Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

esma besik

esma besik
@esmabesikk
İngiliz Dili ve Edebiyatı
28 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
tui lucent oculi sicut solis radii sicut splendor fulguris lucem donat tenebris
Reklam
Şiirde anlam aramak, evin duvarlarına renk beğenmek için bir resim sergisi gezmekten farksızdır.
psychoanalytic criticism/ page 123
Giuseppe Tartini, an Italian violinist of the eighteenth century, similarly discovered the value of dreams. One night he dreamed the devil came to his bedside and offered to help him finish a rather difficult sonata in exchange for his soul. Tartini agreed, whereupon the devil picked up Tartini's violin and completed the unfinished work. On awakening, Tartini jotted down frok memory what he had heard in his dreams. Titled The Devil's Trill Sonata, this piece is Tartini's best-known composition.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
KIYAMADIĞIM(1932)
Dik yamaçların selisin, Sen benden daha delisin. Şimdi kimlerin kulusun? Başını eğemediğim!
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
Reklam
Kuyu, dolu olduğunda susuzluktan korkmak, giderilemez bir susuzluk değil midir?
Âşık olduğunuz zaman, 'Tanrı benim yüreğimde,' demeyin, aksine, 'ben Tanrı'nın yüreğindeyim,' deyin.
"and I could easly forgive his pride, if he had not mortified mine."
NEDÂMET Hicran yollarında ben Daha inleyecektim bir felâket gelmeden Çabuk elimi çektim Hele artık kurtuldum Bir küçücük hicranla Aşktan kalmadı korkum Hakka sarıldım cânla Gel ey günahkâr güzel Sen de sarıl Allaha Dünyada yalnız o el Hitâm verir her âha
Reklam
"... Ben kendim iyi insan olmayı isterim, fakat kötü olanlara da hayretle bakmam. Hatta kızmam bile, ancak kötülükleri bana taalluk ederse kendimi müdafaa ederim. Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olmayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır. İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız. Hayatta en büyük vazife ve saadet olarak şunu almak lazımdır: bize yakın ve uzak bütün insanlara yardım etmek, bütün insanların iyiliğine çalışmak...
Sessizlikleri arayan ben, sessizlikte güvenle dağıtacağım hangi hazineyi buldum?
Hazırım gitmeye, hevesle yelkenleri dolduran rüzgarı bekliyorum. Sakin havadan çekeceğim son nefestir bu, geriye atacağım sevgi dolu son bakıştır.
Burada olan her şeyi yanıma almak isterdim. Fakat bunu nasıl yaparım? Bir ses, dili ve onu kanatlandıran dudakları yanında taşıyamaz. Özü tek başına aramalıdır. Tıpkı yuvasından uzaklaşan yalnız bir kartalın güneşin karşısında uçması gibi...
Şöyle ya da böyle olmak elbette kendi elimizde. Bedenimiz bahçemizdir, irademiz de bahçıvanı, ister ısırgan dikersin, ister kekik, ister hıyar yetiştirir, kabak ekersin, bahçeni tek bir bitkiye ayırabilirsin ya da bir sürü çiçekle doldurabilirsin, yeter ki sen iste! Bahçenin kısır kalması da elinde, verimli, bakımlı olması da. Bunların hepsini yapmak irademize bakar. Neyse ki, duygularımız mantığımızla dengelenmiş. Yoksa damarlarımızdaki şu azgınlık, içimizdeki şu şehvet düşkünlüğü bize ne oyunlar oynardı. İyi ki mantık denen bir şey var da, kuduran isteklerimizi, bedenimizin iğnelenmelerini, dizginsiz tutkularımızı bastırabiliyoruz.
100 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.