“ Suç Ve Ceza “ kitabın baş kahramanı Raskolnikov’un :
İnsanları “ sıradan olanlar “ - kendileri gibi insanların çoğalmasına araç olanlar, doğaları gereği tutucudurlar, uysaldırlar, boyun eğerek yaşarlar ve boyun eğmeyi severler-
ve “ olağanüstüler “ - sürekli olarak yasaları çiğnerler, yıkıcıdırlar ya da yeteneklerine bağlı olarak, yıkıcılığa yatkındırlar, daha iyi şeyler adına şimdinin yıkılmasını isterler; bunların ülkülerini gerçekleştirmeleri için, cesetlerin, kan göllerinin üzerinden atlamaları gerekse, kendilerine bu izni vicdan rahatlığıyla verebilirler - olarak ayırdığı ve teorisinin gerçekliğini kanıtlamak adına işlediği cinayetle başlayan ve olayların örgüsünde toplumsal pek çok konuya değinen bir kitap.
Kitapta ayrıca Dostoyevski “ Suç, toplumsal düzenin bozukluklarına karşı bir protestodur. “ifadesini de kullanıyor.
Psikolojik buhranın, ayrıklığın - kahramanın adıyla da pekişen bir durum - , yoksulluğun içerisinde bulunan Raskolnikov’un gözünden suç ve suçlu psikolojisini okurken olaylar ve diğer kahramanlarla da toplumsal ahlak, kadın erkek eşitsizliği, aile- dostluk kavramı, pedofilinin para ile nasıl normalleştirildiği, insan nefsinin övgülerle nasıl da bayağılaşabileceğini okuyorsunuz.
Kitabı 18 yaşında okumuştum. Ancak kitabın belirli aralıklarla okunması gerektiği kanısında olmakla birlikte herkesin en az bir kez okuması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bazı kitaplar gibi “ Suç Ve Ceza “ da okuyucunun bakış açısını, değerlerini sorgulayıcı bir kitap. İyi okumalar.