Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bahar ışık

Bahar ışık
@baharisik02
Kitaplar uygarlığa yol gösteren ışıklardır.
Özel Kalem
Lisans
Adıyaman / Kahta
Adıyaman /Gerger, 1 Nisan 1997
72 okur puanı
Ağustos 2023 tarihinde katıldı
·
Puan vermedi
Suikast Bürosu ,adı üstünde suikast düzenleyen ve daima kesin sonuç elde edilen bir kuruluştur. Yönetici şefi, bir çok şehirde bulunan şubeler kurmuş ve elemanları bizzat kendisi eğitmiş ve testten geçirmiştir. Bu çalışanlar her biri yüksek eğitimli ve felsefe yapmayı seven ve etik düşkünü kişilerdir. Büronun prensibi daima; etik anlayış, doğruluk ve dürüstlüktür. Ayrıca öldürülecek kişi suçu araştırılıp büro tarafından onaylandığı takdirde, bu kişi kim olursa olsun, geri dönüşü yoktur. Kendilerince her cinayeti haklı gösteren, büronun doğruluğunu kanıtlayan düşünceleri vardır. Ta ki düşüncelerini alt üst edecek biri, şefin karşısına çıkana kadar... Jack London'ın 'Suikast Bürosu' eseri böyle bir büronun varlığı ve tanıtımıyla başlayıp, çok farklı bir kurguyla, sürükleyici ve merak uyandırıcı bir anlatımla devam ediyor. Dönemin en büyük gerilim romanı olarak tasvir edilen eseri maalesef Jack London yarım bırakmış. Yazarın kitabı tamamlamak için aldığı notlardan ve eşinin sonu için hazırladığı taslaktan yararlanarak; 1963 yılında Robert L. Fish 'Suikast Bürosu' nu tamamlamış. Konu çok ilginç ve yaratıcı fakat büyük ölçüde yazar değişikliğinden kaynaklı, sonlara yaklaştıkça yetersizlik hissettiriyor. Devamı yazılmasa olduğu gibi, gizemli kalsa belki daha etkileyici olabilirdi.
Suikast Bürosu
Suikast BürosuJack London · İthaki Yayınları · 20131,739 okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
"Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider." Diyor Jack London ve şöyle devam ediyor: "Aynen öyle, köpükler gibi, geçici. İnsanın bu dünyadaki bütün çalışması köpükten öte bir şey değil." Yazarın bu sözleri, bizlere kitabın ana fikrini veriyor. Son derece gelişmiş teknolojiye sahip uygarlığın, kültürün, üretimin en önemlisi de insanın varlığının bile sabun köpüğünden farksız olduğunu etkileyici bir biçimde gözler önüne seriyor. Kızıl Veba Kızıl Veba, Jack London'un 1912 yılında yayımlanmaya başlayan kitabı. Jack London bu kitabıyla "kıyamet sonrası" edebiyatın öncüleri arasına girmiş. Kitapta 2013 yılında ortaya çıkan Kızıl Veba salgını anlatılıyor. Salgının seyrini, insanların yok oluşunu Profesör James Howard Smith yani Granser'in torunlarına anlatması yoluyla öğreniyoruz. Her şey yolunda giderken, teknoloji ve ulaşım son derece gelişmiş düzeydeyken birden salgının ortaya çıkışıyla her şey alt üst oluyor. Kızıl Veba, ilk belirti olarak yüksek ateş ve yüzün kızıla dönmesi şeklinde görülen bir hastalık. Bu hastalık öyle hızlı bir hastalık ki ilk belirtisi görüldükten on beş dakika sonra o kişi ölüyor. Bu yüzden milyarlarca insan ölüyor ve böylece uygarlık ilk çağlara geri dönüyor. Eser Jack London'ın okuduğum altıncı kitabı. Yazarın her okuduğum kitabında beni apayrı dünyalara alıp götürmesini seviyorum. Kesinlikle tavsiye ettiğim şahane bir eser Kitapla kalın kitap dostları. Not: Kitabı bu şekilde anlatınca sanki sonunu söylemişim gibi görünüyor ama okumaya başladığınızda göreceksiniz ki kitap zaten sondan başlıyor.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,5bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Mesel; ders alınacak söz demektir. Oturup düşünülecek, tartışılacak konularda şöyle bir fikir beyan etmektir. Tevekkül edilecek kısa sözler, öykülerdir. Iskender Pala okumayı çok seviyorum kendisinin edebiyatını da çok seviyorum ki zaten divan edebiyatını sevdiren adam kendisi. Bu kitabında da hayata dair, siyasete dair, kişiliğe dair vs öykülerini derleyip toplayıp okurlarının önüne sunmuş. Bazı öykülerde minyatürler, fotoğraflar da mevcut Osmanlı zamanlarından. Öyküler ve görselller ile hoş bir geçmiş saklı kitapta, okuyun derim. Ama kesinlikle romanlarını çok daha basarılı, çok daha doyurucu buluyorum. Ne olursa olsun güvenerek alır okurum kötü demem yetmedi derim, siz de bir şans verin bence Iskender Pala'ya. Mesellerini de ayrıca okuyun, iyi okumalar .
Mesela
Meselaİskender Pala · Kapı Yayınları · 20161,525 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
256 syf.
·
Puan vermedi
Burnumuzun bir kusuru bizi filozof yapar mı? Kitabımızın kahramanı Moscarda'yı yapıyor işte.Kahramanımızın hayatı, bir sabah eşinin "Ne o, burnunun çarpıklığına mı bakıyorsun?" demesiyle değisir.O güne kadar burnunun kusursuz olduğunu düşünen Moscarda'yı alır bir telaş. Aman ne burunmuş o ! Aldı bizim Moscarda'yı yaptı Descartes. Kendisinin, o güne kadar gördüğü kişi olmadığını düşünen Moscarda, zamanla her şeyi sorgulamaya başlıyor.Pandora'nın kutusunu açmıştır bir kere.Kimliğini, geçmişini,mesleğini,eşini, kısacası hayatla ilgili doğru sandığı her şeyi dışarıdan binlerce kişinin gözüyle seyrettiğinde gerçekleri görmeye başlayacaktır. Kahramanımız, delilik yolunda yürürken bize, "insan bir midir,hiç midir yoksa binlerce midir" diye sorduruyor. Kitabı genel olarak beğendim.Nobel ödüllü İtalyan yazar Luigi Pirandello'nun mizah anlayışını ve anlatımı da hoşuma gitti.Felsefik bir kitap olduğu için akıcı ve sürükleyiciydi diyemem.Okurken düşündüren kitaplardan. Son olarak, 1934 yılında Nobel ödülü alan Pirandello, 1936 yılında ölür.Yazarın popülerliğinden yararlanmak isteyen faşist diktatör Mussolini,cenazesini ulusal bir törenle kaldırmak ister.Oğlu ise vasiyetine bağlı kalınmasını ister ve reddeder.Vasiyeti ise bir cümleden ibarettir: "Kimse gelmesin cenazeme, cesedim yakılıp rüzgarlara ve eğer mümkün olursa Sicilyadaki denizime savrulsun..." Keyifli okumalar...
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Aylak Adam Yayınları · 20184,074 okunma
244 syf.
·
Puan vermedi
İlk roman türü örneği olarak gösterilen eser; parodinin, hicvin, kara mizahın ve hatta absürt komedinin önemli bir örneği. Yazarın beş kitabından ilk yazdığı Pantagruel olsa da aslında Pantagruel’in babası olan Gargantua olayda ilk halkayı oluşturur. Ben Pantagruel’den başlamayı tercih ettim ve sonra Gargantua’yı okudum. Yazar Orta Çağ'ın hukuktan tıbba, astrolojiden teolojiye bütün kurumlarını yerden yere vuruyor. Ayrıca Türkler dahil neredeyse tüm uluslar ve diller hicvinden nasibini alıyor. Argo ve bel altı diliyle en büyük taşlamasını kiliseye, teologlara ve krallara yapmış. Rabelais’in toplumsal kurumlara yönelik eleştirisi günümüz için de geçerliliğini korumaktadır.
Pantagruel
PantagruelFrançois Rabelais · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018275 okunma
Reklam
556 syf.
·
Puan vermedi
Genç yaşlı, kadın erkek, binlerce emekçinin verimli topraklara yolculuğunu ve bir ulusun yaşadığı dönüşümü işleyen bu roman, aynı zamanda iyi bir yaşam düşüyle Oklahoma'dan kalkıp Kaliforniya'ya doğru yola çıkan Joad ailesinin öyküsüdür. 1929 Ekonomik Bunalımı, Amerika'da başlamış tüm dünyaya yayılmıştır. Küçük toprak sahipleri bankalar ve tüccarlar tarafından aldatılmakta, insanlar, kuraklık, yoksulluk, zorbalık veya açlık yüzünden evlerini terk etmektedir. 1930'larda 3 milyon insan Kaliforniya’ya yeni bir yaşama başlamak için yerleşmiştir. Eser Büyük bunalımdan etkilenen Joadları yakından inceleyerek bu çiftçilerin de insan olduklarını hatırlatmaya çalışmakta, vahşi kapitalizmin insanları ne hallere sürüklediğini vurgulamaktadır. “Bu romanda yazar, hızlı bir sanayileşme süreci yaşayan Amerikan toplumunda, toprağa bağlı yaşamaya alışmış büyük bir ailenin değişim rüzgârları karşısında acımasızca savruluşunu ve tükenişini anlatmaktadır. Başka bir deyişle, bu roman, ayakta kalma mücadelesi veren insanların destanıdır...”
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,4bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Daniel Alarcon "Kayıp Şehrin Radyosu"nda "iç savaşla bölünmüş bir toplumda kaybolanların ve talihsiz bir aşkın akıldan çıkmayacak masalını" anlatıyor... Roman kahramanı Norma on yıldır radyoda, dağlardaki Kızılderililer ve varoşlardaki yoksullar, kısacası savaşın şiddetiyle perişan olmuş bir halk için tesellinin ve umudun
Kayıp Kentin Radyosu
Kayıp Kentin RadyosuDaniel Alarcon · Ayrıntı Yayınları · 201392 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
”Babaya Mektup” Franz Kafka'nın Kasım 1919'da babası Hermann'a yazdığı mektuptur. Kafka mektubu ulaştırması için annesine teslim eder ancak annesi mektubu oğluna geri verir. Mektupta ataerkil aile düzeninin Kafka üzerindeki etkileri görülür. Babasının gözünde bir anlamı olmadığını ve aynı zamanda babasına benzemekten ne kadar korktuğunu mektupta ve diğer birçok eserinde görebilirsiniz. “Dava” ve “Dönüşüm” adlı eserlerinde de topluma yabancılaşma, dışlanma unsurlarının fazlasıyla kullanılmasının temelinde de Kafka’nın baba-oğul ilişkisi vardır. Kafka’yı daha iyi anlamak istiyorsanız ilk olarak bu kitabı okumanızı öneririm. "Senin etkinden tamamen bağımsız büyümüş olsaydım bile, senin gönlünde yatan insan gibi biri olamayacaktım büyük ihtimalle. Herhalde yine çelimsiz, ürkek, kararsız, huzursuz bir insan olurdum.”
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Ren Kitap · 201740,5bin okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı hayranlıkla okuduğumu ve bende bıraktığı izleri nasıl aktaracağımı tam olarak bilemediğimi belirtmek isterim. Yaşar Kemal, benim için çok geç kalınmış bir yazar, şu kısacık ama buram buram derinlik kokan eserini okurken bunu daha iyi anladım. Livaneli #yaşarkemal 'in romanları için şöyle diyor ; "Onun romanlarında, hikayelerinde
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,7bin okunma
311 syf.
·
Puan vermedi
Araba Sevdası romanı, yolu lise yıllarından geçen hemen hemen her Türk gencinin duyduğu, sınavlarda sorulan sorular için hakkında test usulü bilgi edindiği(ilk realist ve modern roman, batılılaşma eleştirisi, Tanzimat Dönemi, alafranga sevdası, burjuvazi vs) ama her ne hikmetse çok az kişinin baştan sona okuduğu eserlerden.( okunma oranının bu
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · İletişim Yayıncılık · 201425,3bin okunma
Reklam
481 syf.
·
Puan vermedi
SERENAD Serenad akıcı dili ve anlatımıyla olayların yaşandığı dönem hakkında harika bilgiler sunan bir kitap. Serenad dan bahsedecek olursam; Maximilian Wagner, yıllarca Türkiye de yaşamış Alman bir profesör. Amerika'dan bir konferans için İstanbul Üniversitesi'ne gelmişti. Prof. Wagner'in bir süre İstanbul'da işleri vardı. Bu işlerinde ona Maya Duran yardımcı olacaktır. Prof. Wagner, 24 Şubat günü sabahın köründe Şile'ye gitmek istedi. Prof. Wagner neden Şile'ye gitmek istiyor? Prof. Wagner ve Nadia aşkına da şahitlik etmekteyiz. II. Dünya Savaşı öncesinde Almanya'dan kaçmak zorunda kalan Yahudi kökenli Alman profesör, tüccar, konsolosluk görevlisi ve zanaatkarlardan bahsedilir. II. Dünya Savaşı'nın en büyük casusu Çiçero'dan bahsedilmektedir. Alman casusların Türkiye' de istihbarat toplandığından ve Yahudi kökenli Almanların takip ettiğinden de bahsedilmektedir. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,7bin okunma
211 syf.
·
Puan vermedi
Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan ilk yazarımız Orhan Pamuk tarafından yazıılmış ve 2016 yılında yayımlanmıştır. Orhan Pamuk bu eserde içerik olarak doğu ve batıyı sentezlemeye çalışmıştır.Bunu da hem doğudan bir hikaye olan Firdevsi’nin Şehname’si ile hem de batıdan bir hikaye olan Sophokles’in Kral Oidipus’u ile yapmıştır. Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk kalemiyle tanışmayanlar için iyi bir başlangıç olabileceğini düsundugüm Kirmızı Saçlı Kadın akıcı ve anlaşılır anlatımıyla ilgiyle okunulabilinecek bir eserdir. Eser baba ogul ilişkisi üzerine kurulmuştur.80'lerin kaos dönemlerinde solcu olan Cem'in babası bir gün evi terk eder.Üniversite için para kazanmak zorunda olan Cem,geleneksel yontemlerle kuyu kazan Mahmut Usta'nın yanında çırak olarak işe başlar.Mahmut Usta'da baba sevgisi arar ve onunla geçirdiği kisa zamanda babasıylayken olamadığı kendi olabildigine inanır. Küçük bir kasabada,zor bir arazide çalışırken tiyatro oyuncusu Kirmızı Saçlı Kadın'a aşık olur.Bu aşk birçok kişinin hayatını sarsacaktır. Kitabı elime aldığımda bir aşk hikayesi okuyacağımı zannetmiştim ama Cem'in babasının yokluğunu büyumesini,olgunlaşmasını,başarılarını ve özlem dolu yüreğini okudum. Eserde Cem'in kafasını sürekli meşgul eden Rustem ve Suhrab(babanın oğulu öldürmesi) ve Yunan efsanesi Kral Oidipus(oğulun babayı öldürmesi) efsanelerine değinilmiştir..... Ayrica İstanbul'un gittikçe geliştigini,kasaba ve köylerin hizla büyuyerek şehirle birleştiğini, teknolojik gelişimleri hatırlamak ve ara sıra Beşiktaş ve İstiklal Caddesi'nde dolaşmak oldukça keyifliydi.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,5bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Bütün hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir. " Hayvan Çiftliği kitabı her okurun rafında mutlak suretle bulunması gereken bir kitaptır. Kitabı çocukken okuduğumuzda farklı, yetişkinken okuduğumuzda daha farklı, olgun bir yaşa gelince çok daha farklı algılarla değerlendirebiliyoruz. Hayvan Çiftliği kitabı her medeniyetin muhakkak tanıştığı bir yönetiliş biçimine atıfta bulunulan bir kitap olarak günümüze kadar popüleritesini yitirmeden başarıyla ulaşmıştır. Bazı rivayetlere göre kitap bizzat Mussoilini'ye itafen yazılmıştır. Hayvanlar üzerinden gönderme yapma sanatı ilk olarak La Fontaine'den bizlere nakledilmiştir. Fakat bu sanatı bir tık yukarı çekip tamamen siyasal bir hale sokan George Orwell bizlere günümüzde tanıdık olan bir yönetim biçimine sahip bir hayvan çiftliğinden bahsediyor. Kitabın içeriği hakkında bilgi verip okuma zevkinizi zedelemek istemiyorum. Bu arada kitabın hem çizgi filmi hem de filmi mevcuttur. Çocuklarınızla birlikte izlenebilecek bir formdadır. Sizi bu alegorik dünyanın içine uğurlamak istiyorum. Şimdiden iyi okumalar. Keyifli seyirler..
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020247bin okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
Maksim Gorki Dünya edebiyatının güçlü kalemi dilinin sert, kelimelerinin esnek olduğu, kısa romanda gördük keyifle okunanlardan oldu.. Ne kadar kitap okusamda dınlnmk ve okumanın tadına varmak için dünya klasiklerı okuyarak dinlendiğim doğrudur. Peki kitap için arka kapak ne demiş okura, birlikte bakalım buyurun efendim ; "Yakında büyük bir ucube yazmaya başlayacağım. Bir mujik tasviri yapacağım; eğitimli, mimar, düzenbaz, zeki, elbette yaşama tutkuyla bağlı olacak." Maksim Gorki, 1899 yılında Anton Çehov'a yazdığı bir mektupta Mujik'in ortaya çıkışını böyle anlatıyordu. Gorki'nin bir taşra kentinde aydın olmanın nasıl bir şey olduğunu hassas bir gözle ve sert eleştiri gücüyle ele aldığı bu kısa roman tamamlanmadan kaldı fakat sürekli yeni projelerle halk yararına işler yapmaya çalışan Mimar Akim Andreyeviç Şebuyev portresi adım adım devrime yaklaşan Rusya'da ortaya çıkan insanın habercisi oldu.
Mujik
MujikMaksim Gorki · Can Yayınları · 2014653 okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
𝑷𝑺𝑰𝑲𝑰𝒀𝑨𝑻𝑹𝑰𝑺𝑻/ 𝑾𝒖𝒍𝒇 𝑫𝒐𝒓𝒏 𝑲𝒊𝒕𝒂p gerilim 𝒔𝒆𝒗𝒆𝒏𝒍𝒆𝒓 𝒗𝒆 𝒑𝒔𝒊𝒌𝒐𝒍𝒐𝒋𝒊𝒚𝒆 𝒎𝒆𝒓𝒂𝒌𝒍ı 𝒐𝒍𝒂𝒏𝒍𝒂𝒓 𝒊𝒄𝒊𝒏 𝒉𝒂𝒓𝒊𝒌𝒂 𝒃𝒓 𝒌𝒊𝒕𝒂𝒑. 𝑯𝒊𝒌𝒂𝒚𝒆 𝒔𝒊𝒛𝒊 𝒉𝒆𝒎𝒆𝒏 𝒊𝒄𝒊𝒏𝒆 𝒂𝒍𝒊𝒚𝒐𝒓, 𝒗𝒆 𝒅𝒂𝒉𝒂 𝒊𝒍𝒌 𝒔𝒂𝒚𝒇𝒂𝒍𝒂𝒓𝒅𝒂 𝒃𝒊𝒓 𝒃𝒖𝒍𝒎𝒂𝒄𝒂 𝒈𝒊𝒃𝒊 𝒐𝒍𝒂𝒚𝒊𝒏 𝒔𝒐𝒏𝒖𝒏𝒖 𝒄𝒐𝒛𝒎𝒆𝒌 𝒊𝒄𝒊𝒏 𝒃𝒆𝒚𝒏𝒊𝒏𝒊𝒛 𝒅𝒆𝒍𝒊𝒄𝒆 𝒃𝒊𝒓 𝒄𝒂𝒃𝒂𝒚𝒂 𝒈𝒊𝒓𝒊𝒚𝒐𝒓. 𝑩𝒊𝒓 𝒇𝒊𝒍𝒎 𝒊𝒛𝒍𝒊𝒚𝒐𝒓𝒎𝒖𝒔 𝒉𝒂𝒗𝒂𝒔𝒊 𝒗𝒆𝒓𝒆𝒏 𝒌𝒊𝒕𝒂𝒑, 𝒂𝒌𝒔𝒊𝒚𝒐𝒏 𝒅𝒐𝒍𝒖 𝒔𝒂𝒔𝒊𝒓𝒕𝒊𝒄𝒊 𝒃𝒊𝒓 𝒔𝒐𝒏𝒍𝒂 𝒃𝒊𝒕𝒊𝒚𝒐𝒓. 𝑯𝒊𝒌𝒂𝒚𝒆𝒏𝒊𝒏 𝒃𝒂ş 𝒌𝒂𝒉𝒓𝒂𝒎𝒂𝒏o 𝒃𝒊𝒓
Psikiyatrist
PsikiyatristWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20169bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
Üçüncü Dünya Savaşı sonucu dünya üçe bölünmüştür: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Hikayenin konusu; Okyanusya’da geçmektedir. Okyanusya iktidar partisinin sloganı “Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür”. Gerçeklik duygusu partinin “çiftdüşün” olarak adlandırdığı bir düşünce biçimi ile manipüle edilmektedir. Çiftdüşün, iki çelişik
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,2bin okunma
Reklam
365 syf.
·
Puan vermedi
Balzac
"İşte, namuslu adamın ölümü!" . Hikayesi bu cümleyle sona eren bir parfümcüyü anlatıyor bu kez de Balzac. Parfümcü dediğine bakmayın Balzac'ın, kahramanı Birotteau'nun bir parfümcü dükkanı var ama o para kazanmak, işlerini büyütmek için fındık yağının peşine düşüyor. Bıyıkları, sakalları güçlendirdiğine, dökülen saçların yerine
Parfümcü Cesar Birotteau'nun Yükselişi ve Düşüşü
Parfümcü Cesar Birotteau'nun Yükselişi ve DüşüşüHonore de Balzac · Everest Yayınları · 201790 okunma
640 syf.
·
Puan vermedi
Şahane Hatalar
Bu kitabı okumaya normal bir kitap gibi birinci sayfadan başlayın. İlk bölümün sonunda, önünüze bir yol ayrımı çıkacak. Kararınızı verin ve ilgili bölüme gidin. Her bölümün sonunda seçimlerinizle kaderinizi kontrol etmeye devam edeceksiniz.Kitabı okurken bazen hiç beklemediğiniz bir yere ulaşacak, bazen de kendinizi daha önce olduğunuz yerde bulacaksınız. Hayatın size neler hazırladığını asla bilemezsiniz. Ama şunu biliyorsunuz, iyilikler her zaman ödüllendirilmiyor ve bazen hatalı kararlar, şahane olayların başlangıcı olabiliyor. Her yolculuğun sonunda başa dönüp tekrar başlayın, unutmayın, herkes ikinci bir şansı hak eder. Yüzlerce farklı hayat sizi bekliyor. İyi şanslar. Elinizdeki romanın kahramanı sizsiniz! Bu şahane roman size yepyeni dünyalar sunuyor: Siz okudukça dönen, şoklar ve mucizelerle dolu dünyalar! Köşkün biricik efendisi mi olacaksınız, nehir kenarında yaşayan bir evsiz mi? Hayatınızın aşkıyla sonsuza dek mutlu ve sakin bir hayatınız mı olsun, yoksa zirvede tek başına bir bilim insanı olarak mı öleceksiniz? Japonya'da Zen rahibinin yanında mı bitecek öykünüz, New York'da bir karavanda mı? Kader mi hayatımızı yönlendiriyor yoksa yaptığımız tercihler mi? Gerçek hayatta geçmişinizi değiştiremezsiniz ama Şahane Hatalar'da imkansız diye bir şey yok! Yine de küçük bir uyarı, seçimlerinizi dikkatli yapın. "Tıpkı hayatın kendisi gibi, ne zaman ne olacağını asla tahmin edemeyeceğiniz, dopdolu bir kitap." "Uyuşturucu, tecavüz, patlama, sevgi, aşk, huzur. Duygulu anlatım, kapkara mizah." "Başroldesiniz, hakkını verin."
Şahane Hatalar 1
Şahane Hatalar 1Heather Mcelhatton · April Yayıncılık · 20114,156 okunma