Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Didem Uzunoğlu

Didem Uzunoğlu
@didemuzngl
“What a blessing it is to love books.”
Reklam
Yalan söylemek gerçekten lanetli bir alışkanlık; bizler sadece sözle insan olabiliyoruz, sadece sözle birbirimizle ilişki kurabiliyoruz. Bence yalan söyleme, daha ilk belirtilerini gösterir göstermez ve kişiyi esir almaya başladığında şiddetle mücadele edilmesi gereken bir yatkınlıktır.
Sayfa 172Kitabı okudu
Kırmak istemiyoruz, kırılmak istemiyoruz. O halde sonsuza dek yalan söylemek zorundayız.
Sayfa 158Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ölümün bizlere açacağı kapıyı bırak şimdi. Hayatın binlerce kapısı var. Ölümün kapısı ardında hiçlikten başka bir şey bulunduğunu sana kim müjdeledi?
Aşağıda insanların kulakları tıkalı, yukarıda Tanrı’nın! Tanrı uyuyor, bizse yaşamaya devam ediyoruz.
Sayfa 86 - CanKitabı okudu
Reklam
Kendini gerçekleştirme, kendini yasamayı göze alabilecek yürekliliği gösterebilmeyi ve kısır döngülerden özgürleşebilmeyi tanımlar.
Sayfa 152 - MetisKitabı okudu
Gelişmiş toplumlarda da teknolojik çağa karşı tepkiler olmuştur. Kendilerine amaç edinmiş oldukları “refah toplumu” düzeyine eriştiklerinde bireyler, sahip oldukları maddi bolluğa karşılık, boşluk, anlamsızlık ve yabancılaşma gibi daha önce hiç tanımamış oldukları duyguları yaşamaya başlamışlardır.
Sayfa 24 - MetisKitabı okudu
Evliliğin kutsallığına mesafeli yaklaşım, gerçekten de bazen kötü bir evlilik kurgusunun hicvi gibi görünen bu şey (kadın konuşmak, adam çalışmak ve yalnız kalmak ister; kadın çocuk ister, adamsa içer ve döver; kadın yalan söyler, adam ortadan kaybolur), bizi bu teknede oluşan derin büyüye karşı, aldatıcı bir güven duygusu içinde duyarlı hale getirir.
Sayfa 109 - JaguarKitabı okudu
Sorarlarsa, "Ne iş yaptın bu dünyada?” diye, rahatça verebilirim yanıtını: “Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..”
Doğan kitapKitabı okudu
İnsan iki ruh hali içinde birden bulunabilir. İnsan son derece mutsuz, huzursuz, derinden sarsılmış olabilir ve yine de bir mutluluk anı yaşayabilir, hatta son derece mutsuz olduğundan bunu çok yoğun yaşayabilir.
Sayfa 95 - Siren yayıneviKitabı okudu
Reklam
“Bu yaşam bir hiçtir. Hiç olan bir dünyaya egemen olmayı istemek nasıl bir deliliktir?”
Sayfa 266 - AlfaKitabı okudu
Bilinç aslında lokomotifin önündeki yolu aydınlatan farları gibidir. Bu ışığı içeriğe döndürdüğümüz zaman kaza kaçınılmazdır.
“Bana tek başına kadın veya erkek göster, sana bir aziz göstereyim. Sayıları ikiyi bulursa, aşık olurlar. Üç olursa, “topluluk” adını verdiğimiz şirin oluşum meydana gelir. Dört kişi olurlarsa bir piramit inşa ederler. Sayıları beş olursa biri dışlanır. Altı kişi olduklarında önyargıyı tekrar icat ederler. İnsan, Tanrı’nın yeryüzündeki yansıması olabilir, ama insan toplumu, şeytanın yansımasıdır ve daima eve dönmeye çalışır.”
Sayfa 415Kitabı okudu
“Eğer birisini gerçekten seviyorsam herkesi severim, evreni severim, yaşamı severim. Başka birisine “seni seviyorum” diyebilirsem, “sende herkesi seviyorum, seninle bütün evreni seviyorum, sende kendimi seviyorum” diyebilmem gerekir.”
“Hayat nedir? Acılar vadisi. Dünya nedir? Hissiz insan kalabalığı.”
Sayfa 193Kitabı okudu
“Havaya atılan bir taş bir saniye duraksadıktan sonra hızla aşağıya, toprağa düşer. İnsan da can çekiştikten sonra son nefesini alıp öldüğünde böyle mutludur.”
Reklam
“İnsan ruhu ne kadar karmaşık. Herkes kendine göre ne kadar haklı. Kendimizi bu kadar iyi anlarken karşı tarafı neden hep böyle pas geçiyoruz acaba ? “
Sayfa 148Kitabı okudu
“İnsanların ruhunu parçalıyorlar... Pis, çamurlu elleriyle insanların ruhuna dokunmaları çok daha büyük acı verir.”
Ve unutulmasın ki, ölüler ve hayatta olanlar arasındaki fark da sadece nicelikseldir ve bunun da bir önemi yoktur. Her insanın ömrü boyunca payına, ölürken çığlığında ismini haykırabileceği sadece bir kişi düşer.
'' Buraya hayat taşıdık ve tıpkı yumurtalarını taşıyan karıncalar gibi yerleştirdik. Lider bendim. Batıya gitmek Tanrı kadar büyüktü ve hareket ederkenki ağır adımlar bütün kıta geçilene kadar biriktikçe birikti.''
Sayfa 107 - SelKitabı okudu