Yataktan kalkma, tramvay, dört saat çalışma,
yemek, uyku ve aynı uyum içinde salı çarşamba perşembe cuma cumartesi çoğu kez kolaylıkla izlenir bu yol.
Yalnız bir gün "neden?" yükselir...
Dede Korkut gene söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
"Ağız açıp över olsam üstümüzde Tanrı güzel. Tanrı dostu din ulusu Muhammed güzel. Muhammed'in sağ yanında namaz kılan Ebubekir Sıddık güzel. Ahir, otuzuncu cüz başıdır Amme güzel. Hecesinde düz okunsa Yasin güzel. Ali'nin oğulları, Peygamber torunları, Kerbela ovasında yezidler elinde şehit oldu. Hasan ile Hüseyin iki kardeş beraber güzel. Yazılıp düzülüp gökten indi. Tanrı ilmi Kur'an güzel. O Kur'an'ı yazdı düzdü, Ulemalar öğreninceye kadar bekledi biçti, Alimler sultanı Osman Affan oğlu güzel. Çukur yerde yapılmıştır, Tanrı evi Mekke güzel. O Mekke'ye sağ varsa esen gelse, İmanı bütün hacı güzel. Hesap gününde cuma güzel. Cuma günü okuyunca hutbe güzel. Kulak verip dinleyince ümmet güzel. Dizini bastırıp oturunca helâlli güzel. Şakağından ağarsa baba güzel. Yanaşıp yola girince kara erkek güzel deve güzel. Sevgili, kardeş güzel. Yan tarafta, ev yanında dikilse gelin odası güzel. Uzunca çadır ipi güzel. Oğul güzel. Hiç birine benzemedi, Cümle âlemleri yaratan Allah Tanrı güzel. O övdüğüm yüce Tanrı dost olarak medet eriştirsin hanım bey!"
"İstanbul'u fethettiği zaman şehrin en büyük mabedi Ayasofya'da 1 Haziran 1453'te kıldığı Cuma namazından sonra bilim adamı ve müderrislere: 'Yarın Ayasofya'da derse başlanacaktır' buyurmuştur."