Spoiler Alert!!
Zindan Adası’nı izlemeyenimiz kalmamıştır her halde. Çıktığı yıldan beri çok sevilen ve öneriler arasından çıkmayan film boyunca hepimiz “Neler dönüyor şu lanet adada?” diye düşünmüşüzdür. Alın size lanet bir ada daha! Üniversiteden bir hocamızın tavsiyesiyle aldığım bu kitap okuyucuyu kendine bağlayıp derinlere daldıran cinsten. Başına gelen deniz kazasından hayatını zor kurtarıp bir adaya sığınan Edward Prendick’in adayı tanımaya çalışmasıyla başlayan hikaye okurun iç dünyasında sarsıtıcı izler bırakıyor. İnsan, insanlık, ahlak, bilim, etik konuları üzerinde düşünmeye zorluyor. Kızmazsanız sözlerimi kitabın son sözleriyle bitirecem: “Nasıl ve neden bilmiyorum, ama göğün o parlak sakinleri sonsuz bir güven veriyor insana. Bizi hayvadan çok insan kılan her ne ise, teselliyi ve umudu, sanırım, insanların gündelik kaygıları, günahları ve dertlerinde değil; maddeniz uçsuz bucaksız, sonsuz yasalarında aramalı. Umutsuz değilim, yoksa yaşayamazdım. Onun içindir ki hikayem umut ve yalnızlık içinde son buluyor.”.
395.jpg){kind=small}
