Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Belgin

Belgin
@belginknc
öğrenci
Boğaziçi üniversitesi
İstanbul
istanbul
25 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
“Gerçekliğin kutsallaşma süreci hep aynıdır. Sadece kutsallaşmanın insan bilincinde aldığı biçim değişir.”
Sayfa 71 - Everest
Reklam
Eğer ne için orada durduğunu anlamayı başaramadıysam, yolumda duran kayayı asla yerinden kaldırmamalıyım."
Erkeğin kadından üstün olduğu düşüncesini yaratan insanın kendisidir, dolayısıyla bu fikri değiştirebilecek olan da yine insandır. -John Locke

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birkaç günlük tembellik, kendi çıkarımıza kullanabilirsek son derece değerli olabilecek bir kendinden tiksinme duygusuna eşlik eden dayanılmaz can sıkıntısı duygusunu uyandırmayı da başarır
“Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin”
Reklam
“Beğenmek sahip olmanın en güzel şekli, sahip olmak beğenmenin en kötü şekli olsa gerek.”
“Zamanında gösterilen bir kuşkudan daha yararlı bir şey olamaz.”
“Mutluluğun iyi edemediğini iyileştirecek ilaç yoktur.”
“Felsefe” sözcüğü Eskiçağ’daki anlamıyla ele alırsak, görürüz ki, bilgeliği sevmek yalnızca bilmeyi değil, erdemli ve mutlu bir yaşam sürmeyi de içeriyor. B anlamda filozof ise kesin bilgilere, mutlak hakikatlere ermiş kişi değildir; bilgiyi ve bilgeliği seven, arayan, ele geçirmek için çaba harcayan kimsedir. Kitaptaki bu öğretiyi okuyunca aklıma Sokrates’in bilgi ve erdem birdir.Bilge insan neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilen kişidir.Ayrıca bilge insan, doğru olan eylemi yapacaktır.Kötülük, bilgisizliktendir düşüncesine göre mutlak bir iyilik söz konusudur.İyilik ve kötülük durumları genel geçerdir de diyebiliriz.Fakat kitaptaki ifadeye göreyse eğer felsefe bilgelik sevgisi ise ve bilgelik sadece bilgiyi değil, erdemli ve mutlu yaşamayı da gerektiriyorsa bu bilgelik, bilgeliği seven anlamına gelen felsefenin mutlak bir hakikat olmadığını gösterir.Mutlak bir hakikat-gerçek- yoksa, mutlak bir iyilik de yoktur.
“Araplar büyük bir imparatorluk kurdular ama ellerinde tutamadılar çünkü yollar yapmak, okullar ve fabrikalar açmak gibi ülkeyi organize etmek ve yönetmek için gerekli olan sürekli çabayı göstermediler.”
Sayfa 22 - Flipper
Reklam
Zira,insanların var olmasının sırrı yalnız yaşamakta değil,yaşamalarının nedenindedir. Ne için yaşadığını kesin olarak bilmeden insan yaşamayı kabul etmez,hatta dünya nimetlerine boğulsa bile kendini yok etme yoluna gider.
Zavallı bir yaratık olan insanoğlunun baş derdi;kendilerine doğuştan bağışlanan hürriyetten sıyrılıp bunu bir an önce başkalarına devredebilmektir.
Sartre'a göre,dünya, engin bir hiçlik denizinde yüzen mühürlenmiş küçük bir varlık kutusuydu.
"Evrenin hayatı, tıpkı her birimizin hayatı gibi iki hiçlik arasında bir peşrevden ibaret olabilir."
"Neden hiçbir şey olmayacağına bir şey var ?"
"Çoğu zaman hissedilen ve taklit edilmeye çalışılan duygular arasındaki içsel mücadelenin kendisi aldatmayı ele verir."
Sayfa 40
Reklam
"düşüncelerini kabullenecek olursanız,hiçbir deli,deli değildir."
insanın sonunda başkalarının sandığı gibi biri olmaması olanaksız.
Sayfa 93