Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

E. G.

Sen birinci hamura basılmış dokuz punto beyaz karaktersin. Alınyazımsın, daha doğrusu alınyazımın tek okunaklı yerisin. Koru beni. Ve güven bana. Güvenildikçe yaşarım ben. Ya güvenmezsen?
Reklam
Hikaye dedim.Gel seninle anlaşalım.Sen yarım kal, adını da yarım kalan hikaye koyalım. ''Sen zaten neyi tamam ettin ki?'' dedi bana. Aslında tam diye bir şey yoktur dedim.Her tam bir üst yarımın alt basamağıdır.Yani yarım da bir bütündür.
Boş ver dedim, arsızdım.Dağıtmazsam toparlayamazdım.Dağıtmaya çalıştığım tarafım, dipte bir yerlerde, sislerin arasına gizlenmiş bir deniz feneri gibi uzak ve basur gibi sinsice, sessiz sedasız çakıp dönüyordu.Çok uğraşmış, ''bırak yakamı'' demiş vazgeçirmeye çalışmış başaramamıştım.''Öyleyse gel'' dedim.Gel beraber takılalım aldım alnıma sardım çıktım güneşe.Birbirimizi idare etmeliydik.Kapışmanın, karşılaşmanın, yüz yüze gelmenin, tersyüz etmenin, her neyse her konunun kendine göre bir kum saati, vadesi vardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu?bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?''
''çıt'' ın nasıl bir şey olduğunu henüz bilmiyordum.içimden öyle geliyordu. başka bir son düşünemiyordum. böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu.dünyanın bütün kızılderilileri yenilir, spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, sadri alışık denilen hergele her filminde ağlardı. o ağladıkça ben de ağlardım.nedenimi bilmez ağlardım.ağladıkça sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum.üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, sadri'nin bu mecburiyetlere , giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...
Reklam
''Çok yemek yemek onun her zaman başvurduğu bir ağlama biçimiydi.''
... fakat herhalde ikinci bir aşka atlamak senin için o kadar güç olmamıştır.İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır.Vicdan azabı dedikleri şey ancak bir hafta sürer.Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir. Ha, sonra bir üçüncü , bir dördüncüyü sevdin ve bu böyle gidiyor.Peki ama bu sevmek midir be adaşım, bir kadını öpmek onu istemek sevmek midir?Çırılçıplak soyunarak şehrin sokaklarında koşabiliyor musun?Bir bıçak alarak kolundaki ve bacağındaki adalelere saplamak ve böylece bir nehre atılarak yüzmek elinden geliyor mu?Bir şehrin adamlarını öldürmek cesareti sende var mı?Bir minareye çıkarak bütün dünyaya işittirecek kadar kuvvetle bağırabilir misin?Aşk sana bunları yaptırabilir mi?işte o zaman seviyorsun derim.Sen sevgiline ne verebilirsin sanki?Kalbini mi?Pekala ikincisine?Gene mi o?Üçüncü ve dördüncüye de mi o?Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır.Kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun...Göğsünü yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun.
etrafın seni sıktığı zaman kitap oku...Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim.Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.İnsan muhitin bayağı, manasız , soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir.Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş olmuştu.Fakat bu yetmiyor.Şiirlerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çektim.Çünkü candan bir insanım yoktu.Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin.
Sayfa 19
''Ölü doğarız, ölü yaşarız ve çoktan ölmüş olarak ölürüz. Ayrışmalarından hayat bulduğumuz hücrelerden meydana gelerek ölümden yapılmışız.''
''Hiç kimsenin toprağından tamamen kopmasına imkan yoktu. Ağaçlar bitkiler gibi o toprağa dikilmiştik. Sürgünün en kötü yanı da buydu. Doğaya aykırıydı sürgün. Bu yüzden hepimiz perişan olmaya yazgılıydık. Mutlu sürgün yoktu ve olamazdı.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Sen el kadar bir kadınsındır Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli Bazı ağaçlara kapı komşu Bazı çiçeklerin andırdığı İş bu kadarla bitse iyi Bir insan edinmişsindir kendine Bir şarkı edinmişsindir, bir umut Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da Saçlarınla beraber penceredeyken Besbelli arandığından haberli Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda Sevgili.
''Anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf...
Ya sonra diye sordu Pessoa. Sonra gerçeği çözme hevesine kapıldım.Sanki gerçek çözülebilirmiş gibi.Ardından cesaretimi yitirdim.Cesaretimi yitirince de nihilizm geldi.Daha sonra hiçbir şeye inanmaz oldum, kendime bile.Bugün gereksiz bir paçavra gibi senin başucundayım.Hiçbir yere gitmemek üzere topladım bavullarımı ve yüreğim artık boş bir saksıdan ibaret.
Sayfa 19
''Kader insana benzer.Eğer bize yaptıklarından etkilenmediğimizi ona gösterirsek o zaman bizi rahat bırakır.''
Güldüler. Birlikte gülündü mü insan rahatlıyordu.
2.030 öğeden 2.011 ile 2.025 arasındakiler gösteriliyor.