Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
200 syf.
·
Puan vermedi
Platon Okuma Şöleni
Platon okumalarının ilk haftasında Hasan Suphi ve Pierre Riviere ile birlikte düzenlediğimiz Platon Şöleni’ne ilk önce Platon’un gençlik eserlerinden olan Socrates’in Savunması ile başlamaya karar verdik. İlk hafta da da inceleme yazmayı ben üstlenmiş bulunuyorum.
Platon’un gençlik eserlerinden olan Socrates’in Savunması eserini yazarken,
Beyin sen neymişsin?
Beynin; olağan şüphelinin bizzati mevzulara müdahil olmuş maskeli bir bilinmezlik şaheseri olduğunun rahat bir anlatım tarzı ve her bilimsel tezin altını anlaşılır örneklerle bağlaması ile okuru mutlu etmiştir. Beynin işlevi, davranışlar, psikopati, güdü ve alışkanlıklarla ilgili son derece enteresan bilgiler edindiren keyifli bir kitap. Hoca, “her konuyu örnekle açıklamak zorundayım” fikrine yoğunlaştığı için kitabın akıcılığı da bu ölçüde daralıyor. Azıcık yorsa da sıkılmadan, kararında bilgilerle kitabı tamamladım.
80 Günde Dünya Gezisi
Jules Verne okuyup da sıkılmak mümkün mü? Adam Bilim-kurgu türünün atalarından resmen. Diğer kitaplarındaki bilim kurgu esintileri bu kitapta yok denilecek kadar az hatta hiç yok. Ama macera,heyecan ve bilinmezlik nirvanaya çıkmış.
Ana karakterimizin kulüpteki arkadaşları ile oyun oynarken birden dünyayı 80 günde gezebilirim iddiası ortalığı toz dumana katar ve bizimkisi bavulunu topladığı gibi uşağıyla birlikte dünya turuna çıkar. 80 gün sonra aynı noktayı gelmesi şarttır. Tabi olaylar bundan sonra katlana katlana gidiyor.
Kitabın filmi de var Jackie Chan başrolde oynadığı lakin film sırf ziyan nitelikte çünkü film olarak çok kötü ve kitabın yanından geçmeyecek şekilde bir senaryoya sahip.
Dediğimiz gibi Jules Verne bilim-kurgu türünün babası lakin bu kitapta tarzının dışına çıkmış ve oldukça başarılı bir çizgi yakalamıştır. Klasiklerden zevk alamıyorsanız Jules Verne ile birazcık işin tadını çıkarmaya başlayabilirsiniz...
Henri Barbusse, 1.Dünya Savaşı' nda savaş karşıtlığı nedeniyle ordudan atılmış. Aydınlık kitabını okurken bu karşıtlığı, nedenlerini net bir şekilde anlayabiliyoruz.
Kitap başkarakterlerinden Simon Paulin fabrikada memur. Marie ile evli. Fransa-Almanya arasında savaş başlıyor.
Pencerelerin ardına sinen bir savaş. Yaşanılan bir mahallede, sıradanlıkta savaştan uzak, savaşa dair düşüncelerin izlenimlerini okuyoruz önceleri. Sıradanlık, tek boyutluluk, yavanlık, tükenmiş zaman dilimleri bizleri çevreleyen günlük standart hayatın daralması gözümüzün önünde okurken beliriyor.
Simon da orta yaşlarında ve savaşa katılıyor. Savaşın psikolojik değişimleri, anlamsızlık, bilinmezlik, özlem, acı, sorgulama, boşluk, karşı çıkılsa da yaşanılması zorunlu kavramlar. Savaşın yorgunluğu, ölümün, öldürmenin dehşeti ve sorgulaması.
Barbusse bize insanlığın benzerliğini, savaşın burukluğunu, değişimini, değiştirdiklerini öyle ustalıkla sade ve duygulu anlatıyor ki zamansız bir yapıtı okuyoruz.
Gizlerle dolu bilemeyeceğimiz 'Aydınlık' umutlar ve hayat.
·
Puan vermedi
Kitap ihtiyaç duyuldukça, ihtiyaç duyulan yere göre açılıp okunabilecek bir kitap. O yüzden kitabı tam bitirmeden incelemesini yazmak istedim :))
Bir söz vardır kime ait olduğunu hatırlamadığım
"Dünyanın en güzel cümlesi seni seviyorum değil tümörünüz iyi huylu çıktı." bu cümledeki anlam derinliğini insan yaşayınca anlıyor.
Tanı konulana kadar geçen uzun soluklu yorucu tetkikler ve tedavi planının çıkarıldığı yıpratıcı süre, ne olacağının bilinmediği bilinmezlik korkusu, tedavinin yan etkilerinin yaşam kalitesini ne ölçü de etkileyeceği endişesi, tümörün tamamen yok olup olmayacağı ve başka organlara yayılıp yayılmayacağı korkusu... gibi yığınla sorun.
Bu kadar sorun arasında en çok göz ardı edilen genelde hastanın beslenmesi oluyor.
Herkesin muhakkak bir fikri olduğu, birinin mutlaka yemelisin dediği besini bir başkasının bunu yememelisin demesi; piyasadaki umut tacirlerinin "kansere mucize" diye sattığı bir çok besin ve daha fazlası..
Bu kitap bu anlamda çok güzel.
Yalin ve renkli anlatımıyla okunması çok kolay.
Kitap kemoterapi öncesi ve kemoterapi sürecinde kemoterapi yan etkilerine göre beslenme önerileri sunmuş, her kanser çeşidine göre de beslenmeyi ayırmış.
Ayrıca örnek menülerle kitap zenginleştirilmiş. Etrafında bu süreci yaşayan varsa rahatlıkla alıp hediye edebileceğiniz çok faydalı bir kitap.
Herkese sağlıklı günler :)))
Kitabın sürükleyiciği bir muddet sonra kacabiliyor ama olayların tahmin edilmesi zor olan bi kitapti heycan verdi. Kafamda bi bilinmezlik olsun hemen her sey ortaya cikmasin diyenler icin guzel.bir kitap.
