, yazıyla, resimle ya da susarak.''
... Bütün bu "siz"ler, "iz"ler, "uz"lardan sıkılırım ben. Yapmacık, fazlalık gibi gelirler bana. İkinci konuşmamda "sen" diyemeyeceğim biriyle bir daha konuşmam. Ne dersin(iz)? _ Galiba sizi anlıyorum. _ Yanılıyorsun. "Siz" anlanmaz, "sen" anlanır. Bazı kitaplarda "sizi seviyorum"u okuyunca gülerim. Sanki "siz" sevilirmiş! "Sen" sevilir, değil mi? _ Seni anlıyorum.
Çok şükür görmüyor gözlerim. Ya kör olmayıp da göremiyor olsaydım.
Reklam
İnsanlar ikiye ayrılabilir mi: Körler ve görenler. Kuşkusuz evet. Ama bu durumda bakanlarla görenleri işitenlerle duyanları okuyanlarla anlayanları ayırmak gerekmez mi? Sağırlık, körlük birer sakatlık. Ya öbürleri?
"Nefret edemeyenin sevgisi de yalandır."
Sayfa 169 - EverestKitabı okudu