Son zamanlarda en çok muhatap olduğumuz sorulardan biri de evlilikte denklik meselesi. Özellikle kadınların top yekûn tahsil ve meslek sahibi olmaları bu anlamda farklı bir durum ortaya çıkardı. Şöyle ki; öğretmen, avukat vs. olup da evliliği erteleyen birçok kardeşimiz, hali hazırda kendilerine gelen taliplerinin dini ve ahlaki durumunu olumlu
Kimi kitaplar yardır, kimileri yara!
Kimi umut saçar, kimileri bağlatır kara!
Bir seçimle başlar her şey, çıkarsın onunla uzun bir yolculuğa. Kim bilir belki hayatın değişir, onunla yaşadığın hayat sana bir şeyler katar. Daha sıkı tutunmayı öğretir. Bu kitap da öyle bir kitap oldu benim için. Hayatımda hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor dediğim
Çocukluğumdan beridir süregelen bir alışkanlıktır benim için günlük tutmak. Kimseye anlatamadıklarımı satırlar ile itiraf etmek ise artık bir nevi terapiye dönüştü. Defterimi açıp bir süre durdum. Ne kadar zamandır yazmıyorum diye. Sonra ne kadar da yorgunum kelimeleri başladı dökülmeye. Yazdıkça yaptıklarımın pişmanlıkları ve sevinçlerinden
Kitaba başladığım andan itibaren dört gözle, bu kitap için inceleme yazmayı bekliyordum. Kitabı bir kaç gün önce bitirdim nihayet yazmaya fırsat bulabildim.
Bu kitabı yeğenim,dostum önerdi bana. Yaşar Kemal'i sevdiğimi bildiği için bunu okumam gerektiğini söyledi. Onunla uzun uzun İnce Memed konuşuruz, türküsünü dinleriz, çalarız söyleriz. Yaşar
"Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız Tanrı'yı görürsünüz. Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz."
-Charles Manson
Peki bir Yabancı'ya bakınca ne görebilirsiniz? Farklılıkları mı, anormallikleri mi, rahatsızlık verdikleri mi, eksiklikleri mi yoksa fazlalıkları mı? Gerçekten bir
Hepimiz aynı şeyleri hissediyoruz aslında; kin, nefret, acı, mutluluk, aşk... Peki ya öyleyse niçin birbirimizi bu kadar anlamakta zorluk çekiyoruz? Neden dışlıyoruz, nefret besliyoruz, önyargılı davranıyoruz, yargılıyoruz... Belki şu an şanslı bir azınlıktansın; toksun, mutlusun, özgürsün, aşıksın... Peki ya dünyanın en fakir ülkesinde doğmuş , aç , susuz olsaydın? Bir o kadar önemli özgürlüğün olmasaydi elinde, savaş hakim olsaydı ülkene... Etnik kimliğiniz, cinsiyetiniz, ülkeniz, aileniz... hiçbirini biz seçmedik. O yüzden bizim gibi değil diye insanları sınıflamak ne kadar doğru? Kimse "ben" olamayacağı gibi hiç kimse de biz olmak zorunda değil. Sadece sevsek birbirimizi, anlamaya çalışsak... sanki dünya şimdikinden daha yaşanılır gibi olmaz mı?