Dostoyevski’den ve hatta klasiklerden ilk kitabım. Ortaokulda öğretmenimin zorlamasıyla Suç ve Ceza’yı okumuş hatta uzun uzun özetini bile çıkarmıştım ama tek bir kelime bile hatırlamıyorum desem abartmış olmam. Öğretmenimden kötü bir hediye olarak kalan klasik korkusunun arkasına sığınmaya devam etmek istemedim ve başlangıç için Yeraltından Notlar’ı seçtim. Dostoyevski’ye ve hatta dünya klasiklerine başlamak için harika bir seçim olduğunu şimdi daha net görebiliyorum. Çok sevdim ve etkilendim. 19.yy’da değil de 21.yy’da yazılmış gibi. Çok şey değişmemiş. İnsanların kibri, para ve mevkii düşkünlükleri, kirli çıkar ilişkileri, çıkar gütmeyenleri ‘öteki’ olarak görerek aşağılamaları... Sevgi, dostluk, samimiyete dair en ufak fikirlerinin olmaması. Ne kadar da aynı her şey. Bu konuyu uzun zamandır düşünmemiştim, üstelik durumun bu kadar vahim olduğunu da fark etmemiştim. Çok şaşırdım ve üzüldüm. Oysa tam iki yüzyıl ileride olmalıyken yeraltında kitaplarına sığınan daha çok insan biriktirmekten ileri gidemiyoruz, ne acı.