Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere Munise Demircioğlu kaleminden Mavi Kelebek adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Mira daha beş yaşında iken yetimhaneye bırakılmak zorunda kalan küçük bir kız. Mira yetimhanede uzun yıllar acılara maruz kalıyor ta ki on yaşına gelene kadar. On yaşında Arslan Yıldırım adlı bir devlet adamı Mira'yı evlatlık ediniyor. Mira Arslan Bey ile büyüyor ve gizli görevlere gidip suçluların peşine düşüp tüm zorluklara rağmen tüm görevlerini başarıyla sonuçlandıran bir genç kız oluyor Mira. Mira usulsüz işler ile uğraşan Eşref Bey ve Giray ailesini yakalattırıp hapise attırıyor. Daha sonra ise Mira motosiklet kazası geçirip hiç tanımadığı Ayaz adlı bir adam tarafından hastaneye kaldırılıyor. Daha sonra ise Mira iyileşiyor ama Arslan Bey'e kurulan kumpas sonucu Arslan Bey vefat ediyor. Kitabımızın devamında Mira'nın baba diye adlandırdığı Arslan Bey'i kimin öldürdüğünü öğrenmek için Mira'nın verdiği zorlu mücadeleyi ve hastane sonrası kaderin tekrar bir araya getirdiği Ayaz ve Mira arasında yaşanılan gizemli ve merak uyandıran olayları okuyoruz. Kitabın sonunda devamı gelecek yazıyordu heyecanla kitabın devamını bekliyorum. Yazarımızın kalemi çok akıcıydı çok severek okuduğum bir kitap oldu. Kitap polisiye,aşk gibi temalar içeriyor. Yazarımızın kalemine sağlık okuyucusu bol olsun.
Mavi KelebekMunise Demircioğlu · Arete Yayınları · 03 okunma
Stalinist yazarlar bazen Stahanovizm ile kapitalist sömürünün en gelişmiş yöntemi Taylorizm arasında bir paralellik kuracak kadar dikkatsiz davranmışlardır. Örneğin petrol sanayisindeki yüksek eğitim kurumları için yazılan ve Yüksek Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanan birel kitabı şu sözlere yer vermektedir: "Taylor'un emek araçlarının daha verimli kullanımı konusundaki görüşleri ve yöntemleri son derece ilericidir." (Bu sözler, Lenin'in "insanoğlunun makina tarafından köleleştirilmesi" şeklindeki Taylorizm tanımıyla karşılaştırılmalıdır.)
Kademeli parçabaşı iş sistemi, aynı zamanda devletin sürekli, temel üretim standardınıyükselterek işçilerin yaşam koşullarını düşürmesine imkan tanıyor. Nitekim, 1935 sonunda Stahanov kampanyasının başlamasının ardından her sanayi kolunun üretim standartlarında değişiklikler yapılmıştır. Yeni standartlar ortalama işçinin üretim düzeyine göre değil, "Stahanovcular 'ın üretimi ile diğer işçilerin ortalamalannın yeniden ortalamasının alınması" olarak saptanmıştır
Devletlerin güç ve zaafı, milletlerin ilerleme ve yozlaşması, yalnızca devlet adamlarının ehil oluşlarından ve yönetim kabiliyetlerinden veya beceriksizliklerinden kaynaklanmaz. Yöneticiler iyi veya kötü olsunlar, kahraman veya zalim olsunlar, onlar kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar, milli ruhun birer kopyasıdır, halk kitlesinin içinden doğmuştur. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir. İşte bu nedenledir ki eskiden beri “Her millet, layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur.” denilmiştir
Parçabaşı iş sistemleri örneğin Nazi Almanyası'nda da aynı amaçla yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Franz Neumann bu konuda şunları yazmaktadır : Sosyalist işçi sendikalarının sınıfa-ücret kavramı, [Nazi] Emek Bildirgesi'nin 29. Bölümü'nde tanımlanan "performans ücreti" (liestungs lohn) ile değiştirilmiştir. Parti Şeref Kongresi'nde Hitler, "saat ticaretlerinde hiç bir artışa izin vermeyerek geliri sadece performanstaki artışla yükseltmek, Nasyonal Sosyalist önderliğin çelik ilkesi olmuştur" demiştir. Ücret politikasının ilkesi, çocuk işçiler için de dahil olmak üzere, yoğun bir biçimde parçabaşı iş ve primierin tercih edil mesidir. Böyle bir politika tamamen maneviyalı kırmaya yönelik bir po litikadır, çünküen bencil içgüdülere hitap etmekte ve iş kazalarını büyük çapta arttırmaktadır.
29 Neumann, Naziler'in parçabaşı iş sistemini uygulamakla neden bu kadar ısrarlı olduklarını şöyle anlatır:
Performans ücreti uygulamasının ağır basması, ticaret farklılıkları sorununa toplumsal politikada önemli bir işlev kazandırır. Bu soru nun bir ekonomik sorun olarak değil, canalıcı siyasal önem taşıyan bir kitle denetimi sorunu olarak anlaşılması çok önemlidir. .. Ücret farklılaşması Nasyonal Sosyalist ticaret politikasının özüdür. ' . . Ücret politikası bilinçli bir şekilde kitle denetimine yöneliktir. Stalinistler de parçabaşı iş sistemlerini aynı amaçla kullanmışlardır. Beş Yıllık Plan'ın başlamasından sonra parçabaşı ücretle çalışan sanayi işçisi oranı büyük bir hızla artmıştır
“Hunların geleneğinde asıl güçlü olmak kadirlenir, hizmet etmek aşağılanır. Hunlar devletlerini atın üzerinde savaşarak kurdular, bu yüzden tüm insanlıkta saygınlıkları vardır. Savaşta ölmek, güçlü adamların yapacağı iştir.” Hun devlet adamları.
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi.
Rodos doğumluydu.
İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı.
Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi.
Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları
Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Puanım: 9/10
Adı bilinmeyen bir ülkenin bilinmeyen bir şehrinde bir adam trafikte kırmızı ışığı beklerken bir anda kör olur. Ama bu normal bir körlük olan siyah bir hiçlik yerine her şeyin bembeyaz olduğu bir körlüktür. Daha sonrasında "beyaz körlük" olarak adlandırılacak bir hastalıktır. İlk vakadan sonra hızla yayılmaya
İnsan da diğer canlılar gibi içgüdülerinin (veya güçlü arzularının) etkisi altındadır. En temel arzu acı ve istiraptan kaçmak, mutluluğu aramaktırTüm insan eylemleri bu arzu tarafından belirlenir. Bu bağlamda, insanın özgür iradesinden söz edilemez.
Şükrü Erbaş (bu sefer üzdün beni)
KÖYLÜLERİ NİÇİN ÖLDÜRMELİYİZ
Çünkü onlar ağır kanlı adamlardır
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz