Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Mevlana ;" Denge tutmakla bırakmak arasında bir kıvam tutturmaktır." diyor. İçimize aldıklarımız kadar İçimizden bıraktıklarımız da mühim. Bazı insanlar üstlerine o kadar dert sıkıntı çekiyor ki onların bırakmayı öğrenmesi lazım.Bu konuda bir denge tutturması lazım. O insan bütün dertleri çekme konusunda ifrada kaçmış.Halbuki onun yapması gereken her derdi kendi üzerine vazife edinmemek.
Karanlık Çökünce - Stephen King
'' 2 Mayıs 2008 Bugün 7'yi 8 yapmam daha uzun sürdü ve beni ''uzun mesafeli'' bir çalışmanın beklediğini biliyorum, yani, nesneleri saymak ve çapraz şekiller yapmakla...ama yerleştirme yok. N. o konuda yanılmış, yapılması gereken şey denge yaratmak. Bu sadece sembolik bir şey. Ama çok yoruldum. Üstelik gündönümüne de o kadar çok var ki. O şey hala gücünü artırıyor ve gündönümü daha çok uzakta. Keşke N. benim ofisime gelmeden önce ölseydi. Bencil adam.'' -N.
Sayfa 269 - Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
Denge yaralarla kaplı bir yerkürede hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam edildiğinde bozuluyor.
Sayfa 110
Enzimler özellikle dayanıklı moleküller değildir. Çok soğuk veya çok sıcakta bozulurlar. Fazla asidik veya fazla alkalin bulunan ortamlarda bozulurlar. Eğer bozulurlarsa işlerine daha fazla devam edemezler ve yaşam sona erer. Dolayısıyla onların bazı moleküllerin girişine izin veren ancak bazılarını dışarıda tutan ve bazılarının dışarıya çıkmasına izin veren ama diğerlerini içeride tutan özel bir tür koruyucu duvarın sınırları içinde işlev göstermeleri gerekir. Bu duvar yarı geçirgen zar olarak adlandırılır ve bir hücre baloncuğunu çevreleyen işte bu duvardır. Yaşamın belirleyici özelliklerinden biri -belki de tek belirleyici özellik-, hücre içinde yaşam süreçlerinin sürdüğü bölgenin çevresiyle kimyasal denge halinde olmamasıdır. Denge, ölümle eşittir. Yaşam kendisini denge dışı bir durumda sürdürür. ABD'li biyolog Lynn Margulis bu durumu "yaşam kendine bağımlı bir sistemdir" şeklinde özetler.
Zıtlıklar ve farklılıklar, denge ve düzen için vardır.
Sayfa 90 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nasıl mucizevi bir denge istiyor bu yolculuk inanamazsın. Hep kalabalıksın, hep yalnızsın. Sadece sen refakat edebilirsin sana, sadece sen dokunabilirsin içindeki yalnızlığa.
Hani denir ya , oturdukca yaşım değiştim , Hayır efendim o yaşım değil aklım.. Yaş dediğimiz şey , her yıl tükettiğimiz takvim yaprakları.. Ama akıl öylemi, Yaşla alakası yok, yaşanmışlıklarla ilintili... Mesela ben oturdukca yaşım , Aklı ayakta kalmışlardan uzaklaştım.. Aşık Veysel in dediği gibi , inanın yok kimseye kastım , Yüreği yüreğime uymayanlarla, Denge sorunu yaşayanlarla muhabbeti kestim...
Eğer hayatınızın kontrolünü ele almak istiyorsanız duygularınızı ve algılarınızı dengelemeniz gerekir. Denge derken duyarsızlık ya da empati yoksunluğundan bahsetmiyorum. Anlatmak istediğim şey duygusal uçlardan kaçınmayı sağlayan bir içsel dengedir. Kalp ancak zihin bilinçli bir şekilde dengelendiğinde açılır, dengesiz duygular kalbin kapanmasına neden olur. Bu yüzden St. Augustine "Tanrı'nın isteğinin denge olduğunu" vurgular. Tanrı, kalbinizi açarak, büyüklük sanrılarının ya da aşağılık duygularının ötesine geçip ilahi düzenin bir parçası olduğunuzu anlamanızı ister.
Süje ile objeyi içine alan üstün bir dünya anlayışını benimseyen bir teori daha vardır ki buna "Birlikçi (Monist)" teori adı verilmiştir. Bu teoride süje ile obje tek bir dünya olarak üstün bir dünyanın nitelikleri durumundadır. Böylece bu anlayış bilginin meydana gelmesinde etkin olan unsurları birleştirmiştir. H. Z. Ülken'nin tabiriyle, zaten bir olan süje ile obje, bu birin değişik yönleridir. Bu sebeple, süje ile obje arasındaki denge iki uçtan biri lehine bozulmama- ya dikkat edilmelidir. Zaten Ona göre bilgi, süje ve objenin ayrı cinstenliği halindeki bir oluştur. Onlar her ne kadar bir bütünün dünyası iseler de ikisi birden gerçekleşemez. Biri gerçekleştiğinde diğeri karanlıkta kalır; ama yine de beraber bulunurlar.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.