Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mistik okur

749 syf.
10/10 puan verdi
·
58 günde okudu
Baştan sona titizlikle okunması gerek.
Tefsir kitaplarını genellikle bir konu hakkında araştırma yaparken kullanırız.Ben de o şekilde başvurulan bir kaynak olarak kullanıp kapatıyordum. Bu cilt, baştan sona altını çizerek okuyup incelediğim ilk tefsir eseridir.Naçizane en az bir tefsir setinin baştan sona okunması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü bu şekilde Kur'ân’daki ayetlerin iniş sebeplerini, şartlarını vs. bütüncül olarak anlama çabası içine giriyorsunuz. Benim gibi yeni başlayanlara bu tefsir setini başlangıç olarak öneriyorum.Genel olarak ortalama kesime hitap ediyor, çok derine inmeden ama yüzeysel de geçmeden pek çok sorularınıza cevap bulabilirsiniz biiznillah. Kolektif olarak derlenmesi de güvenirliği artıyor. Hoşuma giden diğer bazı özelliklerden bahsedeyim: * Ayetlerin inişi açıklanırken sahih hadislere bolca yer verilmesi, sahabelerin de görüşlerine başvurulması. * Bir kıssanın ya da durumun Tevrat, İncil ve Kuran’da anlatımının karşılaştırarak sunulması.Diğer kutsal kitapların da içeriğinden bahsedilmesi.( Daha önce müstakil olarak Tevrat ve İncil'i okudum.) O açıdan kafamda çıkarımlar, kıyaslar daha çok oturmaya başladı. * Tasavvufi, felsefi diğer birçok ekollerin de görüşlerine yer verilmesi.Yine birçok İslâm alimlerinin konu hakkında düşüncelerini içermesi. * Farklı görüşleri açıkladıktan sonra kendi kanaatlerini açıklamış olmaları. * Âyetlerde geçen kelime kökenleri ve mânâları üzerinde de bilgi verilmesi. * Genel kültüre de katkıda bulunması. * Farklı bakış açıları sunması. * Akademik, nesnel bakış açısı.
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir - 1
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir - 1Hayreddin Karaman · Diyanet İşleri Başkanlığı · 202094 okunma
Reklam
166 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Çok önce dikkatimi çeken, okumayı sonraya bıraktığım kitaplardı.Kitapların da ruh halimize göre bir okunma zamanı olduğunu düşünüyorum, yoğun acılar yaşadığım şu sıralar benim için daha anlamlı oldu. Kitabın en ilgi çekici özelliği, toplama kampından sağ kurtulan doktorun, kendi kişisel deneyimlerini, psikoloji ve felsefe ile harmanlayıp 'anlam' üzerine farklı bakış açıları ve çıkarımlar aktarmasıydı. Gerçek bir hayat hikayesi, hayatta kalma mücadelesi, insan psikolojisi, insan davranışları, sıra dışı deneyimler, ölüm, yaşam, savaş, acı, sevgi, özgürlük, ümit, hayatın anlamı...Bir süreliğine de olsa kendi acılarımı unuttum. Acılarımızın bir anlamı olmalı ki, uğruna çektiklerimize değmeli. Bir anlam varsa acıda huzuru bulabiliriz...Yaşamda bir anlam varsa ölümde de bir anlam olmalıdır. Evet, beni en çok yorgun düşüren düşünceler, konular...Yine de düşünmeyi en sevdiğim mevzular. Bana bambaşka farklı bakış açıları kazandıran, sorgulatan,ufkumu açan, mutlaka okunmalı dediğim kitaplar listesine girdi. "Eğer yaşamda bir amaç var­sa, acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır."
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,5bin okunma
272 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Herkes için 101 serisinden, dinler tarihi kitabında, özet, tadımlık bilgiler mevcut.Tabi ki daha derin ve doyurucu bilgiler için ana kaynaklara başvurmak gerekir. Dinler hakkında kanaat sahibi olmak için yeterli değil fakat bir fikir edinmek için okunabilir. Ne kadar objektif olduğu ise tartışılabilir, net bir şey diyemeyeceğim, İslâm'ı anlatırken beni şaşırttan ilginç, hoş detaylara girilmiş fakat çoğunlukla yüzeysel ve yetersizdi.E tabi doğal olarak böyle, yoksa ansiklopedi hazırlamak gerek.Kısacası, herkesin okuması gereken serinin en önemli kitabı.
Dinler Tarihi 101
Dinler Tarihi 101Peter Archer · Say Yayınları · 2018887 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Nabizade Nazım'ın okuduğum ilk eseriydi.Kendisi çok genç yaşta vefat etmiş, daha fazla yaşasa kimbilir ne eserler verirdi. Eserin adı Zehra olmasına rağmen daha çok Zehra'nın kocası Suphi'nin hayatı anlatılmış.Konu olarak pek orijinal bulamadım, bazı farklılıklarla pek çok klasik eserlerimizdeki benzer konulardı, fakat verdiği mesajlar çok etkiliydi.Betimlemeler hoştu.Alınacak kıssadan hisseler epey fazla.Meselâ eşeğin aklına zorla karpuz kabuğu düşürmemek lazımmış ya da kazdığın kuyuya sen de düşersin gibi, bazen vedalar acıtsa da gitmeyi bilmek gerek ve bazen bir şeyi ne kadar hırsla, inatla, takıntıyla istersek elde etmesi o kadar zorlaşır gibi.:) Realizmden daha çok romantizm hâkimdi.Biraz beklentisi yüksek bir okurum o yüzden benim için ortaydı.Genel olarak okumaya değer, bizi eski zamanlara götürmesi, tasvirleri, mazideki sosyal hayatları anlatması bile yeter.Kitapla kalın...
Zehra
ZehraNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201911,4bin okunma
75 syf.
8/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Türk Edebiyatı'nın gölgede kalmış yazarlarından, keşfedilmeye değer eserlerinden...Kimbilir böyle kaç yazarımız, kaç eserimiz var. Konu olarak ilgi alanıma giren aşk, toplumsal yaşam, toplumsal değerler, bireyin kendisiyle çatışmaları, kadın erkek ilişkileri vb. Kısa ve anlam yoğunluğu yüksek bir hikaye, şaşırtıcı son.Stefan Zweig'in bizdeki karşılığını bulmuş, benzer, başarılı bir tarz.Ayrıca önemli bir ibret hikayesi, görebilene. Hastalıklı bir aşk, aşırı duygular insana neler yaptırabilir, toplumsal baskılar nereye kadar tutabilir? 1911'li yıllardan bu zamana değişen ve değişmeyen toplumsal yargılar, bakış açıları...Tavsiye ederim.
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,318 okunma
Reklam
177 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Samiha Ayverdi'nin okuduğum ilk eseriydi. Kalemine, üslubuna, edebi-tasavvufi derinliğine hayran kaldım... Ateş Ağacı romanında tasavvuf ve edebiyat iç içe idi. Baş karakter Cemil Bey'in iç âlemini kendime çok yakın buldum...Madde bariyerinden mânâ alemine geçmek isteyen, bir yandan da ehli dünya ile çepeçevre sarılmış, hakikate, gerçek aşka susamış bir ruh...Mistisizm had safhadaydı.Peyami Safa'nın romanlarını anımsattı...Zira bu tarz kaliteli eserler sayılıdır, arayıp bulmak da ayrı bir çaba ister. Tasavvufi-edebi eserlere ayrı bir tutkum olduğundan çok beğendim, bittiğine üzüldüm. Samiha Ayverdi'nin kalemi ile henüz tanışmadıysanız, bu eser ile başlayabilirsiniz.Kesinlikle okunmalı dediğim tavsiye kitaplardan...
Ateş Ağacı
Ateş AğacıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2002403 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Yıl 1911...Bu tarz eski zamanları, toplum hayatını, insan ilişkilerini ve bunlardan da daha ziyade bireylerin iç dünyalarını tahlil eden, gözlemleyen eserlere bayılıyorum. Hele ki sevdiğim, hayran olduğum güçlü kalemler tarafından yazılmışsa( Peyami Safa, Tolstoy, Dostoyevski, Halit Ziya, Ahmet Hamdi Tanpınar, Halide Edip, Sabahattin Ali, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mehmet Rauf vs.) nasıl mest oluyorum .:) Günümüzden uzaklaşıp eski alemlere, hayatlara yolculuk etmek beni heyecanlandırıyor... Gel gelelim bu esere; Mehmet Rauf, kadın ruhundan anlayan, iyi bir gözlemci, romantizmi realizmle harmanlayan, toplum yaşayışından, gelenek ve kültürlerinden hareketle bireylerin iç dünyalarına fener tutan yazarlarımızdan. Bu eserde aşk, aile, evlilik, kadın ve erkeğin toplumdaki yeri, özellikle kadının toplumda yaşadığı zorlukları ve hayal kırıklıklarını ele almış. Evet, insan olmak zor ama kadın olmak daha da zor... "Nasıl olur da bizim, kadınların da bir kalbimiz, bir hissimiz, bir emelimiz olduğunu düşünmüyorlar ve onur, hayat lezzeti yalnız erkeklerin tekelinde oluyor?" Eylül romanı kadar başarılı bulamadım, sonu havada kalmış ve hızlıca bitirilmiş gibi geldi ama genel olarak beğendim, bir çırpıda bitirdim.
Genç Kız Kalbi
Genç Kız KalbiMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,2bin okunma
48 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Yine Stefan Zweig'dan kısa fakat anlam yoğunluğu derin bir hikaye... Bir kraliçeden, kraliçeliğini alırsanız geriye ne kalır?Bir zenginden zenginliğini, şöhretlilerden şöhretini, makam sahiplerinden makamını...vs. Nasıl ki devletlerin, imparatorlukların yıkılış tarihleri varsa insanların da çöküş hikayeleri vardır. Kraliçeliğini, şöhretini, makamını, şak şaklanmayı, arzulanmayı yavaş yavaş kaybeden bir kadının kendi içinde yaşadığı çatışmalar, fırtınalar, acılar, yalanlar... Hayatta gerçeklik payı çok fazla olan bir ibretlik, çöküş hikayesi... Bizden nelerimiz alındığında çöküşümüz başlar? Bizler bu hayata başkaları tarafından beğenilmek, arzulanmak, övülmek, yaratılanları memnun etmek için mi geldik? Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği hazin bir hayat... "Ruhu zaten ölmüştü, geriye bir tek bedenini öldürmesi kalmıştı..." Okuyun, okutun, tavsiye ettiklerimden.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,3bin okunma
1254 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Aylar önce başladığım nur yolculuğuna, külliyatı bölerek devam etmeye karar verdim. Ya nasıl tarif edebilirim ki üstadla tanışmanın, onunla sohbetin mânevi zevkini, mutluluğunu... Zor ve karmaşık günlerimde bana nasıl güzel bir yoldaş olduğunu, hayatıma nasıl nurlar saçtığını... Elbette kaynağını, güzelliğini Kur’ân ve Sünnetten alan; bu sonsuz, mükemmel kaynaktan pınarları içine alan ve bize de akıtan bir nur çeşmesi...Bu çeşmeyi ne kadar kapatmaya çalışmış olsalar da inadına gürül gürül akmaya devam ediyor inşallah... Öyle ki şu ahir zamanda, insan çölünde gönülleri serinletmeye devam ediyor elhamdülillah... Biz de karınca misali bu pınardan ne kadar nasiplenebilirsek... Okumadığım, üstadla muhabbet etmediğim gün boşluktayım... Allah hakkıyla istifade edebilmeyi nasip etsin, anlayışımızı kolaylaştırsın...Bu güzel yolculuk, hayırla devam etsin inşallah.
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20125,6bin okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Nazan Bekiroğlu, en beğendiğim yazarlar arasındadır. Kitaptan arda kalanlarla, yine dolu, derin şeyler hissedip kaleme dökme acziyetimi hissediyorum.Yine de deneyeceğim. En çok hoşuma giden nostaljik, edebi bir roman olmasıydı. Duyguların içime işleyişi... İşte bu derinliği bundan önceki okuduğum Livaneli'nin Serenat'ında bulamamıştım. Mücellâ; insan ruhuna açılan pencereler, nostaljik, tarihi dokusu, toplum hayatı, psikolojik tahliller, edebi derinlik, üslûp... Kitabın sonlarına doğru durduramadığım gözyaşlarımla, birçok hayata tanık oldum... Derin hissiyatlara, tefekkürlere düştüm. Daha çok bende olan izlenimlere yer verdim. Diğer bilgileri zaten her yerde bulabilirsiniz. Nazan Bekiroğlu'nun ulaşabildiğim tüm romanlarını tereddüt etmeden okurum.
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110,1bin okunma
Reklam
302 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Oğuz Atay'dan okuduğum 4.eser. Eğer ilk bu eserinden başlasaymışım pek çok şeye yabancı kalacakmışım. Kişisel hayatını, iç dünyasını direkt okuyabileceğim bir günlük sanmıştım pek öyle değilmiş. Yazdığı, yazmak istediği eserler ve kahramanlar hakkında analizler yapmış, oyun örnekleri vermiş. Çoğunlukla edebiyat konulu deneme-söyleşi tarzındaydı. Son kısmında da çok az hastanedeki gözlem ve anısına yer verilmiş. Oğuz Atay hiç okumadıysanız kesinlikle ilk okuyacağınız eser bu olmamalı.
Günlük
GünlükOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20205,7bin okunma
202 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Şarap düşkünlüğü ama hangi şarap?
"Bununla beraber bunlardan hangileri Hayyam’ın, hangileri Hayyamca başkalarınındır, kesin olarak söylenemez. Ne var ki Hayyam, o kadar herkesten başka, o kadar kendi olmuş ki onun adına ancak onun söyleyebileceği sözler söylenmiş. Bu arada birçok şairler kendilerinin söylemekten çekindikleri, yahut kendi adlarıyla inandırıcı olmaz sandıkları şeyleri Hayyam’a söyletmiş, Hayyam’ın ağzıyla içini dökmüş olabilirler."(Sabahattin Eyüboğlu) Evet, bu da ayrı bir tartışma konusu, bu dörtlükler kesin olarak Hayyam’a mı ait? Şöyle ki tefekkürlük, manidar beyitlerin yanı sıra çoğunlukla görünüşte isyankâr, alaylı, hicivli gibi ama asıl kastedilenin ne olduğu konusunda emin olamadığım birçok dörtlük de vardı. Belki kendince bir anlam derinliği bile olsa edebe, takvaya uygun olmadığını düşünüyorum bu tarz üslûpların. O açıdan kitabı tavsiye edemeyeceğim. Ben o tarz uygun bulmadığım alıntılarını paylaşmadım. Genel olarak beklentimin altında kaldı. Hele bir önceki okuduğum, Hafız Divan'ı çıtamı bayağı yükselmişti. Son olarak tekrar vurgulamak istiyorum, Ömer Hayyam'a ait olduğunu düşünülen fakat net olarak belli olmayan dörtlüklerin mevcut olduğu önsözde belirtiliyor. Bu açıdan şüpheci bir bakış açısıyla okumaya çalıştım.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,4bin okunma
481 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Canım dostumun tavsiye üzerine okuduğum, yazarın ilk kitabıydı. Bende Ayşe Kulin'in tarzını çağrıştırdı. Katıldığım ve katılmadığım fikirler vardı.Hatta bazı genellemelerden rahatsız oldum. Bazı uzun ayrıntılarda yer yer sıkıldığım oldu. Genel olarak film tadında, akıcıydı.Konu olarak güzeldi, etkileyiciydi.Fakat bir dilci olarak üslupta edebi bir derinlik bulamadım, hissedemedim. Başka bir kitabını okur muyum, bilemem belki denk gelirse. Özellikle, diğer kitaplarını da okumalıyım diyemiyorum şimdilik. En beğendiğim alıntı ile bitireyim. Keyifli okumalarımız olsun. "Ama mesele sadece mutluluk değildi. Önemli olan yaşadığını, hayatın bir anlamı, bir değeri olduğunu hissetmekti..."
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,7bin okunma
854 syf.
10/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Bittiğine hüzünlendiklerimden... Ben de bıraktığı birçok duygu, etki, çağrışım var fakat şuan kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Dönüp tekrar tekrar okuyacağım alıntılar biriktirdim. Aşk, ayrılık, özlem, ölüm vb. pek çok tema içeren beyitleri, tasavvufi derinlikleriyle sarhoş ediciydi. Naçizane fikrim, tam sadeleştirilmiş tercüme yerine yarı sadeleştirilmiş olsaydı daha da fazla feyiz alabilirdim. Kitabın sonlarında şaire ait olup olmadığı şüpheli olan beyitlere de yer verilmiş. Şüpheli olanları da üslup ve içerik açısından uyumlu buldum. Tasavvuf ve edebiyatın bu şekilde harmanlanması beni mest ediyor. Bu tarz, mutlaka okumalısın dediğiniz kitap önerilerine açığım, memnun olurum. Sıhhatli, keyifli, bol istifadeli, faydalı okumalarımız olsun inşallah.
Hafız Divanı
Hafız DivanıHafız-ı Şirazi · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2019636 okunma
261 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
"Bu kitap çocuklar için yazılmış bir serüven romanı değildir. Simgesel anlamları olan bir öyküdür. SPOİLER İçerir! Mercan Adası gibi Sineklerin Tanrısı'nda gördüğümüz ıssız ada da yeryüzünün cennetlerinden biridir. Ne var ki, atom çağının çocukları, bu güzelim adayı her açıdan bir cehenneme çevireceklerdir. Simon, "Bizden başka canavar yok belki" derken Golding' in belirttiği gibi, "insanlığın başlıca hastalığını" dile getirmek ister. Kitaba adını veren Sineklerin Tanrısı, bu hastalığı yani insanların içindeki kötülüğü simgeler. Sineklerin Tanrısı, üstüne sineklerin konduğu ölü bir domuz başıdır. Golding, insanların tümüyle kötü olduklarına değil, dış dünyada da insanların iç dünyasında da iyilikle kötülüğün çarpıştığına inanır aslında." (Mina Urgan)
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,5bin okunma
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.