.
Nasıl da yorgunum. Yaşamı hep dev aynalarından izlediğimi gittikçe daha iyi anlıyorum. Yitirdim bütün avuntularımı. Keşke bir taş kadar suskun olabilseydim, tohumlarını dökmüş bir çiçek kadar dingin.
Ey dünya, nerde yanıldım ben? Acının dorukları tuttuğu bu gece bir kez olsun söyle bana. Hiç değilse bir ipucu ver, kanıt göstermesen de olur.
Bitek acılar serpildi yıllar yılı aklımın toprağına. Nasıl da verimliydi. Hiçbir umut yok artık; ne bir yaz günü anımsanıyor, ne de denizin yüreğine inmeyi kuran bir çocuğun düşleri. Ünlemlere yer kalmadı dünyamda. Yalnızca soru işaretleri var ve ayraç içinde inliyor yaşamım. İşte, bütün anlatımlar yaralı bu gece, sözcükler kırgın ...
.
"En sevdiğin çiçek hangisi?"
"Petunya"
"Petunya mı? İlk defa duyuyorum bu çiçeği"
"Anlamı da en az kendisi kadar güzeldir. Umudunu yitirme"
"Hep aşka dair çiçekler biliriz. Oysa daha manalı, daha farklı çiçeklerde varmış"