Emre Samur
@emresamur
Seni hatırlayan son insan da öldüğünde, hiç yaşamamış olacaksın.
Makina Mühendisi
DEU
İzmir
71 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Ekonomik döngü
"Kısacası, detaylara girip basit örneklere yer verecek olursak, montların, ayakkabıların ve şapkaların kısa sürede yıpranmasının terzinin, kunduracının ve şapkacının lehine olduğunu görürüz; camcı, pencereleri kıran fırtınalardan kâr eder; duvar ustası ve mimar yangınlardan kazanç sağlar; avukat davalarla, doktor hastalıkla, şarap satıcısı sarhoşlukla ve fahişe ahlaksızlıkla beslenir. Suçlar, kabahatler bitse ve davalar bir anda sona erse yargıç, polis ve hapishaneler için olduğu kadar savcı, avukatlar ve kâtipler için de büyük bir felaket olurdu!"
Sayfa 40 - KapraKitabı okuyor
İki yüzlülük
Tüccarın çıkarı tüketici ve üreticinin menfaati ile çakışır, bu bir gerçektir. Tüccar, üretici ile yaptığı bütün alışverişlerinde malı değerinin altında ve mümkün olan en ucuz şekilde satın almaz mı? Ve aynı ürünü, mükemmelliğini överek tüketiciye elinden geldiğince pahalıya satmaz mı? Dolayısıyla, kolektif ve bireysel olarak ticaret yapanın menfaati, üretici ve tüketicinin hatta aslında toplumun menfaatine aykırıdır.
Sayfa 32 - KapraKitabı okuyor
NÜFUS KONTROLÜ
Sadece yarın için kendini güvende hissedenler, çocuklarının sayısını gelirlerine göre düzenleyebilirler. Diğer yandan günbegün gizemli bir ölümün boyunduruğu altında yaşayan yoksullar ise kendileri olduğu gibi çocuklarını da geleceğin belirsizliğine kurban eder.
Sayfa 27 - KapraKitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
Rekabet
- Ne kadar istiyorsun?
- İki buçuk şilin, karım ve çocuklarım var.
- Peki, sen ne kadar istiyorsun?
- İki şilin, çocuğum yok ama karım var.
- Ya sen?
- Bir şilin ve sekiz kuruş benim için kâfidir. ne besleyecek karım ne de çocuklarım var.
- Öyleyse iş senindir!
Sayfa 25 - KapraKitabı okuyor
Bireysellik ve Rekabet
Bireyselliğin temel ilkesi rekabettir. Herkes kendi çıkarını düşünür. Geriye kalanlar ise onun rakibidir. Sistem, çıkarların uyumu değil çatışması üzerine kuruludur ve bu düzende herkes konumunu mücadele ile başkalarını geriye iterek yahut başkalarınca itilerek alır. Sosyalistler bunu; herkesin herkesle rekabet ettiği, ekonomik ve ahlaki açıdan "kişisel ve ölümcül bir savaş" 8 ki öyle de denebilir) olarak adlandırmaktadır.
Sayfa 23 - KapraKitabı okuyor
Ayna
Dünyadaki en büyük icat aynadır.
En büyük yüzleşmeyi, yüzleşmelerimizi onunla yaşarız.
Her sabah ilk ona bakarız.
Kimseye söyleyemediklerimizi onunla paylaşırız.
Konuşmasak, cümlelere dökmesek bile.
Aynada gördüğümüzü biz sevmezsek başkası nasıl sevebilir?
Aynada gördüğümüze biz saygı duymazsak başkası nasıl duyabilir?
Sizin değer vermediğinize başkası nasıl değer verebilir?
Bir barış anlaşması yapılacaksa öncelikle içimizde yapılmalı.
Kendimizle.
Diğer kişilerle anlaşmaları sonra yaparız.
Sırayla ve zamanı gelince...
E.S.
Doğduğun ev kaderindir
Tüm belirleyici koşulların en güçlüsü ve ilki doğumdur. İnsanların büyük çoğunluğu içine doğduğu şeydir.
Sayfa 21 - KapraKitabı okuyor
Stockholm Sendromu
Boş, pervasız ve kötü yönetilen fakirler, mutlak adaletle baktıklarında durumlarından kendileri sorumlu görülürler. Oysa bu sınıf, maddi refah içinde doğanlar ve yüksek maaşa sahio olanlardan çok daha fazla ve ağır emek verir.
Sayfa 20 - KapraKitabı okuyor
Toplumsal Başarısızlık
Bir toplumda maddi yoksunluk ve ahlaki bozulma yaşayanların bedensel ihtiyaçları yalnızca vahşi yaratıkların yetinebileceği bir şekilde karşılanıyor yahut hiç karşılanmıyorsa bu salt toplumun suçu değil, pro tanto* (* eşit ölçü) olarak sosyal düzenin de bir başarısızlığıdır.
Sayfa 20 - KapraKitabı okuyor
Sırasız Ölüm
Anıların kırık aynasını ortalığa saçılmış incecik onca parçadan bir araya getirme çabasıyla bu unutulmuş kasabaya geri döndüğümde, yaşlılığının son demlerinde onu bulduğum aynı hamakta yine aynı biçimde yatarken bakıp görmüştü o sabah oğlunu.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Bir kitabı okumaya başladı
Bir kitap okudu
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1434 günde okudu
Varlık -Yokluk
Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti.
Sayfa 200 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kabulleniş.
Zira asıl mesele, mevzuyu sorgulamak ve büyük soruyu sormaktır. Hiç kimse, şikayet ettikleri kötülüklere mevcut toplum yapısında çözüm getirilemeyeceğini sosyalistler kadar kabul etmeye hazır değil. Hatta bunu, hakikatin gerektirdiğinden çok daha kararlı şekilde onaylıyorlar ve bu haksızlıkların daha az olduğu veya hiç olmadığı başka türlü bir toplum inşasının mümkün olup olmadığını sorgulamayı teklif ediyorlar.
Sayfa 18 - KapraKitabı okuyor
Muhafazakârlık
İnsanoğlu bir yandan mevcut olanı kutsamak, bir yandan da henüz gerçekleşmemiş fikirleri uygulanamaz yahut kötü ilan etmek eğilimindedir.
Sayfa 15 - KapraKitabı okuyor