Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif Şahin

Elif Şahin
@elifsahin0117
ne bu tantana
351 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Bölüm 1
•Doğum ve doğum hikayelerinin önemi• Doğum kıymetlidir, kutsaldır ve doğal fizyolojik bir olaydır. Her ne kadar toplumda aksi iddia edilsede bebekler ne zaman doğacaklarını kendi belirler. Gebelik, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın -normal veya cerrahi- kadınların vücutlarında ve hayatlarında güçlü değişimler meydana gelmektedir. Doğum aynı zamanda
Ina May'in Doğum Meselesi
Ina May'in Doğum MeselesiIna May Gaskin · Akademisyen Kitabevi · 2018142 okunma
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
Uzun bir aradan sonra inceleme yazıyorum daha doğrusu yazmaya çalışacağım. Doğu'nun Limanları tarihi bir serüven. Bakmayın tarih dediğime öyle sıkıcı her satırında bilgiye boğan tarih kitabı değil, aralara iliştirilmiş notlar diyebilirim. Kitap sizi 2. Dünya savaşı yıllarından Arap-İsrail savaşlarına alıp götürüyor. Dil, din, ırk ve zamanı aşan bir aşk, direniş ve savaş. Gerçek bir sevgi, bağlılık.. içeriği hakkında bilgi verirsem spoiler vermiş olurum. Kitabı lütfen okuyun!:) Okerken ara ara gözleriniz doluyor. Hele o son bölümü okurken kendimi film izliyormuş gibi hissettim. Şu alıntıyla bitirmek istiyorum. "Dünya kararıyor." Her geçen gün daha da kötüleşen bu dünyada sevgiyle kalabilmek dileğiyle. İyi okumalar..
Doğu'nun Limanları
Doğu'nun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202132,4bin okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
Yaşama sevinci, teslimiyetçiliği değil talep etmeyi gerektirir. Peki insan, hayatına anlam verem şeyin nerede olduğunu bildiği halde onu elde etmek için adım atacak cesarete sahip değilse ne yapacağız? Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna romanının kahramanı Raif Efendi bu dramın tipik örneğidir. Eğitim için gittiği Berlin'de tesadüfe tanıştığı Maria Puder ile birlikte ilk ve son defa " birkaç ay yaşadığını" hisseden Raif Efendi, ömrünün kalan kısmını acı içinde geçirir. Sessiz dramı kendi nahif dünyasında yaşarken hayatın anlamı ve neşvesi olduğunu reddetmez. Fakat ona ulaşmak için bir çaba göstermeye cesareti yoktur. Kavga etmek yerine kabullenmey seçer. Talep etmek yerine verilenle yetinir. Bu yaptığı tevekkül değil, teslimiyetçiliktir. Belki Raif Efendi'ye içimizde kızdık. Ama hepimizin için Raif Efendi'den bir parça var. Belki mutluluğu talepkar olmamakta bulmuşuzdur. Hayat bize ne getirir bilmiyoruz ama şundan eminiz ki insan düşünen varlık hayatın manasını aklıyla kalbiyle bulabilir. Perdeleri kaldırarak hakikatin ışığını yaymasına izin verir. Homo sapiens, hikmetin ışığıyla aydınlanmış insan demektir. Tefekkür etmek yolda olmak demektir. Aramak, bulmak, bulunmayı istemek demektir. Şimdi susalım ve düşünmeye başlayalım. İbrahim Kalın'ı okurken sahilde yürüyüş yapıp kuşların sesiyle dinleniyormuş hissi uyanıyor. Yazarın bilgisine hayran kalmamak mümkün değil. Kitap 6 makaleden oluşuyor. Her satırda uzun uzun düşündürüyor. Eğer dinlenmek ve derin düşünmek isterseniz yolunuzun kesişmesini dilerim
Açık Ufuk
Açık Ufukİbrahim Kalın · İnsan Yayınları · 20211,659 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
416 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Peyami Safa Türk edebiyatının mihenk taşlarından biridir tartışmasız. Karakterleri oldukça iyi psikoanlaiz eden, sağlam temellere oturtan etkiliyeci vaow dedirtecek tahlilleriyle altını sıkça çizdiğiniz muazzam bir eser. Sadece erkek karakterlerin kusursuz, kadın karakterlerin ise sorunlu olarak işlemesi bir miktar rahatsız edici. Onun dışında başına oturup kalkamayacağınız, muhteşem kurguya, sağlam bir sona sığdırılmış psikoloji. Okumayan varsa ısrarlı öneridir. ... Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah'ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel. ... İnan manevilere ve mukaddeslere, inan! Onlar hakkında bu kadar küçük düşünmekten utan! Her sezilen derinliğin ifşa ettiklerini düşünmekten bile seni alıkoyan tabiatçı metotlarını fırlat ve bitlenmiş elbiseler gibi at.
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,7bin okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Michel Odent'a kadınların, doktorların ve ebelerin büyük bir teşekkürü olmalı. Yazar derinlemesine, gayet açık ve radikal stratejilerle aşk hormonunu, koruma ve sevme kapasitesinin önemini gözler önüne seriyor. Bazı kısır döngüleri nasıl kırarız bilmiyorum ama sezaryen harika bir kurtarma operasyonu. Sanayileşmiş tarım, sanayileşmiş doğum ve kaybolan gelecek..Birçok kadının pelvisinin yetersiz beslenme nedeniyle bozulup doğum yapan kadınlarda birçok tehlike oluşturmakta. Gözlendiğimizi biliyorsak, tutumumuzu düzeltmek eğilimindeyiz. Farklı hissederiz. Kadın doğumda kendini güvende hissetmeye ihtiyaç duyar. Bir anne figürüne ihtiyaç vardır bu aslında ebedir.çünkü annemiz, gözlenme veya yargılama hissetmeden kendimizi güvende hissettiğimiz bir kişi örneğidir. Doğum söz konusu olduğunda yaşam standartlarında eşitliğe sahip olan ülkeler arasında bir eşitsizlik söz konusudur. Ve bu kaçınılmaz olan sorunların yakın gelecekte gündeme geleceği anlamına gelmektedir.Ve son olarak "Doğumun iyileştirilmesi ile Dünya iyileşir."
Çiftçi Ve Doğum Uzmanı
Çiftçi Ve Doğum UzmanıMichel Odent · Zamanın Ruhu Yayıncılık ve Kitapçılık · 20147 okunma
Reklam
492 syf.
10/10 puan verdi
·
38 günde okudu
Kitabı anlatmaya nerden başlasam bilmiyorum. Tekrar tekrar okunabilecek nadide kitaplardan biri. Ebelere, kadınlara, anne olmak isteyenlere ve gebelere herkesin okuyup anlayabileceği tam bir kılavuzdur. Günümüzde kadınların, normal doğumun hala süregeldiği ve her kadının bebeğini dünyaya getirmesinin kendine özgü bir yolu olduğunu bilmeye ihtiyacı
Spiritüel Ebelik
Spiritüel EbelikIna May Gaskin · Akademisyen Kitabevi · 202114 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Sinirbilim üzerinde çalışmalar yapan ve hala çalışamaya devam eden Dr. Serkan Karaismailoğlu gayet akıcı ve anlaşılır şekilde kaleme almış kadın ve erkek beynini. Hatta kitabın sonunda hangi tip beyine sahip olduğunuzu da öğreniyorsunuz. Yarım kalan hikayeyi çok merak ediyorum açıkcası. Kitabı okuduktan sonra bakış açınızın muhakkak değişeceğinizi düşünüyorum. "Dinlemek ve anlamak." Kadınların her zaman erkeklerden daha detaycı olduğu gerçeğini hiçbir şey değiştiremez. Erkeklerin ise fıtrat gereği iki işi aynı anda yapmaya çalışırken bocaladıkları, bunun sonucu kadının kafasında kurduğu senaryo. Kısacası yazar bilimsel çalışmalarla yer yer tebessüm ettirerek olayları gayet güzel açıklamış. Ayrıca anatomi ve fizyoloji terimlerini yazar açıklıyor herkes rahatlıkla okuyabilir. :) "Bardağın yarısı boş mu, dolu mu önemli değil. Asıl mesele bardakta ne var sen bana onu söyle." Kızlar erkek beyin yoğun empati yapamaz. Bu biyolojik gerçeği kabul edelim. :)
Kadın Beyni - Erkek Beyni
Kadın Beyni - Erkek BeyniSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20198,9bin okunma
200 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Peyami Safa'yla bu eseriyle tanıştım. Nasıl bu kadar zaman okumamışım kendime kızıyorum. Kitap içerisinde kitap diyebilirim. Cümleler öyle güzel öyle akıcı ki hayran kaldım. Fakat konusunun ağırlığı sebebiyle olsa gerek yavaş okudum. Mualla ile başlayıp Vildan Hanım ve Muharrir Bey'in felsefi ve psikolojik tahlilleri üzerinden devam ediyor kitap. İnsan ruhunun değişkenliği ve tereddüdü kitap boyunca bizimle beraber. " inanmakla inkar arasında tereddüt; ferdi ve içtimai temayüller arasında tereddüt; bencillik kendi üstüne doğru saldırışından başka bir şey olmayan kendi kendini tahrip aşkıyla, yaratıcı hırslar ve sevdalar arasında tereddüt." " zekanın en sivri noktası şüphe ve tereddüttür." Ve ekliyor usta yazar; " Bu durmadan dönen çark, bu göz karartıcı hız, bu namütenahi yaratılış, oluş ve gidiş, tereddüdü ve tembelliği affetmiyor." Okurken tereddüt ve şüphe üzerine bolca düşünme fırsatım oldu. Ve altını çokça çizdiğim tekrar elimin gideceği bir kitap. Keyifli bir okumaydı benim açımdan yolunuzun en kısa zamanda kesişmesini umarım.:)
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,1bin okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"Çünkü herkes ömründe hiç değilse bir kez aşık olmalı." Jane Austin Victoria döneminin sosyal hayatını, erkeklerin egemen olduğu dönemdeki kadınların konumunu, evlilikler, sosyal statü ve karar verme yetisini konu alan gayet akıcı bir kitaptır. Kitabın baş kahramanı Emma evlilik çağına gelmiş kızlara koca bulmayı kendine görev addetmiş, güzel bir o kadar da kendini begenmiş bir karakterdir. Fakat çöpçatanlık her zaman olumlu sonuçlar doğurmaz ve sonucuna katlanmak zorunda kalır. Dönemin insan ilişkileri, akşam yemeklerinde yapılan hoş sohbetler, balolar çok güzel aktarılmış. Dönemin en hoşuma giden kısmı insanların içtenliği. Okurken içinizi ısıtıcak, nezaket dolu gerçek bir klasik.
Emma
EmmaJane Austen · Can Yayınları · 202010,2bin okunma
156 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Marcus Aurelius, ölümle yaşam arasında geçen üç bilemedin beş yıllık hayattan aldığı dersleri 12 bölümde oluşturarak derlemiş. "Kendi ruhunu yakından takip etmeyenlerin bedbaht olması kaçınılmazdır." düşüncesini benimser filozof. Ey insan, bu kentte yurttaşsın ne şöhretin sana kalıcak ne de dünya. Bu kadar bağlanmaya gerek var mı? Hepimizin misafir olduğunu, iyiliğin adaletin, akıl sahibi bir ruhun ve karşına çıkan zorluk ne olursa olsun onu tamamlamaya yetecek gücün sen de saklı olduğunu, insanın ancak kendi yağında kavrulacağını, her şeyin son bulup birgün herkesi unutacağını ve unutulacağı düşüncesini savunur. Hepimiz inzivaya çekilmek için bir yer arıyoruz oysa istediğimiz zaman yer gözetmeksizin inzivaya çekileceği, huzur bulabileceği tek yerdir insanın kendi ruhu. "Zarafetle ayrıl sahneden, zira seni sahneden alanda da var aynı zarafet." Güzel yaşamalı, dinlemeyi bilmeli, her zaman dik durmalı ve doğru olandan asla şaşmamalı insan. Çünkü akıl sahibi bir ruh: kendini görür, kendini inceler ve kendine dilediği gibi şekil verir. Neredeyse her sayfada altını çizdiğim yerler oldu. Kimi satırları tekrar tekrar çok büyük keyifle okudum. Keyiflli okumalar dilerim:)
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202315,2bin okunma
Reklam
246 syf.
9/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Modern zamanın en büyük sorunu kontrolsüz hız. O kadar hızlı yaşıyoruz ki daha doğrusu yaşadığımızı sanıyoruz. Durup bir an soluklanmaya ihtiyacımızın olduğu, kendimizle veyahut gönüle iyi gelen biriyle yarenlik etmeye, güvenmeye, anne- baba olmaya, evlat olmaya "yavaşlamaya" ihtiyacımız var. Tüm hayatımızı sığdırdığımız ekranlar bizi kendimizden alıkoyuyor. "O kadar hızlı gidiyoruz ki ruhlarımız arkada kalıyor." Bıraktığımız şey bizim hayatımız bir kere geçeceğimiz hayatımız. Yaşıyoruz düşünmeden, koşarak. İleri yaşlardan geçmişimize baktığımızda kocaman bir boşluk görüyoruz, yapmak uğruna olmayı feda ettiğimiz, sevdiklerimizi yeterince sevmediğimiz, içimizde ifade edilmeyi bekleyen sözcükleri dillendiremediğimiz, sadece bize ait olan bir hikayeyi söze dökemediğimiz için, varoluşsal bir suçluluk hissine mağlup oluyoruz. Modern zaman maddeden yana zengin zamandan yana yoksul. Soluklanmamız lazım yazarın dediği gibi "bu hayattan bir defa geçeceksin. Mucizeyi kaçırma. Dur ve seyret." Kitap su gibi aktı. Nasıl başladım nasıl bitirdim anlayamadım. Yazar şu an ki toplumumuza ve bize ayna tutuyor. Okurla adeta dertleşiyor. Ne demem gerekiyor okumanız için bilmiyorum ama muhakkak okumanızı isterim hatta okuyun ve okutturun. Kalpten kalbe bir yol var işte o yol bizi mutlu ediyor. O yolu diri tutmalıyız. Yavaşlamalıyız. Bize verilen nimetlerin tadını çıkarmalıyız. Mutluluğuda kederide.
Yavaşla
YavaşlaKemal Sayar · Kapı Yayınları · 20209,4bin okunma
191 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yürürken düşünmek, düşünürken yürümek. İşe, okula, eve veya geç kaldığımız randevulara yürüyoruz. Binlerce adım atıyoruz. Peki ya neden yürüdüğümüzü biliyor muyuz? Yürümenin hazzını alabilseydik eğer bir yerlere yetişmeye çalışmaz hayata karşı yürürdük. Doğanın bize sunduğu eşsiz manzara karşısında tefekküre dalmak, ağaç kabuğundan yerdeki otlara kadar tüm melekelerimize hitap eden amaçsız sakin yürüyüşler. Her zaman bir şeyler yapıyoruz. Birikim yapıyoruz, kariyer peşinde koşuyoruz, iş yetiştiryoruz üstüne üstelik tüm bunları yaparken endişe edip kaygılanıyoruz. Bunu yap, şunu yap, onu görmeye git, modalar, toplumsal baskılar... Bitmeyen karanlık bir tünel. Ve buna yaşamak diyoruz. Bizi çevreleyen manzara tatlar, renkler; kokularla dolu bir kasedir, beden de onun içinde demlenir. Ve hakiki yaşam büyük bir yolculuktur. Kitapta ünlü filozoflar yürüyüşün felsefi boyutunu; etkiliyeci yaşam öyküleriyle inceliyor. Her satırında durup düşünüyorsunuz. Hatta müthiş yürüme arzusu uyandırıyor. Yürürken çalışmak, düşünmek ve doğanın tadına varmak. Zamanı öldürmek için değil tadına vararak yürümek. En az benim kadar severek okuyacağınızı, okurken sorgulayacağınızı düşünüyorum.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
896 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Benim için uzun soluklu okuma oldu bazı yerlerde sıkılmadığımı söylemeden geçmeyeceğim fakat bu kitabı beğenmediğim anlamına gelmiyor. Diana Gabaldon sayfalarda tüm sahneleri canladırmış diyebilirim. Kehribardaki Yusufçuk, gelecekten başladı ve sonra aşk, tutku, tarih, entrika, politika, savaş ve ayrılık her duyguyu tam anlamıyla yaşıyorsunuz. Özellikle son bölümler muhtesemdi. Diziyi izleyip ne olacağını biliyor olmama rağmen gözlerim dolu dolu okudum. Hayat bizim seçimlerimize bağlı ve bize sunulanlara ne derece inandığımızla alakalıdır. " Kutsal olanlar görmeyen ama inananlardır." Son olarak Jamie'nin sözüyle bitirmek istiyorum. "Seni bulacağım, diye kulağıma fısıldadı. Söz veriyorum. Eğer Araf'ta iki yüz yıl dayanırsan, sensiz iki yüz yıl... işte o zaman o benim cezam olur, suçlarımdan dolayı kazandığım cezam. Tanrı'nın karşısına çıktığım zaman tek bir şey söyleyeceğim." " Yüce Tanrım, bana eşsiz bir kadın verdin ve Tanrım ben onu çok sevdim." Tarih ve zamanı aşan güçlü bir aşk..
Kehribardaki Yusufçuk
Kehribardaki YusufçukDiana Gabaldon · Epsilon Yayınları · 2010448 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Stefan Zweig, Matmazel Rosset'in mektubu üzerine Sebastion Castellio'yu ve ideolojisini gün yüzüne çıkarır. 1500 lü yılların Cenevresinde Fransız reformcu Jean Calvin görev başına gelir. Ve artık Cenevre' de onun onayı olmaksızın hiçbir dini olay gerçekleşmez. Calvin din alanında kendi ideolojik nesnelliğini getirir. Şehrin düzen ve disiplin adı
Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castello Calvin'e
Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castello Calvin'eStefan Zweig · Can Yayınları · 20201,799 okunma
424 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
"Gerçekten sevdiğim pek az insan var; hele saygı duyduğum daha da az insan var. Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor." 1800 lerin İngilteresinde yaşayan Bennet ailesinin beş kızı vardır. Mr. Bennet
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202375,9bin okunma
180 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Güzel bir kitabının sonuna daha geldim. Gayet beğenerek okuduğum, sıkılmadan sohbet dinliyormuş gibi satırlardan nasibimi aldım. Kitabı cinsiyet farketmeksizin, evli veya bekar herkesin okumasını tavsiye ederim. Kitabın dilinde sohbet dili hakimdir. Evlilik nedir? Evlilik kader midir? Hangi şartlarda nasıl olmalıdır? gibi pek çok sorunun cevabınu bulduğunuz ayrıca modern zamanda evlilik anlayışı ve Efendimizin(sav) hayatından, sahabenin hayatından örneklerle kaleme alınmış ahlak kitabıdır. Altını çizdiğim bir kaç satırı aktarmak isterim: " Yaşadığımız zeminde 7 milyar insan yaşıyor. Ne biz dünyanın merkezindeyiz ne de dünya bizden müteşekkil. İnsanlık tarihinin filmi devam ediyor. O filmin nereye varacağını bilmiyoruz." Bundan sebeptir ki kendi yaşayışımıza şekil vermek gerekir. Allahın rızasını göz ederek yaşamayı bize nasip etsin. Son olarak kadere değiniyor kitap, nar tanelerini bile tek tek yerleştiren Kudret bizi hiç unutur mu? "Sakın kader deme! Kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş! Göklerden gelen bir karar vardır." Kaderi böyle anlatıyor Sezai Karakoç. Bu kitapla yolunuzun kesişmesini umuyorum. Ben bu güzel meyveden nasibimi aldım siz neden almayasınız. Keyifli okumalar.
Evlilik Ahlakı
Evlilik AhlakıMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20194,288 okunma
Reklam
838 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu seriden kopamıyorum. Diziyi izledikten sonra okumaya başladım. Çoğu kişinin aksine olay akışını, ne olacağını bilmeme rağmen keyifle okudum. Bana sorarsanız diziden sonra kitabı okumak daha güzel olur çünkü Jamie'nin "sassenach" ve "mo duinne" deyişinizi duymanız ve o tarihi atmosferi kafanızda canladırmanız daha güzel olabilir. Kitaba gelicek olursak okurken asla sıkılmadım. Betimlemeler olsun, tarihi, fantastik yönü olsun çok güzeldi. Claire'nın bilmediği güçler tarafından 200 yıl öncesine gidip orada bir seçim yapmak zorunda kalır. • İnsanoğlunun hiçbir zaman iki sahibi olamaz, ne kadının ne erkeğin. Jamie'nin Randall ile imtihanı. İskoçya'nın doğa güzelliği. Fantastik seri okumayı seviyorsunuz veya dönem dizisi izlemek bana göre diyorsanız muhakkak bir şans verilmeli. Keyifli okumalar.
Yabancı
YabancıDiana Gabaldon · Epsilon Yayınları · 20171,014 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Kitap üç farklı cinayeti konu alan öykülerden oluşuyor. İlk öykü Aşkımız Eski Bir Roman 'da yazar; edebiyat takıntısı olan adamın roman karakterlerine karşı cinsel isteğinin uyanmasını konu alıyor. Bu romandaki Edip karakterinin hayatındaki kişileri bile roman karakterlerine benzetiyor olması dikkat çekiciydi. İkinci öykü Overlokçu Kız' da töre cinayetini, yoksulluktan kurtulmak isteyen kişinin saptığı yolu ve sonu kaçınılmaz ölümü konu alıyor. Son öykü ise kansere çözüm bulduğu düşünülen doktorun aşk hayatı ve sonrası yaşananlar. •Aşk öldürmez, eğitimsiz, bencil, ruhsal olarak gelişmemiş insan öldürür. Sorun aşkta değil, sorun nasıl seveceğini bilemeyen insanda. Bu vahşeti daha çok erkekler gerçekleştirdiği için, sorun nasıl seveceğini bilemeyen erkeklerde. Bence kitap, Bab-ı esrar ve Kırlangıç Çığlığının biraz gerisinde kalmış .Olaylar çok kısa ele alınmış belki okuru sıkmamak adına olabilir. Fakat kısa olmasına rağmen ben keyif aldım. Ayrıca Başkomser Nevzatın ve ekibinin cinayetleri çözmesini ve olay akışını okumayı seviyorum. İyi okumalar.
Aşkımız Eski Bir Roman
Aşkımız Eski Bir RomanAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201924,7bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kalbimi paramparça eden, gözlerim dolu dolu okuduğum gizli kalmış gerçekleri açığa çıkaran bir kitap. Hüseyin'in aldığı haberle değişen hayatı. Savaş, zulüm, çaresizlik ve yanıbaşımızda yaşanan dram hikayesi.. • Bazı acıları ölüm bile unutturamıyor, bazı davranışları ölümden sonra bile bağışlanmıyor. Coğrafya kaderdir derler ya gerçekten öyle. Suriye'de iç savaş olmasaydı, dünya bu kadar önyargılı olmasaydı kadınların, çocukların başına bunlar gelmeyecekti. Hayattayken öldürülen insanlar. Ve insan kılığındaki canavarlar... İnsanlık diye yücelttiğimiz şey aslında ne aşağılık bir varlıkmış. Güçlünün güçsüze zulmettiği bitmeyen savaş. Neyin savaşı? Masumların hayatının alt üst olduğu yerde zafer olur mu? Nerede vicdan? Ne zaman son bulur? Bilmiyoruz. Acı olan da bildiklerimizden çok daha fazlasının olması. Livaneli yine eşsiz anlatımıyla yüreğimizi dağlıyor. Muhakkak okunması gerekiyor. Tüm dünyanın bu vahşete nasıl seyirci kaldığını görmek için, gerçeklerle yüzleşmek için. Edebiyatla kalın
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,6bin okunma
688 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Dostoyevski betimlemleriyle ve zekice sorduğu sorularla" Suç ve Ceza" da kendine yine hayran bırakıyor. İnsan çelişkilerle dolu bir varlıktır. İyilikte kötülükte insanın içindedir kimse salt kötü değildir. Her suç bir ceza mı gerektirir? Cinayeti iyilik için mi yaptı ve artık bu iyilik midir? İnsan sonucu ne olursa olsun bir suç işlemişse vicdanı onu asla bırakmaz. •Vicdanen kan dökme bu .. bu bence resmi, yasal kan dökmeden çok daha korkunç. Raskolnikov ne yaparsa yapsın suçluluk duygusu hep onunladır. •Elbette ceza gerektiren bir suç işlendi; elbette yasa çiğnendi ve kan döküldü ama bilmiyorlardı kimi nasıl yargılayacaklarını, neyi kötülük neyi iyilik sayacaklarını. Kimi suçlayacaklarını kimi aklayacaklarını bilmiyorlardı. İnsanlar birbirlerini anlamsız bir şekilde öldürüyorlardı. Ve Sonya, Raskolnikov'un karşısına çıkmasa verdiği kararlar değişir miydi? Bana sorarsanız değişirdi kendini vicdan azabıyla öldürebilirdi. Ama o aşkla hayata tutunmayı seçti. Kendinin yargıcı kendi oldu. Dostoyevski insana kendini sorgulattırıyor. Sonunu merakla okuduğum, altını çokça çizdiğim ve sayfalar içinde Raskolnikovla yürüyormuşsunuz hissi veren kesinlikle okunması gereken bir başyapıttır.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2015159,7bin okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Friedrich Nietzsche ile ilk tanışıklığım Irvın D. Yalom'un kaleme aldığı "Nietzsche Ağladığında" kitabıdır. Daha sonra Halime Güney'in akıcı ve anlaşılır bir dille yazmış olduğu "Nietzsche ve Hristiyanlık" kitabıyla karşılaşıp Nietzsche'nin bilinenin aksine eserlerinde çoğu zaman din olgusunu değil Hristiyanlığı eleştirdiğini görmekteyiz. Hristiyanlığın; insanın doğuştan sahip olduğu inanma eğilimini karşılayacak ve tatmin edecek nitelikte olmadığını ele almıştır. Ayrıca ateizmin yaygınlaşması durumunu insanlığın başına gelen büyük felaketlerden biri olarak nitelendirmiştir. Yazar, Nietzsche hakkında yanlış bilinenleri gün yüzüne çıkarmış ve eserini nadide bir uslüpla kaleme almıştır. Okurken asla sıkmayan aksine merakla okumak isteyeceğiniz bir kitap. Felsefeye çok yatkınlığım olmamasına rağmen tek soluktu okudum.
Nietzsche ve Hıristiyanlık
Nietzsche ve HıristiyanlıkHalime Güney · İlke Yayıncılık · 202011 okunma