Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Emel
Emel
@emelyildiz
Muğla
Muğla, 11 Mayıs 1999
683 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Karmaşık Duygular
İş Bankası ve Kültür Yayınlarından okumayı tercih ettiğim ve yedi farklı hikayeden oluşturularak basılan Karmaşık Duygular; Ormanın Üzerindeki Yıldız, Erika Ewlad' ın aşkı, Unutulmuş Düşler, Alacakaranlık Hikayesi, Zıt İkizler, Bir Yüreğin Çöküşü ve Karmaşık Duygular isimli hikayelerden oluşturulmuş. Hikayelerin hepsini çok
|Küçük Şeyler
"Oysa o eşitlik sever gülümseme kendisine değil, bütün dünyaya, bütün her şeye aitmiş."
Küçük Şeyler, Samipaşazade Sezai'nin, bir hikayeyi mükemmel yapan unsurun, hikayenin anlatım biçimi olduğunu vurgulamak için kaleme aldığı, sekiz kısa hikaye ve bir mukaddimeden oluşan eseridir. Samipaşazede Sezai, "Dünyada bir zerre yoktur ki güzel yazılmak suretiyle önemli bir konu olarak kabul edilmesin." düsturu üzerine bir önsöz kalem almıştır ve şöyle der önsözünde: "Güneş sisteminin özelliklerini anlatmakla, mikroskobik bir böceğin kalbini incelemek edebiyatça denktir." Ona göre hikâyenin gücü ayrıntıda gizlidir ve güzel yazıldığı sürece basit konular bile önem kazanır.
Türk edebiyatında, ilk modern hikaye örneği olarak kabul edilen "Küçük Şeyler", kendinden sonraki Halit Ziya Uşaklıgil gibi birçok yazara da yol gösterici olmuş ve farklı bir tarzı Türk edebiyatına dahil etmiştir. Bu sebeple Türk edebiyatında aklımıza ilk gelen eserlerden biridir.
Sıradan insanların başına gelen sıradan olaylara odaklanan Küçük Şeyler' de, "Bu Büyük Adam Kimdir?", "Hiç", "Kediler", "İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır", "Düğün", Bir Kitabe-i Seng-i Mezar", "Bir Mezartaşı Yazıtı", "Arlezyalı", "Pandomima" isimli bölümlerde en sevdiğim hikaye "Düğün" oldu.
|Lyon' da Düğün
Fransız devrimi esnasında Lyon kentinde vuku bulan bir öyküyü anlatır Lyon' da Düğün.
Şehir, devrime karşı duruşu yüzünden, meclis kararınca tamamen yerle bir edilecektir. İnfazların başladığı günlerde mahzene bir grup hükümlü getirilir. Burada karşılaşan, birbirinden habersiz nişanlı çiftin birbirine olan aşklı bir anda mahzendeki hüzünlü havayı değiştirir. Hükümlüler öleceklerini bilirler ama mahzende alevlenen bu hüzünlü aşkın ateşi, içinde bulundukları şartlara bakışlarını değiştirir ve hayatlarının son gecesinde ölüme yaklaşan bu insanlara umut verir.
Klasik Zweig tarzında bolca psikolojik analizlerin yer aldığı bir kitap, içerisinde Wondrak ve İki Yalnız İnsan olarak iki hikayeye daha yer verilmiş. Anlatım yalın olduğu için hızlı okunabilir türden.
Zweig yine kısacık hikayelerine upuzun sayfalar sığdırmış.
"Hayat mucizeleri sevse de, gerçek mucizeler konusunda cimri davranır."
Okur Takip Önerileri
Öteki
Öteki
•Kitap Hakkında Genel Bilgiler
Öteki, diğer adıyla "İkiz", Fyodor Mihayloviç Dostoyevski' nin yirmi dört yaşında, ilk romanı olan İnsancıklar' dan sonra yayımladığı novellasıdır.
İnsancıklar'ın, yayımlandığı dönemde büyük övgüler alan önemli bir yapıt olması, Ötekiler'in beklentilerin gerisinde kalan tartışmalı
|Kreutzer Sonat
Kitap incelememe kitabın ismini aldığı Kreutzer Sonat’ın gerçek hikayesiyle başlamak istiyorum. Kreutzer Sonat Beethoven’ ın önce George Bridgetower’ a adadığı, ancak aralarında bir kadın yüzünden tartışma çıkması sonucunda, kararından vazgeçerek ünlü Fransız Kemancısı Rodolphe Kreutzer’ a adadığı anlatılan sonatıdır. Kreutzer ise bu sonatı hiç
|Çanlar Kimin İçin Çalıyor
Ernest Hemingway’ in İspanya İç Savaşı esnasında muhabirlik yaparken tanık olduğu olaylardan esinlenerek yazmış olduğu kitabı “Çanlar Kimin İçin Çalıyor”, savaş esnasında bir köprüyü havaya uçurmakla görevlendirilmiş Robert Jordan’ ın gerillalardan oluşan bir grup ile iş birliği üzerine temellenir. Kitapta görevi vasıtasıyla gittiği bölgede genç
Delilik ve Dahilik
|Kara Keşiş
Anton Çehov’ un kırk üç sayfadan oluşan kitabı “Kara Keşiş”; son yazdığı öykü olmakla beraber benim de, Anton Çehov’ un en sevdiğim öyküsü oldu ve sayfa sayısına oranla oldukça etkileyici buldum.
Kitap; Son zamanlarda fiziksel semptomlarla hastalık belirtileri göstermeye başlayan bir felsefe doktoru olan Kovrin’in hayal ile gerçeklik
|Kumarbaz
Tutkuları yaşamı boyunca onu sefalete sürükleyecek de olsa, onları bırakamayan bir adamın hikayesini anlatıyor “Kumarbaz”.
Ana karakterimiz Aleksey yaşamı boyunca kazanacağını bildiği bir kumar oyununun geleceği doğru anı beklemiş fakat kazandığında, kazanmanın ona yetmeyeceğini, onun için kazanmaktan çok kazanmayı beklemenin önemli olduğunu anlamıştır.
Zamanla kumar oynamak onun tutkusu başka bir deyişle de Aleksey kumarın tutsağı olmuştur.
Kazandıklarını hiç uğruna telef ettiğinde, eline geçen her fırsatı geri teptiğinde anlamış olsa da bu tutsaklıktan yine de vazgeçemeyecektir.
İlk kumarını oynamak için doğru zamanı beklemiş, imkansız aşk beslediği kadının ihtiyaç duyduğu bir zamanda kazanmış olsa da yapacağı yanlış seçim sevdiği kadını ve elindekilere sonsuza dek kaybettirecektir Aleksey’ e.
Bu kitapta ana karakterden daha fazla dikkatimi çeken kişi sevdiği kadın Polina oldu. Polina, Aleksey’ e olan sevgisini öfkesi ve küçümsemesinin ardına gizlemiş. İçten içe değişeceği anı beklemişti fakat o değişemezdi çünkü zayıflıklarının bağımlısıydı.
Dostoyevski her zaman olduğu gibi çok güzel bir eser çıkarmış ortaya. Kaleminin gücüne gıpta etmemek elde değil çünkü sadece 25 günde yazılmış bir roman bu.
Monologlardan oluşan romanda insanların diğer karakterleri tasavvur etmelerini oldukça ilginç buldum, kişileri dış görünüşlerinden ziyâde, ruhsal dünyalarını tasvir ederek karakterize ediyorlar çağımızın aksine.
Tavsiye ediyor ve okumayı düşünenlere şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
|SİMYACI
Simyacı, eski şarkı sözü yazarı Paulo Coelho'nun, 1988 yılında Portekizce olarak kaleme aldığı üçüncü romanıdır.
Kitabın konusu “Santiago” isimli ana karakterin kişisel menkıbesini bulmak amacıyla yaptığı yolculuk süreci üzerine kurulmuş.
Kitap bir masal ve felsefe kitabının harmanlanması niteliğinde, dili sade ve akıcı bu yüzden kısa sürede bitirilebilecek türden.
Bugün tüm dünyada eleştirmenlerce fenomen olarak kabul edilen roman birçok farklı dile çevrilmiş ve satış rekorları kıran ünlü bir roman haline gelmiş. Peki neden?
Çünkü Herkesin hayatında kendini tanımaya başladığı bir dönem vardır ve bu kitap karşınıza hayatınızın bu döneminde çıktıysa şanslısınız, iyi bir rehber edindiniz. Benim de hayatımın farklı dönemlerinde üç defa okuma fırsatı bulduğum bu kitap kendimi keşfetme sürecimde bana yardımcı oldu.
•”Kişisel menkıbe” ne demek?
Hep peşinden gittiğiniz, yaşamınızın amacı, sizi siz yapanların toplamı. Bu herkes için farklı olabilir bana göre yaşamının amacı huzuru yitirmediğim bir hayat sürmekken başkaları için güzel bir ev, iyi bir kariyer ya da Santiago gibi, bir hazine keşfetmek olabilir.
Herkesin “kişisel menkıbesini” keşfedebilmesi dileğiyle...
•“Tanrı, herkesin izlemesi gereken yolu yeryüzüne yazmıştır. Senin yapman gereken, senin için yazdıklarını okumak yalnızca.”
|BAMSI
Oğuzların bilinen en eski destansı hikayelerinin yaratıcısı, kimine göre “Yol Gösterici Ata”, kimine göre “İshak Peygamberin Soyundan Geldiğine İnanılan Kutlu Şahıs”: Dede Korkut.
Gerçekte hangisi olduğunu bilemediğim Dede Korkut birçoğumuz için edebiyatımızın yapı taşlarından bir tanesi.
Bu durumu Fuat Köprülü şöyle özetlemiş: “Bütün Türk
|Kayıp Gül
Sizi başarıya götüren nedir?
Bu soruya bir çoğunuz farklı cevaplar verebilirsiniz.
Kimizine göre başarı çok çalışmak, kiminize göre hırslı olmak, kiminize göre ise sadece şanslı olmaktır.
Ama bana sorsaydınız inanmak derdim. Başarı inanmaktır.
İnanmadığınız her şey, tüm çabalarınıza rağmen yalnızca “ulaşılamaz bir hâyâl” olarak yer alır
Bugün annem öldü, belki de dün bilmiyorum.
| Çağımızın farkına varamadığımız büyük problemlerinden biri de “herkesi aynı normda insanlara dönüştürmek, dönüşmeyenleri de kendimizce anormal olarak nitelendirdiğimiz tarafa itmek” değil midir?
Çağımız normları insanı “Yanlış İnsanlar ve Doğru İnsanlar” sınıflandırır.
Hangi tarafta olacağımıza elbette biz karar verebiliriz.
Vicdan, sağduyu,
Ikigai
Héctor García ve Francesc Miralles i Contijoch isimli yazarlar tarafından 208 sayfa olarak kaleme alınan, “IKİGAİ” son zamanlarda uluslararası çok satanlarda çok sık duyduğumuz bir kitap haline geldi.
Peki neden?
Modern dünyada karşımıza çıkan zorluklarla mücadele etmeye çalışırken kendimize bir rehber arayışındayız ve bu kitap mutlu ve sağlıklı bir yaşam için bize iyi bir rehber niteliğinde.
Kitap Japonların uzun yaşam sırları hakkında ipuçları veriyor.
Dünya ortalama yaşam süresinin üzerinde bir ömre sahip olan Japonların ikigaisi yaşlanırken genç kalma sanatı olarak adlandırılmış. Japonlar ise uzun yaşamanın sırrını hep meşgul kalarak mutlu olmak olarak adlandırmakta.
Kelime kökenine bakacak olduğumuzda “İki”=hayat, “Gai”=Gaye anlamına geliyor. Bu demek oluyor ki kitabın konusuna kaynaklık eden bu kelime “hayat amacı edinme” anlamına gelmekte.
Peki gerçekte hayatımızın gerçek anlamı ne? İyi bir kariyer mi?, mutlu bir aile mi?, uzun bir yaşam mı?
Bu soru kişisel isteklerimiz doğrultusunda her bireyde farklı şekilleniyor.
Mesela benim “ikigaim” yaşamımı etik değerlerimin dışına çıkmadan tamamlayabilmek. Umarım herkes yaşamını kendi ikigaisine uygun tamamlayabilir.
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun anıları, yazarın okuma listemde yer alan diğer kitaplarından önce tanıştığım ilk kitabı.
Kitabı bitirdikten sonra bu kitapla daha önce tanışmadığım için üzüldüm ve yazarın diğer kitaplarını okuyabilmek için de şimdiden sabırsızlanıyorum.
Bulgakov, ülkemizde yeni üne kavuşmaya başlayan yazarlardan birisi, bu kitabını okuduktan
Yolların Sonu
Hüseyin Nihal Türk edebiyatında eserlerine ve kişiliğine karşı önyargıya ve birçok yanlış yargıya maruz kalan yazarlarımızda başı çeken isimlerdendir, bu yüzden kitaplarının gereken üne ve değere kavuşamadığını düşünüyorum. Fakat fikrimce okuyucuların ideolojik görüşlerini bir kenara koyarak bu yazarın kitaplarından birini okumaya başlaması
De Ki İşte
De ki İşte, Oruç Aruoba tarafından üç bölüm halinde yazılmış felsefik tarzda şiirlerinden oluşan 157 sayfalık eseridir.
Kitap, M.C Escher’ in “Ölüdoğa ve Sokak” adlı çizimi ile bizi karşılar daha sonra Ergin Günçe’ ye ait “Bir Dostu Ölü Götürmek” şiiriyle devam eder.
Şiiri geçtikten sonra bizi bir kaç sayfadan oluşan anlamarayış metni ve diğer 3
Kızılelma
Bir çok eseriyle hemen hemen hepimizin hayatına bir noktada dahil olmuş, “Türkçülük” akımının en büyük temsilcilerinden biri olan Ziya Gökalp Milliyetçiliğinin babası olarak neşredilir. Meşrutiyet döneminde Türk düşünce ve siyaset hayatını kuvvetle etkilemiş, Milli Edebiyat akımı içinde verdiği eserlerle Türk edebiyatının biçim ve dil yönünden
Lübnan asıllı Amerikalı yazar Halil Cibran’ın yazdığı elli altı sayfadan oluşan eseri “Ermiş“, Aşka Dair, Evliliğe Dair, Giyime Dair... gibi alt başlıkların altında toplanan kısa özdeyişlerden oluşuyor.
Yazar hayata dair birikimlerini bu kitapta toplamış ve ortaya güzel bir eser çıkmış.
Her cümlesinde hayata dair bilgece dersler veren eser, tam bir “başucu kitabı” niteliğinde.
Anlatım yalın ve içten bu yüzden yazarla bizzat sohbet ediyormuşsunuz izlenimi uyandırıyor ve bu kitabı daha samimi hale getiriyor.
Her anlamda edebi ve felsefik diyebileceğimiz bu eserin çevirmeni Ayşe Berktay, eser çevirisinde dili ustaca kullanmasından ötürü ayrıca övgüyü hakediyor.
Kısaca bahsedecek olursak, kitap El Mustafa’nın vatanına geri dönmek için bir süredir yaşadığı topraklardan ayrılmadan önce onu götürecek olan gemiyi beklerken insanlara son defa seslenişini ele alıyor.
İncelememe El Mustafa’ nın vedasıyla son veriyorum:
“Kısaydı aranızdaki günlerim, söylediğim sözler daha da kısaydı. Fakat sesim kulaklarınızda zayıflayacak, engin belleğinizde kaybolacak olursa, o zaman geri geleceğim.”
Feminist hareketin öncüsü Virginia Woolf hemen hemen tüm dünyaya hakim olan ataerkil toplum yapısının görüldüğü bir ülke olan İngiltere’ de dünyaya geldi.
Ve eline kağıt kalem alabildiği ilk günden bu yana cinsiyetçiliği bitirebilmek için savaşlar verdi.
Kadınların çocuk doğurmak ve ev işlerine bakmak gibi görevlerinin dışında bir erkeğin sahip
Çok satılan kitaplarda adını sıkça duymaya alışık olduğumuz, Amerika’ da okunması zorunlu ve Türkiye’ de MEB onaylı yüz temel eser kategorisinde yer alan, yazılmasının üzerinden oldukça uzun zaman geçmesine rağmen güncelliğini hiç yitirmeyen bir kitap: Fareler ve insanlar.
John Steinbeck novella olarak kaleme aldığı bu eserinde zıt karakterlerde iki arkadaşın hayatından kısa bir kesiti duru bir anlatım ve akıcı bir üslupla bizlere sunuyor.
“Akıllı ve akıllı olmayan”, “Güçlü ve güçlü olmayan” iki arkadaş.
...
Kendi yaşamını idame ettirebilecek durumda olmayan Lennie her bakımdan George’ a bağımlı durumdadır. Bunun farkında olan George, Lennie’ nin tüm sorumluluğunu üzerine almak zorunda kalmış ve zaman zaman bu onu zor durumlarla da karşı karşıya bırakmıştır.
...
Bir gün tüylü ve yumuşak olan herşeyden hoşlanan Lennie’ nin bu zaafı yüzünden geri dönülemez bir hata yapması her şeyi değiştirmiş ve bundan sonra bu arkadaşlık kendi istemedikleri şekilde bitmeye mahkum olmuştur.
...
Tüm bu olanlardan geriye sadece gerçekleştirilemeyen hayaller, yarım kalmış planlar ve yalnızlığa mahkum George kalmıştır.
...
Ne demiş şiirinde Robert Burns: “En iyi planları farelerin ve insanların... Hep ters gider.”
Yılanı Öldürseler...
Yaşar Kemal’ in 70’ li yıllarda yazdığı bu romanı okuduktan sonra içimde Yaşar Kemal’ i daha fazla tanımaya dair büyük bir istek duydum. Yaşar Kemal savaşın zorlu yüzünü görmek zorunda kalan çocuklardan biri. Savaş yüzünden çok acılar çekmiş, çok hüzne şahit olmuş. Yaşadığı topraklardan göç etmek zorunda kalmış. Kazara gözünü
Doktor Ox’un Deneyi
Tüm coğrafyacılara karşın yüzlerce yıldır inatla yaşayan, haritada bile bulamayacağınız bir şehir: “Quiquendone”.
Peki neden canlı kanlı var olmasına karşın görmezden gelinmekte ?
Öncelikle bu sorumuzu cevaplayalım.
Quiquendone dışarıdan bakıldığında içinde bir canlının bile yaşayabileceğine inanılamayan durağanlıkta. Öyle ki yüzyıllar geçmesine rağmen şehirde tek değişen şey takvim yaprakları olmuş. Şehir halkı(Flamanlar) tekdüze yaşamlarına o denli alışmışlar ki en çoşkulu olmaları gereken zamanlarda bile ruh hallerinde ufak bir kıpırdama görülemez olmuş.
Bir yanda olacaklardan habersiz Quiquendone şehri, bir yandan ise halinden hoşnut bu şehri, kobay olarak büyük deneyine alet edecek Doktor Ox.
Peki Doktor Ox’ un planı ne ?
Doktor Ox tüm şehre “okshidrik” gazı sayesinde büyük bir ışık kaynağı sağlama vaadi ile gizli deneyini yürütme peşinde.
Ya gerçek amacı ?
Bu soruda da merakımızı son sayfada yer alan şu alıntıyla karşılıyoruz:
“...erdem, cesaret, yetenek, zekâ, hayal gücü gibi bütün nitelik ya da özellikler yalnızca bir oksijen sorununa bağlı olabilir mi ?”
Okurken keyif aldığım eserlerdendi. İyi okumalar.
#Yürümeninfelsefesi
Can Yayınları Kısa Klasikler Serisinin Yedinci Kitabı “Yürümek”, 19. Yüzyıl Amerika’sının ilk çevreci aktivistlerinden Henry David Thoreau’ nun “Gezintiler” adlı yapıtından seçilen deneme yazıları ile oluşturulmuş, seksen yedi sayfalık derleme eseridir.
Kitap, konusunu yazar ile çıkacağınız hayali bir yürüme eylemi üzerinden alıyor, kitabın başlangıcında yazar bu yolculuğa çıkmak için belirli şartlar öne sürüyor ve böylece sohbet havasında ilerleyen kitaba başlamış bulunuyorsunuz, kimi zaman dış çevre ile ilgili engin aktarımlarını ele alan yazar kimi zaman çeşitli alıntılardan faydalanarak eserini tamamlamış.
Hem düşsel ögelerin hem de gerçeklerin anlatıldığı bu kitapta bir bakmış kendinizi bir dağ yamacında, bir bakmış kuytu bir vadinin insan ayağı değmeyen yerlerinde bulmuşsunuz.
“Günah, Izdırap, Umut ve Doğru Yol Üzerine”
“Çok güçlü bir ışıkla dünya çözülebilir. Zayıf gözler, karşısında katılaşır. Daha zayıf olanlar, karşısında yumruğa dönüşür. Daha da zayıflar, karşısında utangaçlaşır ve kendine bakma cesareti gösterenleri ezer geçer.”
Böyle diyor Kafka. Fakat anlayabildiklerimi ne kadar doğru anlayabildiğimden ve ne kadar doğru aktarabileceğimden hiç emin olamadığım yazardır kendisi. 40 yıllık hayatı keder, öfke ve acı içinde geçtiğinden midir bilmiyorum yazılarını okurken her cümlesi derin bir keder hisettirir bana.
Bu kitap Kafka’ dan okuduğum beşinci kitaptı.
Kitap el yazmalarından oluşan defterinden derlenerek hazırlanmış.
Bu basımın “Kafka Güneşi” başlığıyla önsözünü yazan Ferid Edgü şöyle diyor: “Kafka’nın tüm kitaplarında özellikle günlüklerinde ve mektuplarında yazılmış, çeşitli konularda, ayıklanacak olsa, başlı başına büyük bir kitap oluşturacak kadar aforizma vardır.”
Kitap ise sadece bir kısmını içeriyor.
Kafka’nın yazdığı herhangi bir kitap hakkında detaylı bir inceleme yapabilecek kadar Kafka’nın ruh dünyasını anlayabilmiş olmadığımı düşündüğümden kitap hakkında okuyuculara verebileceğim tek tavsiye, kitabı sakin bir ruh haliyle ve uzun bir zaman diliminde, sindirerek okumaları olacak.
Kutlu Kağanlık Kitap İncelemesi(Spoiler İçermez)
Kutlu Kağanlık, yazarın “Demirdağın Kurtları” kitabından sonra yayımladığı ikinci kitabı. İlk kitabında olduğu gibi bu kitabında da oldukça akıcı bir anlatım söz konusu.
Kitap Göktürk Devleti’nin, Kutluk Devleti(2.Göktürk) olarak yeniden kurulması sürecini ve bu süreçten sonra meydana gelen zorlu olayları ve Türklerin yeniden tarih sahnesine çıkarak tek bir çatı altında toplanmasını ele alıyor.
Kitap son sayfaya dek heyecan ve merak duygusu uyandırıyor. Bu yüzden kitap kalınlığı sorun haline gelmiyor.
Anlatım dinamik, olay örgüsü canlı ve geniş tutulmuş.
Naçizane fikrim, yazarın yirmili yaşlarının başında, henüz çok fazla tecrübeli değilken böyle kitaplar yazması ileride oldukça başarılı işlere imza atan iyi bir yazar olacağını bizlere gösteriyor.
Bir çok yorumcuya göre yazarın tarzı Hüseyin Nihal’ e benzetilse de ben bu benzerliğin bir kopyalamadan ziyade esinlenme olduğunu, bu esinlenmenin de, yazarın yazıyı sunuş tarzından çok konu seçiminden kaynaklandığını düşünmekteyim. Çünkü edebiyatımızda İslamiyet öncesini işleyen nitelikli eserler yok denecek kadar az. Atsız’ da bu konuda başı çeken isimlerden.
Kitabın içerik olarak oldukça aydınlatıcı olduğunu söyleyebilirim. İlk kitaptaki Ergenokon destanından sonra Göktürklerin yeniden kuruluş mücadelesini ele alan ikinci kitabında da zihnimizde ışık arayan bazı konuları, mantık çerçevesinde ele alarak aydınlatarak etkileyici üslubu ve derin tarih bilgisiyle ortaya iyi bir iş çıkarmış.
En başarılı klasik eserlerden biri olarak görülen “Ölü Canlar”, Ukrayna asıllı Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol'un üç cilt halinde yazmayı tasarladığı, bitirilememiş kitabıdır. Konusu, Puşkin’ in de önerisiyle Dante’nin İlahi Komedya’ sı örnek alınarak oluşturulmuştur.
Bunlar kitap hakkındaki genel bilgiler.
Kitap hakkındaki yorumlarıma
