Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Özkan

Ahmet Özkan
@ahmetkan
Çevre Mühendisi
Lisans
Kütahya / Tavşanlı
48 okur puanı
Nisan 2015 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Milyonlarca insan tarafından yüceltilen bir kahraman bir gecede aynı milyonlar tarafından terk edilebilir. Tarihte bunun birçok örneklerini gördük. Çağunızda buna en belirgin örnek, belki Çin Halk Cumhuriyeti ve Başkan Mao'dur. Neredeyse bir gecede (ama ölümünden sonra) onun temsil ettiği her şey, (en yakın destekçileri ve karısı dahil), yeni yönetim tarafından karalandı. Dünyanın en kalabalık ulusu -bir milyar insan- da bunu tümüyle onayladı. Çin'in politikasında ve yönetiminde köklü değişikliklere tanık olduk. Daha önce fanatikçe el sallayıp, kendilerinden geçerek Mao'nun Kırmızı Kitabı'ndan Özdeyişler söyleyen aynı bir milyar insan, Mao'nun neredeyse tam karşıtı olan bir lideri alkışlamaya başladı.
Sayfa 77 - ayrıntı yayıneviKitabı okuyor
Reklam
Zira günümüzde birçok anne baba için iki temel sıkıntı söz konusu­dur: Acaba oğlumuz neleri "download" ediyor, kızımız neleri "upload" ediyor?
Sayfa 118 - ElmaKitabı okudu
Ne kadar iyi ya da kötü yaşanırsa yaşansın hayattaki hiçbir şey başarısızlıktan daha öğretici, kederden daha berrak değildir. Bize kazandırdıkları küçük, değerli bilgelikle, korktuğumuz ve nefret ettiğimiz düşmanlarımız olan acının ve başarısızlığın bile var olma nedenleri ve var olma hakları vardır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Trene binmek için yaşanan o vahşi kargaşadan sonra böylesi bir kibarlığı açıkçası sinir bozucu bulmuştum. Birinin ayağı hafifçe başkasına dokundu diye bu kadar nezaket gösteren insanların birkaç dakika önce birbirlerini camdan itmeleri bana
Ne kadar da doğru bir tespit!
Bazı havalandırmalar 25 dereceye sabitlenmiştir, bazılarıysa 20 dereceye. İnsanların mutluluk sistemleri de kişiden kişiye değişmektedir, l'den 10'a kadar bir ölçekte düşünürsek, bazı insanlar şanslı bir biyokimya sistemiyle doğmuştur ve mutlulukları 6'yla 10 arasında, zamanla 8'e sabitlenecek şekilde değişmektedir. Böyle birisi yabancılaşmanın
Reklam
Orta yaş bunalımı :)
Aniden düşüncelerinden sıyrıldı, "Neler oluyor bana?" diye geçirdi içinden. Yoksa orta yaş bunalımına mı girmişti? Son aylarda mesleğini, insanları, dünyayı sorgulayıp duruyordu. Orta yaş bunalımı. Ne garip bir tanımlamaydı bu? Hayatı sorgulamaya başladığınızda hemen yapıştırıveriyorlardı üzerinize.
Sayfa 15 - SelisKitabı okudu
Vıcık vıcık yüzeysellik yayan şu “kişisel gelişim” kitaplarının bağırıp durduğu “İstersen yaparsın!” sözü tam bir kandırmacaydı. İnsan ancak yapabileceğini isterdi. “İstemek” kavramı, “dilemek”ten ve “hayallere dalmak”tan farklı bir şeydi. Bedelini göze almakla, gereğini yapmakla ilgili bir şeydi.
" ...Allahla bir olmak istiyorsan dünyadaki kimliğini olduğu gibi, olduğu halde bırakman gerekir. Onu kurban etmelisin. Bırak ismi, cismi, malı mülkü olan insan tarafın dilediğini yapsın, dilediğini yaşasın. İstediğini yesin, içsin, istediği yere gitsin. Tüm bunlar olurken sen bilincinde Allah'la bir olduğunu hatırla. Yaşadığın her şeyi ona ada." "Yani başka bir erkeği hayal etmiş olmam da mı günah değil?" ..."Limitlerin kendisi cehennemdir. Kendini limitleyen, egosunu törpülemekle uğraşan bir insanın mutlu olduğunu gördün mü hiç? İnsan egodan ayrı olamaz. Onunla uğraşırsan ve ondan kurtulmaya çalışırsan cehennemi yaşarsın..."
Sayfa 209Kitabı okudu
Bana baktığında ne gördüğün seninle ilgili, benimle ilgili değil. Kendi deneyimimi sana ne kadar anlatırsam anlatayım kendin deneyimleyebildiğin kadarını bilirsin.
Sayfa 106Kitabı okudu
"İki...Dünyada herşey ikiyle başlar oğlum. İki yoksa dünya da yoktur. İki yoksa illüzyon olamaz." "Çünkü tek olan Allah'tır değil mi?" "Aynen öyle. Eğer insan tek olsaydı Allah olurdu. Beden bu nedenle tek başına var olamaz. Ruh ve beden birlikte var olirlar ikilikte... Kadın ve erkek birlikte gelirler dünyaya... Her şey aynası, karşı kutbuyla birlikte gelir dünyaya..."
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
İnsan, sevdiği birine duyduğu öfkeyi nefrete çevirmeye çalıştığında, altına ezileceği bir yük alırdı sanki sırtına.
Anlatayım da dinle. Tutalım ki evlisin, karını da seviyorsun; ama başka bir kadını çekti canın... — Kusura bakma ama, bir şey anlamadım bu dediğinden... Şu anda karnımı tıka basa doyurmuşken bir ekmek fırınının önünden geçerken ekmek çalmamı anlayamayacağım gibi, senin bu dediğini de anlayamıyorum. (Ne harika bir tasvir) :)
Kimliksizlikti insanı parazitleştiren, ben olmadan biz olabileceğini sanıp biat eden bakteri kitlelerine çeviren. Önüne konulanı sorgusuz izleyen, izlediğinden etkilenip varlığını tüketime adayan, aldığı ayakkabıyla, bindiği arabayla mutlu olabileceğini sanan, sanki hiç yaşamamış gibi ölen zavallı bir organizmaydı… Henüz doğmamış bir şey nasıl yaşasındı?!