Neden aniden Alaska'ya döndüm ve neden sahte totem direklerine bakmak için beni bir yere götürmekte ısrar eden birinin arabasına binmiş gidiyorum? Günlerin, haftaların, ayların ve yılların sırasını kaybettiğinizde böyle oluyor galiba.
“Burada güzel şeyler yaratabilmek çok daha iyi. Neredeyse yarım kalmak üzere olan bir hayatı yeniden canlandırmak da öyle.”
“İşimi yaparken bunu şimdiye kadar öğrenmiş olmam gerekirdi. Yıkmak o karanlığı iyileştirmez ya da yok etmez.”
“Şu anda küçük bir yıkım yaratmak üzereyiz.”
“Bu farklı. Yeni bir şey yaratmanın yolunu açıyor.”
“Bu şekilde bakmak hoşuma gitti.”
“Benim de.” Dudağımın kenarına bir öpücük kondurmak için eğildi ama elinden kurtuldum. “Hayes,” diye tısladım. “Ailen.” Sırıttı. “Sanırım seni her yerde, mümkün olduğunca sık öpmeyi alışkanlık haline getirmeye çalışacağım.”
Yanaklarım kızardı.
“Şu anda bu konu hakkında konuşamam.”
“Ama bir gün konuşacağız. Ayrıca bu, benden kaçmayı bırakman gerektiği anlamına geliyor.”
Oldukça garip bir kadın ve kimyager olan Elizabeth Zoth, aslında bir laboratuvarda araştırma yapmaktadır. Fakat sık sık çalışma arkadaşları tarafından araştırmaları sorgulanmakta, baskı görmekte, yapmaması gereken işler yüklenmektedir. Zoth, kariyeri boyunca erkekler tarafından aşağılansa, mobing görse, hatta taciz edilse bile ipleri elinden bırakmaya hiç niyeti yoktur. Ta ki bir gün tek başına bakmak zorunda olduğu bir kızı olana kadar. O günden sonra tüm sorumluluğu alacak ve bir kimyager olmaktansa bir yemek programında sunucu olmayı kabullenecektir. İyi ki kabullenecektir çünkü bu durum onun tüm kadınları iyileştirmesine olanak sağlayacaktır. Biraz absürd denilebilecek ama mantıklı, bilimde kadının mücadelesini konu alan, kadının iş hayatındaki mücadelesini konu alan hatta belki kadının hayattaki mücadelesini konu alan sıcacık bir hikaye. Tüm karakterler belki nefret ettikleriniz bile sıcacık. Bence tam çağının kitabı!
Peygamberimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) ifadesiyle,
“ Kendini bilen , Rabbi ’ ni bilir .”
Çünkü, görünmeyen Yaratıcı’yı bilmek için, görünen eserlerine bakmak lazımdır.
İnsanoğlu'nun Şeytandan daha büyük düşmanı NEFİS.
Yediğimiz,içtiğimiz ,giydiğimiz her şey de nefs bulunmakta bu nedenle hayatımızın her alanında bulunan bu kötülüğü iyi yöne çekmek gerekir. . Çünkü dünyaya geliş amacımız Allah'a kulluk etmek ve şeytana uymamak.
Nefis terbiyesinin en önemli iki noktası DİL VE BAKMAK.
Dil ve göz için doyma yoktur . Dilimizi tutmak, gerkesiz konuşmaktan kaçınmak şer kapılarını da kapatmak demektir .
Kitap sürükleyici yapıya sahip ama beklentimi karşılamadı . Nefis terbiyesinden ziyade daha çok genel şeyleri anlatmış . Okuması gereken kitaplardan .tavsiye ederim .
Nefis Terbiyesiİbni Kayyim El Cevziyye · Karınca & Polen Yayınları · 20151,013 okunma