Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Erzincan'a kadar yollar, dağlar ıssızdır. Hele yeni biten dünya savaşı, buralarını boşaltmış, insansız bırakmıştır. Yollarda tek tük, berbat, sefil, yorgun-argın bazı göçmen kalıntılarına rastlanır. Bunlar Birinci Dünya Savaşının Ağrı'dan, Erzurum taraflarından söküp, İç Anadolu'ya, Çukurova'ya attığı muhacirlerin artakalan döküntüleridir. Hepsi de aç, çıplak, vasıtasız ve ümitsizdirler. Mustafa Kemal bunları dikkatle süzer. Her rastladığı kafile, onu derin derin düşündürür. Dağlarına, ovalarına daldığı bu uçsuz bucaksız diyarlarda bir avuç tükenmiş insan! Halbuki tasarladığı savaşı, işte bunlarla yapmak zorundadır. Bir defasında, bir su başında bunlardan biriyle konuşur: - Nerelisin ağa? +Eleşkirt tarafından. Çukurova'dan gelirik... -Hepiniz bu kadar mı? +Çohtuk paşa can, çohtuk. Gidende dağlar, dereler göçü almazdı. Bal, lor, davar istediğin kimi. Ama şimdi at da bu, külfet de bu. İster al, ister sat paşa can... Evet, ister al, ister sat! En doğru söz buydu.
318 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Güzeldi
Çanakkale Savaşında cephede vuruşmuş, birer Osmanlı ve Anzak askerlerinin torunlarının yolları Gelibolu'da kesişir. Ve geçmiş deşilmeye başlanır. Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda yaklaşık 12-13 cephede savaşmış ve yalnızca Miralay Mustafa Kemal'in görev yaptığı Çanakkale cephesinde kazanmıştır. Ve savaşın süresi uzamış, Çarlık Rusya'sına yardım gitmediği için, Bolşevikler iktidarı ele geçirmiştir. Çanakkale cephesini anlatan bu roman farklı bir kurguya sahip ve bence okunması gereken bir tarihi roman.
Gelibolu
GeliboluBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20179bin okunma
Reklam
Bi rêzdarî û qedirbilindî bi bîr tinim
Bedîrxan Celadet Alî (1893-1951) Dilbilimci,şair,siyasetçi. Bugün Türkiye Kürtleri tarafından kullanılan Latin harfleri temelli Kürt alfabesinin hazırlayıcısı. Celadet Ali Bedîrxan, Emîn alî Bedîrxan'in ikinci büyük oğlu olarak İstanbul'da doğdu. İstanbul üniversitesi'nde hukuk öğrenimi gören Celadet Alî, eğitimini Almanya da tamamladı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusu saflarında Kafkasya Cephesi'nde Ruslara karşı savaştı. Osmanlı imparatorluğu'nun dağılmasndan sonra Kürtlerin bağımsızlığı için çalıştı. Kemalist kadroya karşı olan ve mahkum edilen Celadet Alî 1922 veya 1923 yılı başlarında ailesi ile birlikte Mısır'a gitti. Mısır'a göçünce Celadet ve kardeşi Kamuran eğitimlerini tamamlamak için Almayaya gittiler. 5 Eylül 1927 Beyrut' ta çoğu Türkiye'den sürgün edilmiş, ayrılmak zorunda kalmış, Kürt aydınları ile birlikte "Xoybûn" Cemiyeti' ni kurdu ve ilk başkanı seçildi. Bundan sonra kendisini Kürt dili ve kültürü ile ilgili çalışmalarına veren Celadet Bedîrxan, Lâtin alfabesini Kürtçeye uyarladı. Yayınları ile Kürt dili ve edebiyatına yaptığı katkılar yakın dönem Kürt kültürel uyanışında öncü rol oynadı. Celadet Alî Bedîrxan 1951 yılında Şam da hayatını kaybetti. Ölümünden sonra eşi Ruşen hanım milliyetçi faaliyetlerine devam etti.
Ekmeğin nerden geldiğini birimiz bile düşünmemişiz. Dun gece sofrada bunu söyleyecek oldum, Dündar Bey 'Osmanlı imparatorluğu da böyle battı' dedi. 'Biz aylıklarımızın köylüden alınan vergi ile ödendiğini bilmezdik, devletin bir köşede bir parası var , ondan veriyor sanırdık. Birinci Dünya Savaşı'na neden girdiğimizi Talat Paşa bilmiyor, Enver Paşa bilmiyor. Peki kim biliyor? Bilen yok.'
536 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Nar Ağacı| İki yaralı kalbin aynı yolda birleştiği bir hikaye… Trabzon’dan Tebrize , Batum’a hatta Batum’dan İstanbul’a uzanan bağlar… Balkan savaşı sırasında başlayıp Birinci Dünya savaşında geçen roman, Tebrizli Setterhan ve Trabzonlu Zehra’nın çektiği sıkıntıları masalsı bir üslupla önümüze seriyor. Tebrizli bir halı tüccarı olan Setterhan, yaşadığı sıkıntılar sebebiyle memleketini terkeder ve gurbete gider. Nitekim ne kadar kaçarsa kaçsın yolu nasibine çıkacaktır, Trabzona… Öte yandan Trabzon’da ailesinin gölgesinde mutlu bir hayat süren Zehra, savaşın başlamasıyla sürgün edilecektir… Nasipte varsa yolları kesişecektir elbet.. Tebriz’den Trabzon’a uzanan, savaşın acılarını içinde barındıran bu sürükleyici hikaye herkesi etkisi altına alacak…
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Reklam
437 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Milli mücadele dönemi istanbulundan bir kesit.
Esir Şehrin İnsanları - Esir Şehir Üçlemesi 1.Kitap dır. Kemal tahir esir şehrin insanları kitabında birinci dünya harbinden sonra yurdu esaret altına almaya gelen işgal kuvvetlerini onların esareti altında kalan iki tür halktan -gruptan -söz eder ; birinci tür grup hep çevremizde de gördüğümüz yalnızca güçlünün kazanacağına inanan ve sadece
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910,2bin okunma
Hâlâ Birinci Dünya Savaşı'nda olduğumuzu zanneden kaçıkların, beceriksizlerin, salakların ve geri zekâlıların elinde oyuncak olmaktan bıktım usandım; her şeyin o zamanki gibi dümdüz olduğunu, düşmanların da birbirinin haysiyetine saygı duyduğunu sanıyorlar hâlâ.
Aşırı sanayi üretiminin yakın dönem savaşlarının özellikle Birinci Dünya Savaşı'nın kaynağı olduğu kimi zaman inkâr edilir. Yine de bu iki savaşla birlikte dışarı atılan şey, bu fazla doluluktur; bu savaşların son derece yoğun olmasına yol açan şey bu aşırılığın önemidir.
Ermeniler yaptıkları kanlı saldırıları konuşmuyor!
ABD'li Orta Doğu uzmanı Profesör Michael Gunter, 1915 olaylarının yıl dönümü olarak kabul edilen 24 Nisan'a ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gunter, "Ermeni çeteleri, 1915 olaylarından çok önce katliama varan isyanlar düzenledi ancak Ermeniler, kendilerinin masum olduğu imajına zarar vermemek için yaptıkları kanlı saldırıları
Reklam
Birinci Dünya Savaşı sırasında uzun süre strese maruz kalmış askerlerin, kendilerini geçici bir süre için cepheden uzaklaştıracak körlük, felç, dil tutulması, hafıza kaybı gibi rahatsızlıklar geçirdiği bilinmektedir. Kaynaklar bu rahatsızlıkların organik bir nedene bağlı olmadığını yazarlar.
Locals - Yerli Halk
“Yerliler” ifadesini, masum bir finans toplantısında geçen bir ifade olarak değerlendiremiyorum. Atalarımızın kanıyla bu topraklarda kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti halkına Türk Milleti denir. Mozaik ya da bileşen dediğiniz Suriyeli kardeşleriniz, Birinci Dünya Savaşı esnasında, İngilizlerle bir olup Türk askerini arkadan vuranlardır. Bu olayı tarih de çok açık yazar, İngiliz belgelerinde de vardır. Suriyeliler bizim kardeşimiz de değildir, bu toprakların esas bileşeni de değildir, tali bileşeni de değildir, mozaiği de değildir. 📰: 12punto.com.tr/yazarlar/meric-...
Britanya, Alman hükumetine askerleri­ ni Belçika ve Fransa'dan çekmemesi durumunda Almanya' ya savaş ilan edeceğini bildiren 24 saatlik bir ültimatom verdi. Haberleri alan Alman Şansölyesi Bethmann-Hollweg'in kan beynine sıçradı. Britanya'nın harbe gireceğini ummamıştı. Hele de bunu "bir kağıt parçası" olarak nitelendirdiği eski bir antlaşma için yapacağına inanmakta güçlük çekiyordu. Britanya'nın ültimatomu fazla etki yaratmadı.
Bazı tarihçiler, Bri­tanya'nın Fransa'nın yanında savaşa girme hususundaki niyetini önceden açık etmiş olması durumunda Almanya'nın bu den­li saldırgan davranamayacağını söyleyerek savaşın sorumluluğunu kısmen Britanya'ya yükler. Fakat Britanya'nın ilgilenmesi gereken kendi sorunları vardı. 1914, nicedir beklenen İrlanda Özerk Yönetim Yasası'nın uygulamaya gireceği yıl­ dı. Ayrıca, İrlanda'nın kuzeyindeki Protestanlar ile güneyindeki Katolikler iç savaşa hazırlanıyordu. Dikkatini kan gölüne dönmenin eşiğindeki İrlan­da'ya yönelten Britanya, başını bu meseleden kaldırdığı vakit doludizgin sa­vaşa ilerleyen Avrupa'da artık herhangi bir değişikliğe yol açamayacağı kadar geç olmuştu. Başbakan Herbert Asquith ve Dışişleri Bakanı Edward Grey'in başlarını çektiği hükumet Fransa'yı destekliyordu. Ancak halkın savaşa destek vermesine neden olan şey Belçika'nın istilasıydı. Grey, savunmasız ve cesur Belçika' ya yardım için savaşa girilmesi gerektiğine dair 3 Ağustos' ta parlamen­goda tutkulu bir söylev verdi.
Almanya 1 Ağustos'ta sef erberliğini tamamladı. Ertesi gün ise Lüksemburg' a girip, Fransa'ya taarruz etmek için tarafsız Belçika'dan geçiş hakkı istedi. Belçikalı­ ların bu talebi reddetmesiyle Almanlar 3 Ağustos'ta bu küçük ülkeyi istilaya başladı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.